|
|
|
|
BENCİLLİK VE ERDEM
İnsan kişiliğinde tezatlıklar ve ikilikleri bir arada bulunmaktadır.
Şöyle ki; cesaretten dem vurur ama çoğunlukla korkularının esiridir.
Bilgiden dem vurur ama büyük çoğunluğun dayandığı en büyük
ermaye cehalet ya da onunla beslenen ruhtur. Adalet duygusunu
hep savunur ama her zaman hep kendi kefesinin ağır basmasını gözetir.
Dürüstlük erdemlik üzerine hep nutuk atar ama kendisine daha fazla yontmaya çalışır vs. vs.
Bireyde iyi veya kötü sayılabilecek pek çok özellik vardır. Bencillik ve
erdemlilikte bireyde bulunan iyi ve kötü iki özelliktir. Her bireyde “ben”
duygusu vardır. Çocukluktaki “ben” duygusu masum olan bir duygudur.
Yaşla birlikte mevcut olan “ben” duygusunun eğitilmesi (terbiye edilmesi)
yerini erdem ve paylaşım kültürüne, eğitilmemesi (terbiye edilmemesi) yerini bencilliğe
(egoizm) bırakmaktadır.
Bencillik hemen hemen her insanda bir şekilde vardır. Sözcük anlamında
bencillik; yalnızca ya da öncelikle kendi çıkarını, yararını düşünmek
olarak tanımlanabilir. Yaşamak için kendini koruma
refleksi gerek insanlar gerekse de hayvanlar için
kaçınılmazdır.
Bu aşamada bencillik ön plana çıkmaktadır. Bir çok düşünür bencilliği insanın doğal
bir özelliği olarak görür. Örneğin; 17. yy. Fransa’da yaşamış olan
La Rochefoucauld “Bencillik kolunda tutmasa, erdem pek uzaklara
gidemezdi”, “ikiyüzlülük kötülüğün erdeme olan saygısıdır” demekle
insanın kötülük yapmasını doğal ve kaçınılmaz olarak görmektedir.
Yine Fransız olan Bernard de MONDEVİLLE “Genel Zenginliği
Yapan Kişisel Kötülüklerdir” adlı eserinde “Mutluluk erdemsiz olmaya
bağlıdır, kişiyi mutlu kılan bencilliğidir” demektedir. Bencil bireyle
ahlak ve erdemi de kendini koruma içgüdüsü biçiminde kullanırlar. Dolayısı
ile kendi çıkarını düşünmeyi bütün eylemlerinin haklı ve doğru amacı
olarak görür ve bunu yaşamının değişmez ve kesin ilkesi yaparlar.
Bencilliği gelişen bireyde her zaman ve her yerde her şeyin merkezinde kendisi
vardır. Kendilerine kişisel maddi ve manevi çıkar sağlamanın peşindedirler.
Hep bir şeyler almanın ve bir şeyler vermemenin telaşındadırlar.
Tüm ilişkilerinde kurgu kendi çıkarları üzerine kurulu
olup topluma hiç bir şey vermemektedirler.
Bencilliğin marifetlerine gelince
Bencille kollektif bir çalışma yapılamaz. Çünkü ekip çalışması diye bir şeyi tanımak
bazı ilkelere bağlanmak ve paylaşım kültürü ona göre değildir.
Hep o haklıdır. Herkes onun haklarını elinden almak için uğraşmaktadır.
Bencilin doymak bilmeyen açgözlülüğü, bitmek tükenmek
bilmeyen hırsı, kapitalist sistemin günümüzde yarattığı en büyük sorundur.
Bencil “biz”i bilmez, hep “ben” der. Kaz gelecek yere tavuk esirgemez.
1 lira verse bile, 1000’i nasıl alacağının hesabı ile verir.
Bencilin bencilliği geliştikçe yolu “şovenizm”e “ırkçılık’a kadar çıkmaktadır.
Erdem; insan iradesinin gerektiğinde büyük özveride bulunarak, ciddi
engelleri aşmak pahasına ahlaki iyiliği amaçlayan, iyilik uğruna hareket
etme gücü olarak tanımlanabilir ve insanın “tek”liğinde kendini gösteren, paylaşma
kültürünün gelişmesi ile ortaya çıkan bir özelliktir.
İngiliz düşünür Locke göre erdem, bir otoriteye uymaktı. Erdem, ancak, insanın
kendisini bir otoriteye bağımlı kılması ile var olabilirdi.
Oysa birey özgür olmalı herhangi bir otoritenin baskısı altında olmamalıdır.
Bireyin kendi duygularının esiri olmaması da bireyin özgürleşmesi
kapsamında ele alınmalıdır. Buda kişinin bireyselleşmesi ile
mümkündür. Bireyselleşme, bireyin kendini bilmesi başkalarının
görüşlerinden fazla etkilenmeden kendi rotasını belirleyebilmesi
olarak tanımlanabilir. Bunun temelinde de farklı seçeneklerin ve
değerlerin bilincinde olmak yatar. Çok dar bir toplumsal ilişki
çerçevesinde yetişen, farklı görüşlere alışık olmadığı için
“öteki”lere karşı korku-öfke-nefret duyan bireyin bireyselleştiği
söylenemez. Bu nedenle farklı toplumsal ilişkilerin parçası olmak
ve hiçbir kimliğin esiri olmadan çok sayıda kimliğin
taşıyıcısı olmak, çelişen rolleri dengede tutmayı becerebilmek
ancak insanın toplumsallaşması ile edinebileceği özelliktir.
Yani bireyselleşmenin temelinde cemaatçiliğe hiç de
benzemeyen başka bir toplumsallaşma vardır.
Yine bir İngiliz olan William Wollaston erdeme, nesnelerin
tabiatında bulunan objektif bir ölçü aramaktadır. Ona göre
erdem doğru bir yargıdır. Doğru olmayana (yalana)
dayanan bir yargı ise erdemsizliktir. Tüm erdemler doğru yargılara
tüm erdemsizlikler de yalan yargılara dayanır. Yani erdemin ölçüsü
mantıksal doğrulardır. Erdemin insanı mutlu kılmasının nedeni
de doğruculuk olmasındandır. Çeşitli erdemsizlikleri düşündüğümüz
bunların altında her zaman bir yalancılığın
(doğru olmayan bir yargının) gizlenmiş olduğunu görürüz.
Bir başka İngiliz olan Shaftesbury de erdeme estetik açıdan bakmaktadır.
Ona göre erdem güzelle iyinin uyuşmasıdır. Erdemli insan kendini
biçimlendirebilmiş insandır. Bencil ve özgecil içgüdüler insanın doğal
nitelikleridir. Gereken ne birinin eksikliği ne de ötekinin fazlalığı, her ikisinin de
en uygun oranda uyuşmasıdır. İnsan elbette kendini düşünecektir.
Ama gereken odur ki, kendisi ile birlikte başkasını da düşünmesidir.
Erdemli insan uyumlu bir bütün olarak yetişmiş insandır. Bu uyumda
güzel ile iyi birleşir. Uyumlu bir bütün olarak yetişmiş insanda töresel
yargılama gücü vardır. Joseph Butler, Shaftesbury’nin töresel yargılama
gücünü vicdan olarak adlandırmıştır. Akılla yönetilen ve uyuşturulan
bencil ve özgecil eğilimler vicdanın sesiyle yargılanır.
Bu sürekli yargılama insanı erdemli kılar.
Aslında çevremize şöyle bir baktığımızda, kendimizde dahil olmak üzere
herkesin sözde (yani en azından söylerken) haktan, hukuktan, adaletten, dürüstlükten
dostluktan, sevgiden, insan severlikten, çevrecilikten
kısacası her türlü erdemden yana olduğunu
(Hatta bu erdemlerin sahibi olduklarını söylediklerini ) görürüz.
Oysa pratikte insanlar biraz açgözlü, biraz bencil, biraz haris
biraz kıskanç, biraz kendine yontan hatta bu yüzden biraz öldürücüdür.
Peki insan oğlu neden bu kadar bencil ve haristir. Kötülük iyiliğe
göre bencillikte erdeme göre kısa vadede kişiye daha iyi rant
sağladığından daha çekicidir de ondan. Nitekim pratikte birincilerin
(kötülük ve bencillik) ikincilere (iyilik ve erdem) galip gelerek yürürlükte
olduğu artık sosyolojik bir gerçek halini almıştır.
Bencilliğin günümüzde yaptığı tahribatı, anti toplumcu gelişmenin hepimize
verdiği zararı her gün görüyor ve yaşıyoruz. Erdem ve paylaşmanın zıttı
olan bencillik kişisel mutluluk getirse de başka bireylerin hak sınırına
dayandığından toplum için büyük sorun olmakta ve yine insana zarar
vermektedir. Ortak yaşamda bencillik bir dikendir. Bunun en bariz
şekliyle kapitalizmin gelişmeyi ilerlemeyi sağlayan çatışmacı
dinamizminde görürüz. Kapitalizm pastayı hep büyütür ama pastayı
asla adil bölüştürmez. Fazla bencil olanlar ve daha açgözlü olanlar
(diğerlerini de sömürerek) daha çok biriktirir ve elde ederler.
Birileri zenginleşip mutlu oldukça başka birileri de fakirleşip mutsuz olmaktadır.
İnsan bencillikten kurtulduğu oranda insanlaşır. Paylaşmayı bilmeyen
hoşgörüsüz ve toplumculuğa karşı olan bencil insan diğer insanlar için
daima sorun olmaktadır. Zira bireysel çıkarlar, genel çıkarlarla
çatışmasaydı asırlardır erdemlilik mücadelesi verilmezdi.
“Ben”i değil “Biz”i, “Millet”i veya “Din”i değil
İNSANI merkez alan anlayışların egemen olması dileği ile.
Şengül ARSLAN (BÜYÜKGÜL)
20 Ağustos 2008
Ankara
Sanal Hayatlar
Kolay hayat ister olduk kolay..
Sevgimizi, aşkımızı bile kolay yaşamak istiyoruz.
Bizi yormasın, zorlamasın, başımıza bela olmasın.
. İstediğimiz zaman olsun, onun dışında yok olsun..
Bir kumandanın ucunda olsun herşey
bir bilgisayarın düğmesinde, bir telefonun tuşlarında...
Ulaşmak, yaşatmak, canlandırmak, hissetmek için çaba harcamayalım.
Sanal dünya giriverdi hayatımıza
tam da bu günlerde, çok da işimize geldi.
Sanal alemin, sanal insanları olduk hemen.
Duygularımızdan korkar olduk.
Hissetmek yok
Herşey bir yalan.
Sanal alem değeri yok
Düşünemedik ki kablonun diğer ucunda
gerçek insanlar oturuyor.
dokunmaya
hissetmeye
göz göze gelmeye korkar olduk...
bir bilgisayar, bir msn, bir kamera herşey tamam...
İnsan başka ne isterki.
Böylesi daha güzel, sanal bir gerçeklikte sorumlulu
k duygusu yok, bağlanma yok, hesap vermek yok deyiverdik...
Canın isterse varsın, istemezse yok...
Ne güzel, tam bu çağın insanına göre...
Kolay işin, hangi yoldan elde edildiğinin hiç önemli olmadığı kolay
paranın peşinde koştuğumuz, hayata direk tepeden başlamak istediğimiz
bu günlerde, kolay seks, kolay ilişkilerde giriverdi usulca yaşantımıza.
Zora gelemiyoruz, gerçek ilişkiler sıkıyor biraz..
Biri azıcık duygularından söz ettiğinde birden itici oluveriyor
hemen pılımızı, pırtımızı toplayıp arkamıza bile bakmadan
ordan uzaklaşıveriyoruz.. Neden peki, bünyemizde barındırdığınız
şeyden kaçmak niye, yok saymak, derinlere göndermek...
Kimsenin gözüne gerçek anlamda bakmak istemiyoruz
korkuyoruz birilerinin gözlerine bakmaktan.
Mekanik hayatlar, mekanik ilişkiler, mekanik sevişmeler istiyoruz.
O kadar rahatladık ki artık.. sevmeye bile üşenir olduk...
ben gelemem ama gelirsen de hayır demem...
burdayım, isteyen gelip alsın...
ben kılımı kıpırdatmam...
uğraşamam...
çaba harcayamam...
ama şöyle yakınlarımda olsan o başka...
aşk aramıyorum, sevgi aramıyorum,
ilişki aramıyorum
sadece seks arıyorum deyiverecek kadar bir yerlerde unuttuk duygularımızı
yitiriverdik insanı insan yapan ruhumuzu.
Sevmekten korkar olduk
Ne oldu bize, ne zaman, nerde kaybettik sevmeyi, kimlere bırakıverdik
ruhumuzu, kimler acıttı canımıza da bu kadar acımasız oluverdik.
Ben uğraşamam ama sen buralarda olursan da hayır
demem yani, diyecek kadar korkar olduk birşeylerin peşinde koşmaya.
Bencil oluverdik.
Birgün yalnız uyanmanın ne kadar korkutucu olacağı
aklımıza hiç gelmiyor nedense.
Kendi doğamıza hasret yaşadığımızı bile anlayamadık
ALARA YÜREKLİ
Konu : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
(Okunma Sayısı 529 defa)
ZELİHA GÖK
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 384
İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın.
10 Ağu 2007
Teşekkür: 2
Bilgisayar oyunu ve internet bağımlılığı, ciddi tıbbi bağımlılıklar
arasına girdi. Babası ölen bir çocuğun söylediği 'Sadece bir
canı varmış' cümlesi, durumun vahametini gözler önüne sermeye yetiyor
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem, bilgisayar oyunu
ve internet bağımlılığının giderek büyüyen bir tehlike olduğuna
dikkati çekerek, "İnternet ve bilgisayar bağımlılığı, tıbbi bağımlılıklar
arasına alındı. Artık hastaneye çok ağır, hastane koşullarında tedavi
edilmesi gereken çocuklar gelmeye başladı" diyor. Prof. Dr. Öktem
ekran karşısında çok fazla vakit geçiren çocukların gerçek dünyayı
öğrenemediklerini, sanal dünyanın, çocukların yalancı kişilikler
geliştirmesinde de etkili olduğunu belirtiyor. Bu etki, zamanla
çocukların aileleri ve arkadaşlarıyla arasındaki paylaşımlara da yansıyor.
Öktem, ailelerin kendilerine en çok çocuklarını ekran karşısından
kaldıramadıkları şikâyetiyle başvurduklarını söylüyor.
Küçük yaşlardan itibaren çok fazla bilgisayar oyunu oynayan
çocuklar yaşama duyarsızlaşıyor, yapaylık içinde büyürken gerçek
dünyadaki dostluk, arkadaşlık duygularından da yoksun kalıyor.
'Güvenlik endişesiyle göz yumuluyor'
Babasını kaybetmiş küçük bir çocuğun hayretler
içinde kendisine, "Babamın sadece bir canı varmış" dediğini
anlatan Öktem, "Çocuklar, bilgisayar oyunlarındaki gibi, bir tuşla
tekrar yaşatılan kahramanların hayatlarıyla gerçek hayat arasındaki
farkları algılamakta zorlanabiliyor" diyor. Öktem,
"Çocuklarımıza en çok onlarla paylaşımda bulunduğumuzda bir
şeyler öğretebiliriz. Bu çocuklarsa odaya kapanıp bilgisayarla vakit geçiriyorlar.
Böylelikle ailenin deneyimi, ortak yaşantıları, olanakları
onlara sunulamamış oluyor" diye konuşuyor.
Güvenlik endişesiyle çocuğun evde bilgisayar
oynamasını mazur gören
anneler bulunduğunu hatırlatan Öktem, bunun çocuk için ileride
çok ciddi sorun yaratabileceğini söylüyor.
Çocukların bilgisayar karşısında sadece parmaklarını ve gözlerini
kullandıklarını kaydeden Öktem, bedensel hiçbir güç kullanılmadığı için
çocukların vücutlarının gelişimlerinin de aksadığını belirtiyor: "Kaslar, göğüs
kafesi gelişmiyor. Kemik yapılarında bozulma, eğrilik, çarpıklıklar görülebiliyor.
Öktem, bilgisayar oyunları nedeniyle çocukların kilo almaya başladıklarını
ya da yemek yemeyi unuttuğu için ciddi kilo kaybı yaşadıklarını anlatıyor
'O iyice ölmedi, bir daha ez!'
Öktem'e göre, bilgisayar oyunlarının içerdiği en büyük tehlikelerden biri de şiddet.
Zaman zaman internet kafelerdeki konuşmaları dinlediğini anlatan Öktem,
çocukların birbirlerine "Sen kaç kişiyi öldürdün?"
"O iyice ölmedi, bir daha ez" dediklerine şahit olmuş.
Bilgisayar oyunlarının çocuklara, gerçek yaşamın yaşatma, düzeltme
iyileştirme gibi değerlerinin tam tersi değerleri öğrettiğini ifade eden
Öktem, oyunlardaki şiddetin çocuğun gerçek şiddete duyarsızlaşmasına
yol açtığını vurguluyor. Öktem'e göre, herkes ciddi biçimde 'oyun' denilen
şeyin amacı ve olumsuzluklarının farkında olmalı ve bu konuda toplumda
bilinç yaratılmalı. Televizyonlarda yayımlanacak spotlar ya da oyunların
üstüne yazılacak uyarıların yanı sıra anne-babanın da çocuğu
denetlemesiyse çok büyük önem taşıyor
------------------------------------------------
Uçurumun kenarında olsanda hayata inat gülümse..
BİR FUZULİ
Üye
Mesaj Sayısı: 32
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
10 Ağu 2007
Teşekkür: 1
önceden ne kadar iyi bilgisayar kullandığımı düşünürdüm
şimdi ise
BİLGİSAYARIN BENİ KULLANDIĞINI ANLADIM
Teknoloji insanı kölesi yapıyor.
Dikkatli olmak gerek.
------------------------------------------------
Sizi aç kalmanız rahatsız etmiyorsa
aptal kalmanız da rahatsız etmeyecektir.
AKSA
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 697
Yantt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
10 Ağu 2007
Teşekkür: 80
"İnternet Bağımlılığı"nın nasıl bir rahatsızlık olduğunun net bir şekilde
anlaşılması açısından bu rahatsızlığın belirtilerinin açıklanması gerekmektedir.
Eğer bir birey 12 ay boyunca aşağıdaki belirtilerin 4 veya daha fazlasını
gösteriyor ise bu kişide İnternet Bağımlılığı olduğu düşünülmektedir.
* İnternete bağlı değilken bile internet hakkında olan düşünceler
* Tatmine ulaşılması için giderek artan bir şekilde İnternet kullanımı
* İnternet kullanımını kontrol edememe
* İnternet kullanımını kesmeye veya harcadığı zamanı düşürmeye
çalıştığında kişinin huzursuz hissetmesi ve daha çabuk sinirlenmesi
* İnternet kullanımını gerçek hayat problemlerinden bir kaçış gibi görmesi
* İnternette daha fazla zaman geçirmek için ailesine ve arkadaşlarına yalan söylemesi
* İnternet kullanımı yüzünden eğitim, iş veya kariyer fırsatını riske atması
* İnternet erişimi için harcanan olağandışı ücretlere rağmen kullanıma devam edilmesi
* İnternete bağlı olmadığı zamanlarda
kişinin sosyal yaşamdan geri çekilmesi veya içine kapanması
* İnterneti ilk kullanmaya başladığı zaman ile
karşılaştırıldığında şu anki kullanım süresinin uzaması
Eğer birey yukarıda açıklanmış olan belirtileri 12 aydan kısa bir süre için
gösteriyorsa bu kişi internete bağımlı değil diye adlandırılmaktadır.
Ayrıca yukarıdaki belirtileri gösteren bireylerin eğitim, meslek, sosyal
ve finansal alanlarda güçlük çektiği açıkça görülmektedir.
------------------------------------------------
Sevgide güneş gibi ol
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol
Hataları örtmede gece gibi ol
Tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol
Her ne olursan ol
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri
Zeliha Gök
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 384
Yanıt : İnternet Bağımlılığını CidiyeAlın.
10 Ağu 2007
Teşekkür: 2
komşumun çocuğu böyle aynen valla
ne desek kar etmiyor
kadın ne yapacağını şaşırdı artık
24 yaşında ve 1 yıldır
bütün zamanını internet başında geçiriyor
psikoloğada gitmiyor
ama zorla götürmek lazım yoksa sonu iyi değil
------------------------------------------------
Uçurumun kenarında olsanda hayata inat gülümse.
AKSA
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 697
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
10 Ağu 2007
Teşekkür: 80
Eğer bu bir bağımlılık halini aldıysa ve bu bağımlılık
bir “davranış bağımlılığı” olduğundan bazı davranışsal
düzenlemeler ve müdahaleler yapmak gerekir. Kişinin günlük
İnternet kullanım saatlerini değiştirmek, örneğin bir mutfak saati
yardımıyla bilgisayarı kapatmasını hatırlatmak, haftalık İnternet
kullanımı hedefi çizelgeleri yapıp bunları kaydetmek, İnternet
orucuna girmek, küçük hafıza kartlarına İnternet'in faydaları
ve zararlarını yazmak, destek grupları gibi yöntemler önerilmektedir.
Sevgide güneş gibi ol
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol
Hataları örtmede gece gibi ol
Tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol
Her ne olursan ol
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
ALİ 2037
Bilge Üye
Mesaj Sayısı: 2484
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Al
21 Tem 2008
Teşekkür: 670
Yazık çocuklarımız internet kurbanı oldu
İnternet bağımlısı gençler yemiyor, içmiyor, uyumuyor,yıkanmıyor
ve kimseyle konuşmuyorlar
Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Kliniği, yaklaşık iki yıldır internet
bağımlılarını da tedavi ediyor. Hastaların önemli bir kısmı ise gençler.
Yemiyor,içmiyor, yıkanmıyor ve kimseyle konuşmuylar.
Getirilme nedenleri ise 'internet bağımlısı' olmaları. Bu gençlerin
büyük bir kısmı ailelerinin zoruyla merkeze getiriliyor.
Sayıları ise, için her geçen gün daha da artıyor.
Balıklı Rum Hastanesi İnternet Bağımlılığı Servisi'nin sorumlusu
Doç.Dr.Özkan Pektaş’ın Habercocuk.com'a yaptığı çarpıcı açıklamaları şöyle
Bu kliniğe başvuranların bir profili var mı
Her yaş grubundan başvuran var. Türkiye'de interneti en çok
ergenler kullandığı için 12-18 yaş grubundan daha çok hasta geliyor.
'Oyunu bırakmamak için okulu kırıyorlar'
Ne tür şikayetleri oluyor
Daha çok ergen gruptakiler, online oyununu bırakmamak için okula gitmek istemiyor.
Gece de uyanık oldukları için ders başarıları düşüyor.
Aile bize, 'çocuğumuzu bilgisayar başından alamıyoruz" şikayetiyle geliyorlar.
Saatlerce hareketsiz kaldıkları için obezite olanların sayısı da çok fazla.
'Sanal oyunlara dikkat'
Oyun bağımlısı çocuklarda şiddet eğilimi artıyor mu?
Özellikle stratejik oyunlara dikkat. Küçük çocuklar oynamasın.
Bu oyunları küçük yaşta oynayan çocuklarda ‘şiddet’ işlemi eğilimi artabilir.
'Oyun bağımlısı genci ambulansla getirdiler'
Uç örnekli hastalarınız oldu mu
Hastalarımdan biri 13 yaşında erkek çocuğuydu.Günün 14 saatini internette geçiren
bir çocuktu. Evden dışarı çıkmıyordu, ailesi bilgisayarı kapatmak istediğinde onlara saldırıyordu.
Bir başka genç. Annesi, bizi ağlayarak aradı. Çocuğu gece gündüz internetteymiş.
Bilgisayarın karşısından kaldırmadıkları için sonunda yardım istediler.
Çocuk ambulansla servisimize getirildi ve birimimizde tedavi oldu.
'Çocuğunuzu spora yönlendirin'
Hastalığın tedavisinden bahseder misiniz
İnterneti sınırlamak, bu tür oyunları yasaklamak etkili çözüm değil.
Anne ve babalar da hatalı. Çocukla iletişim kurmuyorlarr.
Çocuğun internette vakit geçirmesini ‘kurtuluş’ olarak görenler
bile var. Çocuğun lan enerjisini atabileceği sosyal kanallara örneğin spora yönlendirmeli.
İNTERNET BAĞIMLISI HASTALARIN VİZİTE NOTLARI KORKUTUYOR
EVİNDEKİ EŞYALARI SATTI
'14 yaşındaki O.C.
'Counter Strike' adlı oyunun bağımlısı.
Saatlerce bilgisayar karşısında vakit geçirdiği için oyunu oynamaya
başladığından beri kilo almış, okula gitmiyor, günlerce yıkanmıyor.
İnternet kafeye para yetiştiremediği için evden eşyalar çalıp, eskicilere
satmaya başlamış. Sonunda ailesinin zoruyla hastaneye yatırılan gence müdahale edildi.
İNTİHAR ETMEK İSTEDİ
17 yaşında olan, lise ikinci sınıfta öğrenimine devam eden bir kız çocuğu.
Son iki yıldır, günlük ortalama 5-6 saatini bilgisayar başında kalıyor.
Son dönemde, kişinin okuldaki derslerinde düşüş ve okula devamsızlık
ettiği gözlemlendi. Kişinin ailesiyle yaşadığı tartışmalar sonucu, birkaç
kez ilaç kullanarak intihar girişiminde bulunduğu belirtilmiş.
BİR GÜN BİLE OKULA GİTMEMİŞ
O.Ç. 18 yaşında. Üniversiteyi kazanmış, kaydı yapılmış ancak son iki
yıldır internet bağımlılığı nedeniyle bir gün bile okula gitmemiş.
Hastaneye ailesinin imzasıyla, onun istemi dışında yatırıldı.
Bilgisayardan uzaklaşmamak için fast food dışında yemek yemiyor.
Arkadaşlarıyla özellikle son bir buçuk yıldır hiç diyaloğu yok.
Telefonunu bir yıldır hiçbir şekilde kullanmıyor.
UYUŞTURUCUDAN KURTULDU İNTERNET BAĞIMLISI OLDU
17 yaşında erkek çocuğu. Hiperaktivite tanısıyla uzun süre tedavi gördü.
Uyuşturcu bağımlılığı tedavisi görmüş ve düzelmiş.
Şimdi bir başka bağımlığı var. İnternet. Geceleri de uyumuyor.
Yaşam kalitesi düştü. Kilo aldı. Arkadaşlarıyla asla görüşmüyor.Tedavi oluyor.
habercocuk.com
------------------------------------------------
AY
52
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 342
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
03 Ağu 2008
Teşekkür: 185
Bugün gazetede okuduğum bir okur mektubundan konuyu çok güzel ele almış
Peki ne bu bağımlılığın sebebi
iş yoğunluğumuz arttı, maddi sıkıntılarımız bizi boğmaya başladı
nereye para yetiştireceğimizi bilemiyoruz, büyük şehirde yaşıyorsak
yaşamımızı zor kılan o kadar çok ağır şartlar var ki tüm bunlar
maalesef aile içi iletişimlerimizi koparmaya, candan olan dostluk
ve paylaşımlarımızın yerini çıkar ilişkileriyle sentezleşen bencil
dostluklara sürükledi sanırım. Böylece yaşadığımız çevredeki iş
ve insanlara tahammülümüz kalmadı, kendi yaşamımızın tadını alamıyoruz.
Çevremizdeki bir grup insanın sahip olduklarına özenmeye başladık.
Yani kendi örf âdet ve geleneklerimizi
Türk aile yapımızı unutup
kendi kimliğimiz içinde zıtlaşıp(burası çok önemli)
insan olarak kendimize saygımızı mı yitirdik, tam da gelişmiş toplumlar
son yıllarda Türk aile yapısını temel alırken acaba?
Çözüm, bilgisayarlara gömülüp dış dünya ve çevremizdeki insanlarla
iletişimi kesip hiç tanımadığımız, gerçek adını dahi bilmediğimiz bize anlık
heyecan, coşku veren ama sonrası kendi gibi sanal olan hayatlara sarılmak mıydı
içimizdeki boşlukları bu denli doldurmak daha mı kolaydı acaba
Kendi hayatlarımızın rehberi olmaktan bu kadar mı yorulmuştuk?
Bu belirtiler baş gösterdiğinde işin uzmanı doktorlardan yardım almak
daha kalıcı ve doğru çözüm olmayacak mıydı
İş ve aile yaşantımızın
parçalanmasına, maddi ve manevi zararlar almaya bu tarz sanal
yalanlarla izin vermeyelim lütfen. Hiçbirimizin hayatı tek tuşla yitirilecek
kadar basit ve ucuz olmamalı. Yaşanmış bu kadar acı örnek varken hep
ağır faturalar ödemeyi tercih etmeyelim bu kez.
Çünkü filtrelemek ya da yasak koymak yeterli değil... Özgür Gün
AĞCAN
Uzman Üye
Mesaj Sayısı: 729
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
04 Ağu 2008
Teşekkür: 378
İnternet bağımlılığının manevi değerlerimizi yitirmede
büyük etken olduğunu düşünüyorum.
Ne kadar şifre filtre olursa olsun evimizin içerisine dahil oldu.
Hele o internet kafelerde küçücük çocukları görünce,iştince içim cız ediyor.
İzledikleri olumsuz görüntüler küçücük ruhlarında ruhsal rahatsızlık oluşturacak.
Bir nesil nasılda çöküntüye uğruyor farkında değiliz.
Sanal aldatmalar artık bir boşanma gerkçesi.
Sanal alem, sanal arkadaşlık, sanal kitap, sanal aşk ,sanallar çoğalıp gidiyor.
Sanal alemin içerisinde kaybolmamak dileğiyle.
------------------------------------------------
En uzak mesafe ,
Ne Afrika'dır, ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan,
En uzak mesafe,
İki kafa arsındaki
Mesafedir birbirini anlamayan.
Öğretmen_M
Çalışkan Üye
Mesaj Sayısı: 121
Yanıt : İnternet Bağımlılığını Ciddiye Alın
04 Ağu 2008
Teşekkür 9
Sadece çocuklarımız mı internet kurbanı olanlar
Hepimiz zaman zaman kendimizi kaybetmiyor muyuz internette
Hatta bu bağımlılık yüzünden yıkılan yuvalar olduğunu bile duydum.
Allah sonumuzu hayır etsin.
http://www.islamforum.net/konu-disi/7428-msn-ve-zararlari.html
Msn Ve Zararlari
--------------------------------------------------------------------------------
Günümüzün tutkusu haline gelen
telefonun bile önüne geçen MSN sohbetinin zararları ortaya çıktı.
Amerika’da yapılan bir araştırma, sanal sohbet (chat) yapmanın
depresyonu artırdığını ortaya koydu.
Konuyla ilgili bilgi veren Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Yorulmaz
, “Bu araştırmaya göre, sanal sohbet geçici bir mutluluk meydana getiriyor
fakat uzun vadede yalnızlık hissini ve depresyonu artırıyor” dedi.
‘BAĞIMLI OLMAYIN’
Prof. Dr. Yorulmaz, internet uygun kullanılması gerektiğini vurgulayarak
internet başında gereğinden fazla zaman harcayan, onu uygun kullanmayan
insanların iş, okul, aile ve sosyal hayatlarının bu durumdan olumsuz
etkilendiğini söyledi. Prof. Yorulmaz şöyle konuştu: “Sanal sohbeti
alışkanlık haline getirenlerin öz güven problemi olduğu ve içe dönük
kişiliğe sahip, konuşkan olmayan kişilerden oluştuğu gözlendi. Sanal
sohbette, çok sosyal olmayan kişiler daha çok vakit harcıyorlar.
Bağımlılık yapan tüm maddeler gibi internet de bağımlılık yapabilir.
Bu uyku kaçırıcı, bellek bozukluklarına yol açan bağımlılıktır.
İnternet bağımlılıkları, internette fazla vakit harcarlar ve internete giremediklerinde
kendini kötü hissederler. Diğer uğraşlardan zevk almazlar.
Okul ve işle ilgili sorun yaşar, bununla ilişkili olarak yalan söylerler.” Prof. Dr. Yorulmaz
her şeyde olduğu gibi ‘chat’in de aşırıya kaçılmadan
ve gerçek hayattan kopulmadan yapılması gerektiğini söyledi.
11/9/2006 - Internet Yasaklanmalı mı
Gençlik, 'sanal alem'in tehdidinde
Hem yararları, hem de zararları bulunan internet, içerisinde
her şeyi barındıran koca bir sanal dünya. Bu dünyada
radığınız her şeyi bulduğunuz gibi istemediğiniz şeylerle de karşılaşabilirsiniz.
Özellikle müstehcen filmler ve resimlerin
gençliğin önünde en büyük tehdit olduğu kaydediliyor.
Halkın özellikle de gençlerin dilinde internetin tanımı
kolay erişim ve argo tabiriyle "beleş" iletişim.
Gençlerin ödevlerini hazırlamada, daha ziyade chat
ve oyun oynama da kullandığı internet son yıllarda hayatımızın
büyük bir bölümünü işgal etmektedir. Hem yararları, hem de
zararları bulunan internet, içerisinde her şeyi barındıran koca bir sanal dünya.
Bu dünyada aradığınız her şeyi bulduğunuz gibi istemediğiniz şeylerle de
karşılaşabilirsiniz. Özellikle müstehcen filmler ve resimlerin, gençliğin
önünde en büyük tehdit olduğu kaydediliyor. Bu tehdit ne kadar kaale alınıyor
bilinmez ama uzmanlar bu tehlikeye kulak verilmesini
ve buna karşı önlem alınması gerektiğini söylüyor.
İnternet kafelerde neler yasak
Türkiye'de, henüz kişisel bilgisayar kullanımı gelişmediğinden, bilgisayar kullanıcılarının
ortak adresi internet kafeler oluyor. Basık ve karanlık ortamlarda, sigara dumanları
altında, insanlar internetin nimetinden (!) faydalanmaya çalışıyorlar. Daha önce kafelerde
yapılmaya çalışılan düzenlemeler ne kadar etkili olmuştur tartışılır; ama hergün
yeni kararlar alınıp, uygulanmak için yürürlüğe giriyor.
Sanal dünyanın, kişisel kullanıma sunulduğu internet kafelerde, bilgisayar dışındaki bütün
elektronik ve mekanik eşyaların kullanıma sunulması yasak. Bilgisayarlarda oyun oynatılması
internet üzerinden zararlı yayın yapan internet sitelerine girmek yasak.
Kumar, bahis ve pornografik siteleri kullanmak yasak. Devletin bölünmez
bütünlüğünü ve anayasal düzeni yıkmaya yönelik yayın yapan sitelere erişim
yasak. Lisanssız ve denetim pulu olmayan
her türlü film, yazılım, bilgisayar oyununu, çoğaltmak ve
satışa sunmak, sayılan yasaklar arasında.
Gençlik tehdit altında
Kafelerin açılış ve kapanış saatlerinin valilik tarafından onaylanıp belediyeler
tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Sabah saatlerinden, 24.00'a kadar açık
olan kafelerde hatta bazen kapalı kapılar ardından 24 saat boyunca açık olan
kafelerde, dünya ellerinizin ve klavyenizin ucunda. Bütün bu kurallar
varken ve bu kurallara riayet edildiğinde internetin bir zararının olmadığı
görülüyor. Evet, kurallara uyulsaydı bugün hapishaneler boş kalır, suçsuz
günahsız insanlar hayatını kaybetmez, insanlarda birbirlerine karşı duyulan
güvensizlik, yerini güvene ve kardeşliğe bırakırdı. İnternet kafelerde de hayatın
her alanında olduğu gibi kural ihlalleri yaşanmakta. Daha çok para kazandıran
bilgisayar oyunlarını tercih eden kafe işletmecileri bunun yasak olduğunu
belki de bilmiyorlardır. Son zamanlarda artan internet kullanımından dolayı
haber bültenleri, yeni cinayetlerle, boşanmalarla ve kavgalarla tanışıyor.
Özellikle Chat diye tabir edilen, Türkçesi sohbet olan internet odalarının
kullanımından çıkan bu problemler, gençlerimizin ve aile kültürümüzün
temellerini dinamitleyen öğelerden biri olmaya başladı. Bu gelişmelerin
aldatmaları kolaylaştırdığı ve örttüğünü, daha gizli konuma getirdiğini söyleyen
uzmanlar, bu problemin önüne geçilmesi gerektiğini söylüyor.
Eskiden buram buram hasret kokan mektuplarımızın yerini, şimdilerde
alan e-posta (mail) mektup kültürümüzü de yok etme tehdidi taşıyor.
Henüz birkaç kuşaklık ömrü daha kalan mektup yeni yetişen neslin artık
tercihleri dışında kalıyor. Askerler yavuklularına artık saf aşklarının barındığı
mektupları değil, soğuk sayfalarla, ilginç karakterler barındıran e-postalar gönderiyor.
Sanal çöpçatan görevini de gören internet, karşınızdaki insanın gerçek
kişiliğini örten, onu melek sıfatıyla tanıtan, maskeler ardına gizleyen bir perde.
Çeşme başında tanışmalar yerini renkli sitelerde samimiyetsiz
buluşmalara terk etti. Korsan yayınların yaygın olduğu bu sitelerde
emek hırsızlığı da had safhaya ulaşıyor. İstediğiniz sanatçının, istediğiniz
albümünü, gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğiniz filmlerin
ilk önce izleme ve dinleme fırsatının sunulduğu
bu teknoloji (!) sizi birkaç dakikada emek hırsızı yapabiliyor.
Öğrencilerin aklı fikri oyunda
Konu ile ilgili düşüncelerini sorduğumuz
Abdulkadir Uztürk İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi
Burak A. interneti bir eğlence ve iletişim aracı olarak tanımlıyor.
Kitap okumaya vakit ayıramadığını söyleyen Burak A. "İnternete
gitmezsem ders çalışamam ve oyunlarda aklım kalır" diyerek
internetin aslında bir de farklı yönüne, bağımlılık yapma özelliğine
dikkat çekti. İnternetin zararlarının ise gözleri bozması ve dersleri
aksatması olduğunu söyleyen Burak A., evinde bilgisayarının olmadığını
Fakat olduğu takdirde daha fazla vaktini harcayabileceğini söylüyor.
İnternetin önem bakımından yüzyılın buluşu olduğunu söyleyen Sefa Saygılı ise
"İnternetin kapsadığı bilgi sonsuz denecek kadar çoktur.
İnternet sayesinde dünyanın dört bir tarafına kolaylıkla
ulaşabiliyorsunuz ve en önemlisi de tekel medyaya muhtaç değilsiniz.
İstediğiniz bilgiyi istediğiniz ölçüde elde edebilirsiniz. Bu kadar
faydalı olan internetin tabiî ki bir de zararı vardır" dedi.
İnternetin zararlarını şöyle sıralayan Saygılı, "Sanal sohbet özellikle
gençleri esir almaktadır. Karşılıklı, genellikle lüzumsuz tartışmalar
zamanı boşa harcatmakta ve zihinleri gereksiz yere işgal etmektedir.
Bilgisayarda saatler süren karşılaşma ve yarışmalar, bazen kumar
oynamaya dönüşmekte, öğrenme, eğitimle beceri ve yetenekleri geliştirme
çağı olan bu çağı boşa harcanmaktadır. Böylece üniversite eğitimi
baltalanmakta ve bazen de yarım kalmaktadır" dedi.
Tarih kaynaklarında iletişim üzerine birçok söylenti var.
Rüzgârla, dumanla, kuşla, habercilerle. Teknolojinin gelişmesiyle
birlikte zor şartlarda yapılan iletişim, masa başına, cebimize
hatta parmaklarımıza kadar indi. Telefonla başlayan bu kolaylık
daha sonra cep telefonuna ve ardından da çağın iletişim kaynağı olan
internetle son noktasına ulaştı. Günümüzde iletişimin gelişmesi ile
insanların arasında muhabbetin ve sohbetin değerini yitirdiği
akşamsefası sohbetlerinin yerini kan ve gözyaşı dolu haber programlarI
sanal dünyalarda kurulan hayatlar aldı.
Teknoloji zararlı mı dersiniz? Eskilerin anlattığı
sıra geceleri, dostluklar, kardeşlikler
aile bağlarının yerini bugün ne aldı sizce
Biz çağımızda büyük bir nimet olan; fakat yanlış kullanıldığında
hayatı tamamen altüst eden internet diyoruz. Ya siz? 'www' ile
başlayan, hayatınızın tamamını içine aldıktan sonra bir 'nokta' (.)
koyup, com, net, org veya gov'la biten ve bir tıkla yeni bir hayat başlatan
internetin, ne manaya geldiğini ve nasıl kullanıldığına bakalım. Bugüne
kadar üzerinde uzlaşmaya varılmış ortak bir tanım olmamasına karşın
çeşitli elektronik arşivlerdeki dokümanlara bakarak internetin dünya
üzerindeki mevcut milyonlarca ağın ortak bir protokol çerçevesinde iletişim
kurmasını ve birbirleri ile kaynaklarını paylaşmasını sağlayan ağlararası
ağ olduğu söylenebilir. Diğer bir tanımda ise internet, 'TCP/IP protokolünü
tanıyan ağların oluşturduğu büyük bir ağdır.' diye tarif ediliyor.
Bu protokolü tanıyan ağlardan erişebilecek bir kaynaklar
kümesidir. Kullanılan ortak protokol TCP/IP'dir.
Bu akademik ve bilimsel tanımdan sonra internetin halk arasından
dolaşan tarifi ise, "haber takibi, mesajlaşma, ucuz olduğu için sesli
ve görüntülü görüşme, dosya aktarımı, kolay bilgiye ulaşma yolu,
bir konu hakkında bilgi toplamak için tarama yapma"
diye tarif ediliyor. Bu tarif meslek dallarına göre de değişim gösteriyor.
Örneğin; site tasarımcıları interneti; "hayatım, elim ayağım, haber
kaynağım, dünyaya açılan kapım, ekmek teknem" diye tarif ediyor.
İlköğretim çağındaki öğrenciler ise interneti eğlence aracı olarak tarif
etmektedirler. Son on beş yılda bu kadar gelişme kaydeden çağın
teknoloji harikası internet, acaba ne kadar zararlı, ne kadar faydalı
2 Yalnızlık ve depresyona sürüklüyor
Yapılan araştırmalar sonucu, "chat"ın ilk dönemlerde insanlarda
geçici bir hoşluk meydana getirdiği, sonrasında ise yalnızlık
ve depresyonla karşı karşıya bıraktığı tesbit edilmiş.
Bilgisayar kullanımı, özellikle de internetin hayatımızdaki yeri sizce nedir
Cansız olan her nesne fayda ve zarar açısından nötr bir işleve sahiptir.
Bilgisayar da, donanım dediğimiz birçok elektronik aygıtın bir araya
gelmesiyle belli birtakım işlevleri yerine getiren bir nesneler bütünlüğüdür.
Bu açıklama bilgisayarı kullanmak yararlı, mı zararlı mı sorusunun
cevabı olarak düşünülebilir. Günümüz internet kullanımında
istatistikler bireysel ve geçici doyumun internet kullanımında büyük
bir orana sahip olduğunu göstermektedir. İnternet kafelerin kullanım
amacıyla ilgili Chip dergisi tarafından internet üzerinden yapılan bir ankette
kullanıcıların yüzde 81,16'sı oyun, sörf ve chat yapmak amacıyla interneti
kullanmaktadır. Bu oran eğitim içerikli siteleri ziyaret edenlerin arasında yüzde 38
civarındadır. İnternet hayatımızın her yerinde ve gençliği kendisine mecbur
kılmaktadır. Birçok insanın hayatında bir yaşam tarzıdır. Zihinsel kirlenmenin
yanında zaman israfı, aile ilişkilerinde yalnızlaşma, duygusal ilişkilerde eşiyle
yetinememe, var olan eş yerine daha farklı alternatifler arama ve
bulma gibi olumsuzluklara sebep olmaktadır.
Yapay ilişkiler bağları zayıflatıyor
Bir psikolojik danışman olarak sizce internetin zararları var mıdır
İnternetin zararları ve yararları çok tartışılan konulardan biridir
. İnternetin etkileri hakkında bir görüş; teknolojinin sunduklarından
mahrum kalmamak, sonsuz seçeneklerden yararlanmak biçiminde
düşüncesini ifade ederken; diğer bir görüş ise, insanların zaten izole
edildiğini, internetin bu izolasyonu arttırdığını ileri sürmektedir.
Buna da cevap: "Zaten izole hayatlar yaşıyoruz, internet bu
izolasyonu kırıyor. İnternet aracılığıyla bile olsa, yeni insanlar tanıyoruz" şeklindedir.
Ancak, sanal sohbetin bir yaşam tarzı haline gelmesi gerçek hayatta adaptasyonu
oldukça olumsuz etkiler. Suni gündem oluşturur, yapay ilişkiler ve gerçekle bağların
zayıflamasına sebep olur. Amerika'da yapılan bir araştırma, Chat'ın geçici
bir hoşluk meydana getirdiğini ama uzun vadede yalnızlık hissini ve
depresyonu arttırdığını ortaya çıkarmıştır.
Ruh sağlığını olumsuz etkiliyor
İnsanlar sanal sohbete neden ihtiyaç duyar ve neden kendini kontrol edemez
Bu sorunun cevabını yukarıda çeşitli satır aralarına serpiştirdik.
Genel eğilimle ilgili analitik bir değerlendirme yapacak olursak
şunlar söylenebilir. İlkel arzular her insanda vardır. Bu arzular
sürekli doyum sağlama eğilimindedirler. Karşı cinsi arzulamak
ilkel benliğin bir arzusudur. Alt benlikte, kişi karşı cinsi arzular.
Onun yanında olmak, onunla iletişime geçmek kişiyi hoşnut eder.
Sorumsuzluk ve kuralsızlık alt benliğin hoşlandığı bir başka durumdur.
Kişi saldırgan olmak ister. Bu saldırgan içgüdüsünü bazen dijital oyunlarla
bazen sanal odalarda küfrederek deşarj etmeye çalışır. Sanal âlemde
sanal sohbetler; bu duygulara (cinsellik, saldırganlık ve sorumsuzluk)
doyum sağlar.
Üst benliğin bu noktada güçsüz olması kişide oto kontrol kaybına sebep olur.
Peki, bu sorunları sıraladıktan sonra neler yapılabilir
Kontrollü bir şekilde interneti kullanmak zarar vermez. Otokontrol olmalı.
geçecek zaman ve sohbetler belirli saatlerle sınırlandırılmalıdır. Araştırmalar
için daha çok kütüphaneleri kullanmalısınız. İnternet kütüphane
öncesi çalışmalarınızda size ön hazırlık imkânı sunmalıdır.
İletişim için chat kanallarını kullanmak yerine, sadece tanıdıklarınız
MSN Messenger adreslerini listelerinize ekleyip, geçici ve kısıtlı bir süre
sohbet edebilirsiniz. Tanımadığınız mail adreslerinin listeleme talebini
olumlu onaylamayınız. İnternette tanışılan kişilere resimlerinizi yollamayınız.
Çünkü bir internet kullanıcısı şunu ifade ediyor: "…
Kız rumuzları ile Chat odalarına girip bize fotoğraflarını yollayan
erkeklerin 1–2 dakikada kafalarını kesip, yine internetteki porno
sitelerden indirdiğimiz fotoğraflara monte edip onlara geri yolluyorduk."
Bu durum bayanlar için de aynı -hatta daha fazla- riski taşımaktadır.
Photoshop çıktıktan sonra birçok yorumcu resmin delil olma özelliğini
kaybettiğini söylüyor. Yani Photoshop'la dileyen dilediğini dilediği kılığa sokabilir.
İnternet : asosyalleşmeyi tetikliyor
İnternet sosyal hayatımızda da birçok olumsuzluklara yol açabilir.
Bu konuyu psikolojik danışman ve www.psikolojikdanisma.net sitesi editörü
Maruf Beçen'e sorduk. Beçen, verdiği cevaplarla
"sanal alem"in çarpıcı fotoğraflarını koydu önümüze.
Chat veya Sohbet'in bu kadar problem olması
ve yaygın olmasını neye bağlıyorsunuz
Genelde Sanal Sohbeti hayatında bir tarz olarak kalıcı hale getiren
kişilerde gerçeğe karşı bir özgüven probleminin varlığı dikkat
i çekmektedir. Genelde sosyal hayata açık kişilerin internette çok zaman
geçirmedikleri gözlemlenmiştir.
Daha çok içe dönük insanlar sanal sohbetle daha ilgililer.
Chat bu yapıyı daha çok besliyor. Gerçek hayatta konuşamayan, beğenilmeyen
dışlandığını düşünen bir kişi zamanının çoğunu internette
chat yaparak geçirmektedir. Beğenilme ve kabul görme problemi
olmayan kişiler de chat yapmakta ancak; bir yaşam tarzı halinde değil.
bunlarla beraber chat yapmanın zararları konusunda
dikkate değer bir başka konu ise aile hayatına olan negatif etkileri.
Geleneksel algıda evlilik kutsal bir kurum olarak kabul edilir.
Bu bütün toplumlarda böyledir. Evliliği sonlandıracak gerekçeler
çok güçlü sebeplere dayanmak durumundadır. Ancak internetteki sohbet
ve çöpçatan siteleri vasıtasıyla artık birçok alternatif söz konusudur.
Evliliğin sıkıcı olması durumunda sıkıcılığı oluşturan problemi çözme
noktasındaki girişimler ya çok az ya da az kararlı bir anlayışla ele
alınmaktadır. Çözüm noktasındaki isteksiz girişimler, farklı alternatifler
vardır mantığıyla sonlandırılmaktadır. Eşiyle çok yüzeysel tartışmalar
yapıp problem yaşayan birçok kadın ve erkek internet üzerinden tanıştıkları
kişilerle bu problemleri paylaşmaktadır. Bu paylaşım farklı cinsleri birbirlerine
yakınlaştırarak yeni bir ilişkiye kapı aralamakta ve var olan bir kurumu yıkmaktadır.
Bazen bu durum aile kurumunu dağıtmasa da aldatma diye ifade
edilen bir başka soruna sebep olmaktadır.
3
Ebeveynler dikkat
İbn-i Sina'nın tabiriyle "çocuklar muma benzer, çocukluklarında
kolay şekil alır, geleceğe bunları sağlam taşırlar". Dolayısıyla çocukluk
yaşantıları insanın geleceği ile ilgili çok büyük önem arz eder.
Böyle hassas bir dönemde çocuklarımızın her konuda olduğu gibi internet
konusunda da ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyacı var.
Okulların kapanmasıyla öğrenciler ve çocuklar özellikle yazın kavurucu sıcağından
evdeki bilgisayarlara ve internete sığınmış durumdalar. Çocuk gelişimi
nazarıyla bu konuyu değerlendirir misiniz
Öncelikle çocuk ve internet konusunu gündemine
aldığı için gazetemizi, bu röportajı okudukları
için tüm gençlerimizi ve onların geleceğini özenle hazırlayan ebeveynlerimizi tebrik ederim.
Konu çok önemlidir. Çünkü daha geçen hafta çocuğumuzun seyretmesi için internetten
indirdiğimiz bir çizgi filmi müstehcen görüntüler sebebiyle silmek zorunda kaldık.
Bunun şokunu atlatmadan bir arkadaşımızın çocuklarının bu tür sakıncalı videolar
izlemiş olduğunu dehşetle öğrendik. Tüm anne babalara sesleniyorum.
"Güven çok önemlidir ama kontrol her şeydir". Okullar kapanmış
bilgisayarların modelleri yükseltilmiş, internet hızlanmış ve kesintisiz
sınırsız imkânlar sunulmaya başlamıştır. Bilgisayar karşısında
10 yaşındaki çocukla 30 yaşındaki yetişkin eşit bir konuma gelmiş
aynı bilgiye ulaşmada benzer bir mesafeye erişmişlerdir.
İnternetin hızlanmasıyla video dosyaları popülerleşmiş, indirilen videolar pornografik
görüntülerle kirletilmiştir. İnternette kapitalizm reklâm ve marka ile
körüklenmiş, yanlış ve eksik bilgi bombardımanıyla bilgi kirlenmesi
yaşanmıştır. Böyle korkunç bir ortamda çok dikkatli olmak, dipsiz kuyulara
taş atmamak gerekmektedir. İbn-i Sina'nın tabiriyle "çocuklar
muma benzer, çocukluklarında kolay şekil alır, geleceğe bunları sağlam
taşırlar". Dolayısıyla çocukluk yaşantıları insanın geleceği ile ilgili
çok büyük önem arz etmektedir. Böyle hassas bir dönemde
çocuklarımızın her konuda olduğu gibi internet konusunda
da ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyacı vardır. İnternet birçok bilgisayarın
birbirine bağlanması, bilgisayar aracılığıyla bilgilerin paylaşılması demektir. Evinizin
görünmeyen penceresi, çalınmayan kapısı demektir. İnternet de diğer birçok unsur
gibi kullanıma bağlı olarak çocuğun gelişimini olumlu ve olumsuz olarak etkileyebilmektedir.
Çocuğun özgüveni zedelenmemeli
Kullanım bağlı olarak derken neyi kastettiğinizi biraz açar mısınız
Kullanıma bağlı olmaktan kastımız; kullanım
amacı, türü, süresi, tekrarı, yöntemi ve kullanıcının kendisidir.
Aslında internet çocuğun zihinsel, sosyal, akademik
dil gelişimine olumlu katkı sağlayabilir. Teknolojiyi kullanma,
zaman yönetiminde tecrübe, bilgiye ulaşma yollarını kavrama gibi artılar da
kazandırabilir. Burada dikkat edilmesi gerekilen nokta; dinimizin ön gördüğü
yaşam tarzında her şeyi yerli yerince ve ölçüsünde yapmanın daha faydalı
olduğunun hatırlanmasıdır. Eğer bazı ölçülere riayet edecek olursak internetin
zararlarını minimuma indirir faydalarını da nispeten arttırırız.
İnternetten kaçış yok, ancak kontrol altına alabiliriz. Bir önceki kuşağın
televizyonlara verdiği tepkiyi hatırlayalım. Şimdi herkesin evinde en
geniş ekranlarından en son modellerinden televizyonlar var. Özel televizyon
kanalları açıldığında ülkemizin başbakanlarından birisi kötü içerikli yayınları
seyretmek istemeyenlere kumandayı göstererek kanal değiştirmesini
öğütlemişti! Burada maksadımız haddimizi aşıp aynı saygısızlığı
tekrarlamak değil. Buradaki kastımız kontrolün önemini vurgulamak.
Öyle bir kontrol ki, çocuğun özgüvenini zedelemeyecek, lakin haberi olmadan da izlenecek.
"İnternetteki Çocuğun Riskleri..."
Dediklerinizden internet çocuk gelişimi için
faydalı bir şey değil manasını mı çıkaracağız
İnternette çocuk güvenliği diye bir kavram var sebepsiz
değil muhakkak. Symantec ve International Crime Analysis
Association (ICAA) tarafından çocukların internette dolaşırken
karşılaştıkları riskleri ve buna tepkilerini tespit etmeyi amaçlayan
'İnternetteki Çocuğun Riskleri' adlı araştırma sonuçlarına göre :
Çocuklar pornografik bir materyalle karşılaştıklarında sadece yüzde
24'ünün olumsuz bir durumla karşılaştığını düşünmekte, yüzde 30'u
böyle bir materyalle karşılaştığında merak duyduğunu söylerken, bunu
olumsuz olarak algılamayanların oranı ise yüzde 46'dır.
Çocukların yüzde 27'sinin İnternet'te
tümüyle denetimsiz dolaşmakta.
Uzmanlar uyarıyor
İnternetin sosyal hayatımıza etkilerinin büyük olmasının yanı sıra
özellikle gençlerimizin gelişiminde, çocukluk döneminden itibaren
başlayan bu süreçte büyük etkilerinin olduğu uzmanlar tarafından
vurgulanmaktadır. Bu etkilerin olumsuz olanlarının
dışında, olumlu etkileri de söz konusudur. Onların gelişme ve eğitim
sürecine birçok alanda katkı sağlayan, çağın iletişim kaynağı, internet;
sunduğu kolaylıklarla hayatımızdaki yerini korumaya devam ediyor.
İnsan hayatının özellikle de gençlerin gelişim sürecindeki etkilerini çocuk
gelişim uzmanı, psikolojik danışman Ömer Akgül'le konuştuk. Çocuk
gelişimi ile ilgili internetin fayda ve zararlarını bizlerle
paylaşan çocuk gelişim uzmanı
psikolojik danışman Ömer Akgül çarpıcı bilgiler verdi.
4
'Sınırsız internet' yanlışa yönlendiriyor
En önemli sorunlardan biri de internet kullanımının süresi ve sıklığıdır.
Sınırsız bağlantı propagandası sebebiyle internetten düşmeyen gençler
sosyal hayattan bir bir düşmeye başlıyorlar. Kişiliğin gelişmesinde asosyal bir
boyut kazanan genç ileriki yaşlarda içinden çıkılması zor bir sarmala yakalanıyor.
Peki çocuk gelişimi açısından incelediğimizde somut
olarak ne tür zararlardan bahsedebilirsiniz
Bunları kategoriler halinde söylemenin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
Mesela çocukların % 10'u interneti araştırma amaçlı kullanırken diğerleri
sohbet, oyun ve vakit geçirmek için web sitelerinde zaman öldürmektedir.
Hâlbuki bizim medeniyetimiz "zaman geçirme" medeniyeti değil "zaman
değerlendirme" medeniyetidir.
Somut olarak birinci tehlike: Sohbet (chat; msn, icq, vs…)
Çocuklar tanımadıkları insanlarla sohbet ettiklerinde ne de olsa sanal bir ortam
diyerek yalan söyleyebilmekte, kendilerini farklı şekillerde tanıtmakta
kimlikleriyle ilgili yanlış bilgiler vermektedirler.
Kişilik gelişimlerinin oluştuğu dönemlerde bu tür asılsız sunumlar
kimlik gelişimlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Zamanla oluşturdukları
bu hayali kişiliğe bürünme ihtimalleri bulunmaktadır.
İkincisi ise çevirim içi (online) oyunlar: Knight (korkunç yaratıklarla
başka korkunç varlıkları öldürdükçe rütbenizin arttığı, arttıkça daha
kolay adam öldürebildiğiniz, yalan dolanla başkalarından çaldığınız
silahlarla oynanan oyun, üyesi olduğunuz klanla –adam öldürme
topluluğu- özdeşleşme), omarta (hırsızlık, öldürme gibi davranışları
yaptıkça rütbe kazanılan suç işlemeyi özendiren mafyavari oyunlar) ve bu
oyunlarda hızlı yükselmek için silver ve gold gibi paralı üyelikle belli başlı
internet risklerinden olan kumara özendirmektedir.
Üçüncüsü ise internette vakit geçirmek için amaçsız dolaşma
yani şeytanın musallat olmasını teşvik etmek gibi bir şey.
Nedir musallat olan şey. Uygunsuz içerik: Pornografik resim
video, ses dosyalarının istenerek veya beklenmeden aniden
karşınıza çıkması, satanizm, intihar, kafa kesme, ameliyat
kadavra inceleme gibi çocukların duygusal gelişimlerini olumsuz
etkileyecek içerikler internette bazen açıktan bazen masum
isimler ardında kullanıcılara ulaşmaktadır.
En büyük sıkıntılardan biri ise kafelerde internete girilmesi:
Gençlerin bir kısmı evde internet bağlantısı olduğu halde internet
kafeye gitmeyi tercih etmektedir. Tercih sebepleri, eve gelecek olan
yüklü telefon paralarını azaltarak aile içi çatışmaları aza indirmek
kendi kullanım sürelerini kısıtlamak ve internet kafedeki ağ grubuyla
birden fazla kişiyle oyun oynamak şeklinde sıralanabilir. Evde aşırı
kontrol, baskı ve yasaktan sıkılan çocuklar denetimsiz kafelere gitmektedir.
İnternet kafenin ortamını daha rahatsız edici bularak evde daha sağlıklı
kullanıldığını düşünen ayrı bir kesim de var. "İnternet kafelerde gürültü
sigara, beni rahatsız ediyor. Evde bilinçli ve sağlıklı kullandığım için
interneti olumlu buluyorum. Ev daha sağlıklı bir mekan" diyebilen aklı
selim gençleri tebrik etmek lazım.
Bir diğer tehlike internet kullanımının süresi ve sıklığıdır. Sınırsız
bağlantı propagandası sebebiyle internetten düşmeyen gençler sosyal
hayattan bir bir düşmeye başlıyorlar. Kişiliğin gelişmesinde asosyal bir
boyut kazanan genç ileriki yaşlarda içinden çıkılması zor bir sarmala
yakalanıyor. Bazı gençler interneti kontrollü kullandıkları, dolayısıyla
sosyal hayatlarını engellemediklerini ve bu vesileyle de internette yeni
insanlarla tanışmış olmalarının kendilerini hayattan
koparmadığını da söyleyebilmektedirler.
Diğer bir sıkıntı ise güvenlik. Düşünün bir kameranız var. Sizin haberiniz yok.
Casus programlarla web camdaki canlı görüntüler bilgisayarınız aracılığıyla
başkalarına ulaşıyor. Veya aile fotoğraflarınız var… Veya kredi kartınızla
alışveriş yapıyorsunuz. Çocuğunuzu casus programları kurması için
kandıran kişiler işbaşında aman uyanık olun.
İnternette en çok karşınıza çıkan olgu ise reklâm ve propagandadır.
Dezenformasyonun çok yüksek olduğu bu iletişim aracı birden çocuğunuzu
nike veya barbie sitelerinde marka bağımlısı haline getirebilir.
Sorunlar nasıl aşılabilir
İnternet kurulu bu konuda bazı açıklamalar yapmıştı:
1. İnternet kullanımına ilişkin yalnız ergenlerin değil, ailelerin
ve tüm toplumun bilinçlendirilmesi
2. Toplumun bilinçlendirilmesi için çeşitli iletişim araçlarında (medyada) halkı
bilgilendirecek fakat endişelere yol açmayacak nitelikte yayınlar hazırlanması
3. Okullara bilgisayar kullanımını geliştirecek dersler konulması
4. İlgili sektörlerin ve servis sağlayıcılarının Türkçe içerikli referans sağlayacak
ve eğitim konusunda yardımcı olacak siteler hazırlamaları
5. "Zararlı" olarak nitelendirilen sitelerin denetlenmesi ve
bu siteleri hazırlayanların eğitilmesi
6. Sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan yerlerde okuyan öğrenciler için devlet
eliyle okullara bilgisayar laboratuarları kurulması ve internet bağlantısının sağlanması
7. Eskiden bilgiye ulaşmada zorlanan insanlar internet sayesinde sınırsız bilgiye
ulaşıyor fakat bu sefer maharet faydalı bilgiyi ayıklamak olarak ön plana çıkıyor.
O kadar bilgi bombardımanından doğru bilgiye ulaşmak çok zorlaştı. Gençler ve
çocuklar iyi ve faydalı siteleri ziyaret etmek isteseler bile
bu konuda gerçek bir kılavuz yok. Vicdan sahibi ehil kişilerce kılavuzlar hazırlanmalı
millî ve manevî değerlerimiz ışığında internet kullanım kılavuzları yazılmalı
Bu tür çözüm önerilerinin daha büyük çapta çalışmalarla daha kapsamlı hazırlandığı
ve uygulandığı takdirde, internet kullanımı hem sağlıklı hem de yaygın bir şekilde
kullanılacaktır. Kültür, toplumsal bir olgu olup, internetin kendi kültürünü
oluşturabilmesi ancak toplumun geniş bir kesimiyle paylaşılmasıyla mümkündür.
Uygun önlemler ve politikalarla internetin sağlıklı bir şekilde yaygınlaşması
mümkündür ve aynı zamanda gereklidir. Gerekli politikaların ve önlemlerin
saptanıp hayata geçirilmesi için gecikmeksizin kaynak ayrılmalı
ve bir uygulama planı hayata geçirilmelidir.
Sorumsuz bir özgürlük
Çocukların büyük bir çoğunluğu sohbet odaları, haber grupları ve
diğer interaktif servisler gibi, yabancılarla iletişim kurabilecekleri
ortamları düzenli olarak ziyaret etmekte
Araştırma kapsamındaki çocuklar cinsellikle ilgili konulara ilgi duymakta
Ebeveynlerin % 47'si çocuklarının internette ziyaret ettiği siteleri nadiren denetlemekte
Çocukların % 27'si tümüyle denetimsiz internette dolaşabilmekte
Çocukların % 34'ü Internet kullanım prensipleri konusunda
büyüklerinden hiçbir bilgi ve öneri almamakta
Durum bu. Zararlı mı faydalı mı? Bu tespitler zararlarından korunmak için ifade edilmiş.
Zaten DSL bağlantısı sayesinde "sınırsız internet" propagandasıyla çok büyük bir hata
yapıldığını düşünüyorum. Burada "sınırsız" olan "bağlantı süresi"dir. Hâlbuki körpe
zihinler bundan "hiçbir sınırın olmadığı" anlamını çıkartarak sorumsuz bir özgürlük
anlayışını internete aksettirmekteler.
5
Ailelerin kontrolü nasıl olmalı
Yasak konulması bilinçsiz kullanımın önünü açtığı gibi, tamamını kaybetmemek
adına kontrollü bir kullanıma da teşvik edebiliyor. O zaman kontrol her şey diyoruz.
Fakat çocuğa güvenilmediği anlamına gelecek bir kontrolden
bahsetmediğimizin altını çiziyoruz.
Ailelerin kontrolü nasıl olmalı peki
Ailelerin kontrolü konusunda, görüşülen gençler farklı görüşler sunmuşlardır.
Bir grup genç bu durumu olumlu karşılamış ve ailelerinin koyduğu yasakların
gençleri daha düzenli bir kullanıcı yapacağını savunmuşlardır. Diğer bir grup ise
bu tür yasaklardan ters etki yaptığını ve gençleri interneti daha çok ve gizlice
kullanmaya yöneldiği belirtmişlerdir. Bu gençlerden biri bu yasaklamaların
gençleri internet kafelere yönlendirdiğini söyleyerek görüşlerini
şu şekilde özetlemiştir: "Aileler bizlere güvenmiyor, bu nedenle bu
tip bir fırsat elimize geçtiğinde daha çok kullanmak istiyoruz. Bu nedenle
bize güven duygusu aşılanmalı. Ergenlik dönemindeki aşırı korumacı tutum
bizleri kısıtlıyor. Ben istediğim zaman kafeye gidip internete girebilirim.
Evde kısıtlayınca kafeye giderek bu sorundan kurtuluyorum".
Bir diğer grup ise, Aile yasaklarını olumlu bulmakta, diğer yandan internet
kullanımı üzerindeki inisiyatiflerini yitirmemek için kendi kendilerini
kontrol etmeleri gerektiğini savunmaktadırlar. Bu gençlerden biri görüşlerini
şu şekilde ifade etmektedir: "Aslında kendi kendimizi kontrol etmemiz uzun
vadede bizim işimize yarar. Aileler fazla Chat gibi şeyler yaptığımız için bize
bunları yasaklayabiliyorlar ama ileride gerçekten ihtiyacımız olduğunda
bu imkânı kullanamayacağımızı düşünmüyoruz. Daha bir sene önce chatten
başka bir şey yapmazken, şimdi web sayfası tasarımı ile uğraşıyorum.
Şimdi de Chat yapıyorum ama kendimi sınırlıyorum".
Gençlerin aileleri ile yaşadığı sorunlara ilişkin dikkat çekici bir diğer tartışma
konusu ise ailelerin bu yeni gelişme karşısında bilgisiz olmalarıdır. Özellikle
hem interneti tanımayan ve çocuk yetiştirmek konusunda tecrübesiz olmaları
nedeniyle gereğinden fazla kontrole ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bu görüşe
karşı çıkan öğrenciler ise ailelerin güvenini kazanmanın kendi ellerinde olduğu görüşünü
savunmaktadırlar. Bu öğrencilerden biri "Bu bizlerin yaptığı bir seçim, sorumlu bizleriz.
Eğer biz ICQ'yu yükleyip chat yapıyorsak, bunu sorumlusu ICQ'yu programlayan değil, biziz.
İnternet kullanmak hata değil, böyle bakılmamalı ama Chat gibi şeyleri belirli sınırlarda
yaparsak sorun olmaz" diyerek, kişisel bilince sahip olmanın önemini vurgulamıştır.
Bu noktada gençler 'zararlı' sitelere girdiklerini belirtirken, konu hakkında bilgilendirilmemelerini
sebep olarak göstermektedirler. Çözüm için toplumun bilinçlendirilmesi şart. Ayrıca illa ki başkaları
bizi sınırlandırmak zorunda kalmamalı, kendi sorunlarımızı çözebilmeliyiz. Televizyon, radyo gibi
araçlarla internetin sadece chat ve oyundan oluşmadığı anlatılmalı. İnsanlar hayatları b
oyunca seçimler yapıyorlar, duygu ve düşüncelerini dizginleyebilecek kapasitedeler (otokontrol).
Toplum bilinci artırılmalı böylece otokontrol kolaylaşır.
Özetle anlaşılacağı gibi yasak koyması bilinçsiz kullanımın
önünü açtığı gibi, tamamını kaybetmemek
adına kontrollü bir kullanıma da teşvik edebiliyor. O zaman kontrol her şey diyoruz.
Fakat çocuğa güvenilmediği anlamına gelecek bir kontrolden
bahsetmediğimizin altını çiziyoruz.
Peki iyi niyetli çocuklar içinde aynı tehlikeler geçerli mi
Ergenler interneti derslerine yardımcı olamaya ve entelektüel birikimlerini
artırmaya yönelik kullanmak isterler; fakat bu tür kaynaklara nereden ulaşacaklarını
bilemedikleri için daha çok oyun ve Chat amaçlı kullanıma yönlenmektedirler.
Son dönemde internet kullanımıyla ilgili haberler özellikle internet kullanımının
yaygın olmadığı ailelerde endişeyi artırırken, aile içinde çatışmaların
artmasına da sebep olmuştur.
Yapılan araştırmalarda ergenler, genel olarak yasaklara karşı ve yasaklamaların
internet ortamını daha çekici hale getirdiğini ve asıl çözümün bilinci artırarak
otokontrolü sağlamak olduğunu vurgulamışlardır. Bu anlamda en çok yardım
bekledikleri kurum okullardır. Okullara bilgisayar derslerinin konulması temel talepleridir.
Gençlerin denetim konusundaki düşünceleri iki grup altında toplanmaktadır:
* İnternet üzerinde yasaklamalar yoluyla denetim sağlanmasını isteyenler.
* İnternetin bir özgürlük ortamı olduğunu ve yasaklamalar yerine toplumsal
bilicin artırılması gerektiğini savunanlar.
Birinci düşünceyi savunan öğrencilerin hepsi sosyo-ekonomik düzeyleri düşük ailelerden
gelmekte olup, evlerinde kendi bilgisayar ve internet bağlantısına sahip değillerdir.
Bu grup, internet konusunda bir deneyime sahip olmamaları nedeniyle medyadaki
söylemlerden olumsuz etkilenmekte ve internete karşı olumsuz bir tutum sergilemektedirler.
Ülkemizin yarınlarının sorumluluğunu taşıyacak gençlerimizin, internet hakkında yanlış
önyargılar geliştirmesinin engellenmesi hızla gelişen bu teknolojini ülkemizdeki geleceği acısında
önem arz etmektedir. Bu noktada, okullarda düzenlenecek seminerler ve medyada yayınlanacak
programlar, gençlerin internet ile doğru bir biçimde tanıştırılarak bilgilenmelerinin sağlanması
açısından olumlu bir adım olacağı kanısı internet otoriteleri tarafından belirtilmektedir.
İkinci gruptaki öğrenciler, internetin özgürlük olduğunu ve internet ortamında yapılacak
yasaklamaların internetin doğasına aykırı olduğunu savunmaktadırlar. Bu alana ait sorunların
toplumsal bilincin artırılması gibi uzun vadeli bir çalışmaya ile çözülebileceğine inanmaktadırlar.
Gençler bu tür yaklaşımın gerçek çözüm olduğuna inanırken, bu uygulamanın ne kadar zor
olduğunun da farkındalar. Örneğin, bir gencin "Otokontrol gerekli yasaklar işe yaramaz ama
Türk milletinde bu da işe yaramaz" ifadesi durumun farkında olduklarını ve Türkiye'de
internet kullanımı konusundaki görüşlerinin
ne denli olumsuz olduğunu yansıtması açısından önemlidir.
Bu gruptaki gençlerin, internet kullanımı konusunda olgun bir kültür geliştirdiği ise altı
çizilmesi gereken bir noktadır, bu özellikleri ile internet hakkında bilgisi olmayan
gençler için eğitici bir rol üstlenebilirler. Bir öneri olarak, bilgisayar ve internet donanımı
konusunda yeterli denetimi olan okullar ile bu donatıma sahip olmayan liseler arasında
"kardeş lise" eşleştirilmesi yoluna gidilerek, internet kullanımı konusunda
gençler arasındaki eşitsizliğin giderilmesi sunulabilir.
İnternet yasaklanmalı mı
Aşırı sınırlama ve yasaklama daha zararlı. Çocuk otokontrolünü geliştiremiyor.
Dıştan denetimli kişiler çoğu zaman aldatmaya meyillidir. Bu çocuklar daha sonra
sağlıklı bir internet kullanıcısı olamıyorlar, tıpkı küçükken televizyon izlemesi
yasaklanmış çocukların ileriki yaşlarda televizyonkolik olması gibi. Mesela çocukların
bu konudaki fikirlerine bakarsanız çok nettir
İnternet kurulunun "Gençlerin internet kullanımı" konusunda
yaptığı araştırma sonuçlarına göre çocukların interneti değerlendirmesinde
2 farklı fikir ön plana çıkmaktadır. Birinci grup internetin
zararlı yönlerine vurgu
yaparken, diğer grup internete daha olumlu bir bakış açısı sergilemiştir. İnterneti
boşa zaman harcamak olarak gören veya hiçbir şekilde bilmeyen ve müsaade etmeyen
ebeveyn çocukları ise internete karşı olumsuz tavır sergilemekte internet olgunluğunu
daha yavaş kazanmaktadır. Ailelerin internete bakış açısı çocuklarınkini etkilemekte
interneti bilen ve olumlu yaklaşan ailelerin çocukları internet olgunluğunu
kolay kazanmaktadır. Ailenin eğitimli olması, evde bilgisayar ve internetin
bulunması gençleri internetin kullanıma ilişkin olgunlaştırmakta, olumlu
kullanım kültürünü edinmelerini kolaylaştırmaktadır. Yasaklamanın çözüm
olmadığını tekrar hatırlatır bir öğrencinin sınırlamayı nasıl olumlu karşıladığını
size onun cümleleriyle şöyle ifade edebilirim: "Ben küçükken (9 yaşındayken)
benim gelişimimde olumsuz bir rol oynamaması için babam ya monitörü saklardı
ya bir kablosunu saklardı. Birey olma vasıflarım yerine gelince tekrar geri verdi.
İnsan tamamen kaybettikten sonra bir saat kullanıp yerinden kalkmasını öğreniyor".
Hazırlayan: Selim AKDUMAN
CHAT MINDARDIR
imdat sezer tarafından Cum, 2007-02-02 tarihinde gönderildi. Chat
Selam aleyküm Zehirliok.Com/chat/ sayfasina hosgeldiniz
Bugun chat odasi acip oradan islami hizmet edecegini sanan gaflet icindeki aciz
ve bicare insanlar chatten meded ummaya devam ediyorlar.
- Chat odasina giren bir cok kisi tanismak ve karsi cinsden
birini bulmak icin giriyor.
- Niyeti evlilik olmasada bir bayan yahut bay oraya girdiginde gayesi kendince mesru
buldugu bu pislik ile karsi cinsle sohbet ederek kendini tatmin etmeye calisiyor
- Kasaptan bir parca düser gibi ciger bekleyen kediler gibi chat odasina girerler
bir enayi düserde tavlarim misali oralarda dolasiyor.
IYI NIYET ASLA YOK
Sinek kücüktür mide bulandirir. Senin kücük gördügün bir cok aileyi yikiyor.
Bir cok gencin hayallerini bitiriyor.
Zinaya yol actigi icin chat sitesi yapan herkes ahirette agir bir hesap vereceklerdir.
Onlarin bu ziyaretci cekme hit kazanma hevesleri yani dünyalik menfaatlerinin
bedelini cok agir ödeyeceklerdir.
CHAT MINDARDIR
Hala sitende chat sayfasi mi var
Iyi birsey yapamiyorsan bari cehennemi garantileyek isler pesinde kosma
» Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun 36375 okuma
ASLIHAN
BEYAZ-DIM tarafından Pzt, 2010-03-08 tarihinde gönderildi.
vicdan azabın ve utancın aldığın zevki bastırıyorsa yanlışının farkındasın zaten
klişe gelebilir ama hiçbirşey için geç değil. bunun sadece sana ve sevdiğine olan
zararını düşünme. ahirette o insanlarla yüzyüze gelebilecekmisin
onların veballerini
üstlenebilecekmisin? kendine bunları sor. eleştiriden ziyade tavsiye sözlerim.
ve başını kaldır dik yürü, sen böyle değilsin
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Chat yasak değildir
Srhnc tarafından Salı, 2010-02-02 tarihinde gönderildi.
Chat yapmak yasaklanmış bir durum değildir, olmayacaktır da. Şu sözü
çok severim : "İnsan birşeyi ya nefsi için yapar ya da Allah için yapar" neyi
yapıp neyi yapmayacağınızı, nelere ne şekilde niyet edeceğinizi bu sözden anlamak
gayet basittir. İnternet şeytan işi filan değildir. Ben pek çok kişiye pek çok defa
Allah'ın kelamını msn/chat aracılığıyla ulaştırmaya
çalışmışımdır. 'Asla iyi niyet yok' diyerek
Allah yolunda olanların da günahını almayınız.
Asla unutmayınız ki insanın interneti / teknolojinin
getirdiklerini kullanması değildir mübah/haram/günah olan.
Bunu nefsinin kötü niyetleriyle
kullanmasıdır ki bunu teknoloji olmadan eline yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i
alarak yapanlar çoktur. Günahları da hesap edilemeyecek kadar daha büyüktür.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
az daha ayağı kayanlardan oluyordum
.
Hatalıkalp tarafından Çar, 2009-11-25 13:01 tarihinde gönderildi.
ben bu siteyi ayağım kaymak üzereyken buldum.
zina diye yazdım google den
bu site çıktı karşıma.iyikide çıkmış.çünkü bende
hatalar yaptım.az daha zinaya
kadar gidiyodu bunalım içindeydim eğer bu site karşıma çıkmasaydı belki
bunalımın eşiğinde olurdum.benim gibi buhranlar içinde bir çok insan varmış.
ben kendi olayımıda paylaşmak isterim.çünkü ben yaşadım siz yaşamayın isterim
ondan dolayı.yani başka bi amcım yok.bide eğer kınamdan yorumyapabilicek
bana yol gösterebilicek birileri varsa onların yorumlarını okuyup yolumu
aydınlamak isterim.çünkü kişinin kınadığı şey başına gelmedikçe
ölmiyceni ben bilirim umarım herkeste biliyodur.yada bilmesi gerekir.bende
yaklaşık 6 ay önce birisiyle tanıştım.chatte.ozamanlar eşimle aram çok kötüydü.
bende can sıkıntımı gidermek birazda meraktan girdim bir siteye ve başladım
konuşmaya.zaten sapıklara hiç cevap yazmıyodum ama bunun konuşmaları bana çok
düzgün biri imajını verdi.msn ler verildi.cam açılmıycana söz verildi.konuşmaya başladık.
arkadaşlıktan başka bi niyet yoktu bana göre.ama bunla konuşmadığım zamanlar
kendimi boşlukta hisettim.sonra eşimle problemlerimiz büyüdü ve ben evi terkettim.
1 ay eşimden ayrı yaşadım annemde.çünkü boşanmaya kararlıydım.artık yeterdi.
anlaşamıyoduk şiddetli geçimsizlik vardı.ben durumu msdeki arkadaşıma söledim oda
telini ver dedi konuşuruz derteleşiriz.verdim bende hegün konuşuyodk bana çok yakın
avranıyodu.iyiki karşıma çıkmış diyodum kendi kendime.sonra eşim kendisini
affettirdi bana bida ha deniyelim dedi.bende çocuklarımın hatrına bidaha denemeye
karar verdim.eve döndüm ama yine yazışmaya devam ettim.
arkadaşlığımızın boyutları
değişmeye başladı.adam artık götüşmelyiz ve cinsal birliktelik olmalı demeye
başladı.işin kötü tarafı bende buna çok bağlanmştım ve onsuz yapamıyordum.ama
alah bi türlü görüşmemize izin varmedi.beni ikna etmeye çalıştı bend imanımdan
kaynaklanan durumlardan doleyı buna hiç yanaşmadım.ben istemedikçe
bu gerginleşti.madem beni seviyosun neden hayır diyosun dedi.en sonunda bitirmeye
karar verdi.bende ndan ayrılmanın hüznüyle bu siteyi buldum.belkide çok yanlış
işler yapıcaktım.ama burdaki yazıları okuyup teselli buldum.şimdi beni kınıycak
çok kişi çkıcak biliyorum ama .şeytan aramızda bunu kimse unutmasın.ve
chat sitelerinde dolaşmasın.inşallah unutabilirim bu kişiyide bir daha başlamaz.şimdi
yapıcı yorumlarınızı bekliyorum.selam ve dua ile.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Zemin sağlam olursa ayağımız kaymaz inşallah.
Tahkik tarafından Cts, 2009-11-28 16:32 tarihinde gönderildi.
Kardeşim rabbine şükret ki o zina sürecini hafif atlatmışsın.be kardeşim eşinle barıştıktan
sonra niye hala devam ettirdin bu süreci.eşin çocuklarının babasıydı.bu bir aylık ayrılıkta
düşünüp taşınsaydın.yanlışlarını hatalarını kusurlarını eksikliklerini,sorun neydi acaba hakkını
veremedim mi evliliğin.saygıyı sevgiyi eksiltmimmi.vazifelerimi ihmal mı ettim.eşinle birleştikten
sonra bu süreci devam ettirmen zaten hatalı olan kısım.tabiki eşine karşı bir şey değişmeyecekti.
çünkü gönlün kalbin aklın fikrin başkasına kaymış.eşin sadece konu mankeni.
Kapılmışsın yalancıbir adamın ttalı sözlerini yalancı iltifatlarına desas oyunlarına.rabbine şükür etki
vicdanın hakikat perdesini aralamış gözünden uyanmışsın.niceleri bu yolda uyanamadı.iffetini
imanını dinini yaraladı.zina süreci öyle tehlikeli bir süreçtir ki insan kontrolü kaybedebilir.insan
nasıl ki freni patlayan bir arabayı yokuş aşağı gitmekten kurtaramaz.yani kontrolü kaybeder
çünkü yokuş aşağı iniyor.büyük hızla zinada öyledir.şehvetin freni patladımı insan yokuş
aşağı büyük hızla zinaya doğru gider.harama toslar.insan kontrolden
çıkar.mıknatıs gibidir
zina nasıl ki mıknatıs metalleri kendine çeker onları esir eder yakalar.öylede zinada mıknatıs
gibidir.o şehvetin arzunun çekim alanı insanı çeker yakalar bırakmaz esir eder.demek
siz o alana tam girmemişsiniz ki kurtulmuşsunuz.kardeşim bir ev düşünün ışıklar sönünce
nasıl ki içerisi karanlık olur öylede aklın ışıkları şehvet ile sönünce arzular ile sönünce
göz hiçbir şeyi görmez,o anda göz önüne ne eşi ne çocuğu ne karısı ne kocası ne dini ne imanı
ne cehennem ne ahret gelmez.sadece aklında kör bir lezzetin ısısı vardır.göze perde iner.rabbim
sizin bütün vicdan ışıklarınız sönmeden sizi uyandırmıştır.gözünüzü açmış.dikkat kardeşim.
Kardeşim gönüller hayatlar aynı mevsimlere benzer.nasıl ki mevsimler
farklı farklı olur,bir günde bazen yaz kış sonbahar yaşanır.öylede gvönüllerde
öyledir.bazen hüzün yağmurları yağar sinsice yürekler yakar,bazen soğuk
elem fırtınaları eser,bazen neşe sevinç yelleri eser,bazen ruhda fırtınalar kalbte
yağmurlar akıllada şimşekler çakar.yani hiç bir şeyin kararında kalmadığı
hercü merç bir dünya burası işte.bir saniye sonraki zamandaki mekan
zaman olaylar bir değildir.kişi bazen sonhbahar gibi sevgilerini döker.bazen
sonbahar gibi hüzünlerini döker,bazen ilkbaharın ümidini yaşar,ama hiç bir şey
karada kalmaz.insanlar mekanlar çocuklar eşler ruhumuz kalbimiz aklımız hep bir
çalkantı içindedir.bizler bu dağdağalı çalkantılı imtihan dünyasında imanın kuranın
sahil selametine çıkacağız.iman ve kuranın sünnet limanına sığınacağız.ancak oralarda
sükunet bulabiliriz.kısa bile olsa rahata ereriz.bizlerin burada yaptığı insanları yargılayıp
asmak değildir.sadece İslam adına hakikat adına yargılayıp güzel hükümler vermeye
çalışmak.yol iz açmak.bizim yaptığımız sadece o hüzün yağmurları altında ıslananlara
şemsiye uzatmak.o keder fırtınalarda savrulmayasanız diye elinizden tutmak.ışığınızı
ümit ışığınızı kaybetmeye başladığınız anda sizleri şarj etmek takviye etmek,önünüzü
karanlık gördüğünüz zamanlarda size hakikat feneri ile yol göstermek
Kardeşim eşinden ilgi görmeyen yada aralarına
şeytanın ve nefsini oyunları
giren kardeşler hemen soluğu nette alırlar. Şeytanın hazırladığı senarloda
yerini alırlar.halbu ki şeytan önce eşleri birbirine düşürmüştür sonra da
aralarına başkalarını sokma planlarını devreye sokmuştur.gelinen süreçlerde
en büyük pay şeytanın ve nefsindir.belki bütün evliliklerin sorunu başı sonu
ve ortası bir olmamasıdır.yani eşler evlenince Allah rızasını gözetmediği için belki
sorunlar olur.evlilik dene şeylerin şimdi başı cici olmuş yani başı yaz oluyor ortası
sonbahar sonu kış oluyor üşütüyor.ama bu değil evlilikte evliliğin başı ilkbahar ise
ortası ve sonu yaz olması gerekir.evlilikler kışa
dönüyor sevgi muhabbet aşk sadakat çiçekleri ölüyor.meydan kurtlara kuşlara
fırtınalara soğuklara kalıyor.rabbin rızası için evliliğini kış mevsiminden çıkar
yaz mevsiminin cıvıl cıvıl havasına sokmaya çalış.sevgi muhabbet eşk sadakat
çiçekleri ek büyüt yeşert.gönül bahçenin çiçeklerini götürüp yabancılara
koklatma onlar sadece koklamazlar kopartırlar soldurlar.unutma.
Kardeşim kadın evinde ilişkilerinde sonbahara düştüğü zaman gönlüne
bahar getirecek sadece üç tane tatlı yalancı menfaatçi yabancı söz değildir.
o yabancı gözler ve sözlerin maksadı kadını kullanmak sonrada netlerin
rezil kahramanları yapmaktır..iman kuran ve sünnettir..rabbim gönlünüzde
ruhunuzda hüzün değil keder değil sevinç mutluluk çiçekleri açtırsın.hüzün
çiçekleri gözyaşları ile büyür.gözyaşlarını dökerek o çiçekleri büyütmeyin
..zikir fikir şükür ile marifet sabır çiçeklerini büyütün.hüzünlerinizi içinizde
akıtın illaki hüzün başa gelip çattıysa onları gizli akıtın ki evdekiler üşümesin
ıslanmasınlar. kardeşim hüzün gelip çöreklenince başına ,kader kara bulutları
toplanınca başına,acı fırtınaları esmeye başlayınca gönül bahçende ,yardıma
salavatleri çağır.tekekkülü çağır,en güzel vekili çağır..çağırrısan haramileri
onlar namusun çalarlar,dinini çalarlar iki yalancı sözle. bizler bu imtihan
dünyasındaki hayat sinemasının yönetmenini iyi seçeceğiz.iyi olursa yönetmen.
hayat filmimiz mutlu sonla biter.ama bu hayat sinamasının yönetmenliğine
şeytanı senoryasına nefisi tayin edersek o hayat filmi mutlu sonla bitmez.ve
hep hüzün kareleri ile dolu bir film olur.isyanı bol günahı bol dalaleti bol kederi
bol acısı bol bir film çevirmiş oluruz.belki kullara
cennete gidince dünyadaki yaşadıkları sahneleri izledikleri
zaman.diyeceklerdir.keşke şurda hüzünlü iken daha çok dua
etseydim.daha çok tövbe etseydim.kardeşim insanı nefsi hissi
meyelanlar batırır.hepimiz dikkat edeceğiz.güneşi bir kefeye
dünyayı başka kefeye koysanız belki ikisi eşit gelecek ama dünyanın
kefesine bir tüyü koysanız ağır basacak.küçük bir meyil mizan tüy ağır
bastıracak bir tarafı.dikkatli olmak gerekir.niyetin iyi diyerek nefis ve
şeytan nice haram yollara kapı açar.nice nefis ve şeytanın desiseleri oyunları
vardır.tahrik olan gözler bedini kalbi arzuları teşvik ederek harama
sevk eder.nazarlar niyetleri tahrik eder.tahrik olan niyetler arzuları
teşvik ederler zinaya harama günaha heyecana.nefisin gözde
kalpte vicdanda küçülttüğü şeyler insanın ebedi hayatını mahveder.
bitirir.batırır.bir anlık bir dakikalık bir
saatlik bir günlük bir senelik
bir yatımlık lezzetler için bizlere binleri on binleri yüz binleri
milyonları trilyonları feda ettirir alçak nefis.
Düşün kardeşim 60 senelik ömrü acaba kaç cildlere sığdıracağız.acaba
60yıllık hayatımızın dosyaları olayları kelamlarını kaç kamyona sığdırabiliriz..
belki 60yıllık yaptıklarımızın kaydını görsek bu kadar hesabı nasıl vereceğiz
deriz.dünyada küçük maddi yükleri ve manevi yükleri kaldıramıyoruz
sırtımızda çöküyor.acaba 60yıllık ömür yükü nasıl kalkar.içinde isyanlar günahlar
dalaletler dolu.rabbim yükümüzü hafif etsin.işte o yevmi mahşerde bize bir vesileci
bir kurtarıcı bir büyük lazım ki yardım etsin.
bu benim telebem desin bu benim ümmetim desin.
insan olaylar ve hadisatlar karşısında sabretmeli nefsin arzuların
hissiyatların tahakkümü ile hemen vartaya düşmemeli sabretmeli.onu mutlu
edecek kişiyi sabırlı beklemeli istemeli dilenmeli rabbinden.bulunduğu
ortamın baskıları karşısında direnmeli o ortamlarda fazla durmamalı.
direnmeli.kaçmalı.uyanacak olan hevesatları söndürmelidir.insan haktan
uzaklaştıkça batıla kayar,insan haram ortamlara
girince haramlara meyleder.insan haram
ortamlara girince haram duyguları depreşir.uyanır.onu uyarır.çünkü
bulunan ortamda herkes aynı düşünen bir cemaattir.bir nevi fısk küfür haram
cemaatidir o ortamlar.evde insan başkadır sokakta başkadır çünkü sokaktaki
hayat başkadır evdeki hayat başkadır.sokaklarda okullarda
müminler garip kalırlar acayip olurlar.
Kardeşim insan yaptıklarını yapmadan önce düşünmeli sonuçlarını göz önünde
almalı,insan bir harama girerken bir anda belki bir çok günahı bir anda işler.
yalan söyler,riyakarene davranır,yemin eder,beddua eder vs vs önüne çıkan engelleri
ve mesajları belki görmez,görmelidir.o yoldana dönmesi için belki gelmiştir mesajlar,ama
o nefsin tahakkümü ile görmek istemez görmez,nefsi onu haklı çıkarır hemen.vicdanı kırmızı
ışığı yakmıştır,ama o şehvet arzunun hız tutkunluğu ile kırmızı
çizgileri ışıkları görmez çiğner.günahın haramın hatalı sollamalarını yapar,din vicdan kurallarını
tanımaz uyarı işaretlerini görmez zarar eder.
Şunu unutmayın ki, nasıl ki insanın evinin perdesi kapısı
penceresi açık olmaz.çünkü kapı
pencere perde duvar ardında onun mahremiyeti gizlidir.bir nevi namusunu
iffetini gizler .o kapılar arkasında sırlar mahrem işler açağı çıkarmaz.öylede
insanın msn si bilgisayarı telefonu da bilgileride ismi bile bir nevi onun
mahremidir.mahremiyetinin kapısıdır.o msn ye köşeye eve telefona kardeş
arkadaş diye birilerini alırsa o kapıları açarsa o insana bütün mahremeyitini
vermiş olur.sırlarını vermiş olu.evine kadın nasıl izinsiz başkasanı almıyorsa
öylede telefona ve msn sine bilgisayarına öyle başkalarını almayacak.alırsa
imanı dini namusu yağmalanır ortada kalır.
Unutmayın nefis zalimdir kafirdir divanedir.bizim yargıladığımız nefsimizin
bu halleridir. serkeştir gafildir ahmaktır.kanmamaya çalışacaksın sadece.vicdan
terazini hassas tutacaksın.6 milyar insanı gören işiten bilen duyan besleyen
unutmayan rabbim benide unutmaz diyeceksin.6 milyarın 6 katrilyon ihtiyacını
karşılayan benim sesimi duyar diyeceksin.elmas dururken kömüre
razı olmayacaksın.helal dururken harama razı olmayacaksın.
İnsanı riyaya ve günaha ve harama sevk eden sevk eden sadece
tuli emeldir.insan sanki ölmeyecekmiş gibi tevehhüme atar.insanın
her gün bir hazır zamanı anı vardır yaşadığı başka bir şeyi yoktur.
elinde.acaba insan her an her saniye her dakika ölme hesabını göz
önünde tutsa boş işlerle uğraşırmı.size denilse son 24 saatin hazırlık
yap denilse.neyi düşüneceksin.şu adamla hemen evleneyim arzularımı
gidereyim.onu sarayım öpeyim. mi hasret
gidereyim mi gezeyim, tozayım şu dünyalık işi bitereyimmi
dersin,diplamı olamadım,okulumu biteremedim emekli
olamadım,gençliği yaşayamadımmı dersin yoksa borçlarımı
ödeyeyim,kazalarımı kılayım,helalik alayım insanlardan.tövbe
edeyim.mi dersiniz.o anda aklınıza ne evlat na baba ne ana ne
kulluğu hakkıyla yapmadım.ibadetimin hakkını vermedim.rabbimi unuttum.
hatırlamadım.işte böyle diyerek düşünen insan riyaya girmez tuli emele
girmez.hiç olmazsa rabitayı mevti bu şekilde yapmak gerekir. bak eğer
günahlarını küçük görmüyorsan büyük görüyorsan o zaman hakkıyla
ibadet hakkıyla tövbe et hakkıyla hakkıyla kul ol.hakkıyla şükür et
.hakkıyla ibadet et.hakkını ver..sadece yalpalama şaşırma gelgitler
yaşamamaya çalış.herkes bu haletleri yaşayabilir.
Kardeşim dikkatli olun nefis ve heva bazen insana gereksiz
şeyleri büyüttürür.fuzuli meraklara sevk eder.mutsuzluk
tevehhümü verdirir.içindeki suni fırtınalarda onu boğdurmaya çalışır.
şeytanın verdiği bu suni küçük kalp gönül fırtınalarında boğulma.gündüzü
gece tasavvur etme.suyu ateş tasavvur etme.herkesin iç dünyasında hep
bahar değildir.bazen sonbahar bazen kış bazen ilkbahar bazen fırtınalar bazen
dolu tipiler eser.hüzün yağar kalbine şimşekler çakar ruhunda.ama bu
haller kalıcı değildir.elbet gelir ilkbahar yaz.
Kardeşim gitmek için geldik şu dünyaya anne karnında öldük dünyada dirildik
dünyada öleceğiz kabirde dirileceğiz kabirde ölüp haşirde dirileceğiz.haşirde
ölüp cennette yada cehennemde dirileceğizişte gelip gitmeler gelen gider,hayatın
çemberinde yuvarlanır.eleme kedere acıya sevince umuda isyana kedere,böyle
çalkatılar dağdağalar içerisinde insan biçare aciz fakir halde.hadsiz düşman
hadsiz ihtiyaç içerisinde yuvarlanır durur.25 bin senelik bir mesafeyi b
ir senede kat eden dünyanın içerisinde ömrü şimşekten hızlı sudan süratli
akar gider ama o bunun farkında olmaz.dünya gemisinde gider haşir
meyadırdına sahil selamet limanına yada cehennem limanına doğru.
kardeşim sınavlar bir değil binler.eşle komşuyla düşmanla nefsinle
mevki makam kariyled sabir tevekkül acı keder elem ile çepe çevre
çevrilmiş bir imtihan dünyasında yaşıyoruz.imtihanlar bitmez.düşünün
dünyevi bir makam için kariyer için günlük 5 saatini vermeyen
çalışmayan bir insan sınavı kazanamıyor yada diploma alamıyor.insanlar
üç kuruşluk mevkiler için 5 kuruşluk insana zahmet çile veriyor.ama
rabbimiz öyle değil kadına diyor iffetini koru ibadetini yap orucunu
tut eşine itaat et cennete istediğin kapıdan gir.erkeğe diyor farzları yap
kebairi terk et 24 saattten birini allaha ver ondan sonra cennete gir.ama
insan nankör anlamıyor.idrak edemiyor.rabbinin merhametini görmüyor.insanın
en çok muhabbet ettiği şeyleri onun güzelliği gençliği mutluluğudur.
halbuki bunları karşılayacak hangi diploma hangi kariyer hangi
makam para vardır.bu sevdiğimiz şeyleri bize kazandıracak ise sadece
rabbimizdir.çünkü zamana saate asıra mahkumdur insanın kendisi
ve eserleri,taştan çelikten yaptığı heykelleri bile eskiyor bozuluyor sağlam kalmıyor.
bizler fani isek fani olanı istemeyeceğizfani isek fani olanı kıymeti kadar
seveceğiz.kıymet vereceğiz değer vereceğiz.
Kardeşim hayatımız sınavlarla örülü olduğu gibi hayatımız yasaklarla doludur,girdmek
yasak geçmek yasak durmak yasak bakmak yasak vb gibi her yerde karşımıza çıkar
bu işaretler.bizler biliriz ki kırmızı işıkta geçmek yasaktır ehliyetsiz araba sürmek
yasaktır.kırmıza geçince cezası vardır.öylede rabbiminiz koyduğu yasak levhalarına
dikkat etmezken o kırmızı haram ışıklarında geçerken,alacağımız cezayı
düşünmeyiz,ama kırmızı ışıkta geçmeyiz dünyada rabbimin kırmızı
ışıklarında geçersek kırmızı çil çil ateşlere sunulucağımızı bilmeyiz.acaba
o zaman ateşin alacağı zevki düşünebiliyormuyuz.gel bakalım sen misin rabbimin
emirlerini çiğneyen sen misin beni hafife alan sen misin beni umursamayan
sen misin beni unutan sen misin beni hesaba katmayan.sen misin bana meydan
okuyan.diyerek insanları zevkle belki yakacak ateş.rabbim narlara
müstehak değil nurlara müstehak etsin.
Kardeşim hayatıımızın her anını kuşatmıştır danışmalar müracat yerleri
insanlar oralara bilmedikleri yerleri sorarlar.öğreniler bilmediklerini kitaplardan
açarlar öğrenirler yolu yönü bilirler iyi kötüyü aeyırt eder.öylede insanlar ebedi
hayatın yolunu ebedi hayatın yerini sormaz olmuşlar,nerden gelip nereye gittiklerini
bilmez olmuşlar.kabire doğru gidin kul kabri sorması gerekir.kabirden sonrası
nere sorması gerekir.ama kurana müracaat etmiyor,sünnetin
danışmasına gelmiyor.nasıl yolu belmiyen kaybolur öylede islamın
yolunu kuranın yolunu bilmeyende haşirde kaybolur yerini yönünü
bulamaz.sahipsiz ortada kalır.bir gün kendini şöyle düşün kabirde
haşirde yapayalnız.o mahşeri kalabalık içerisinde
yapyalnız düşün kendinizi.ürperirsiniz.
İşte kardeşim sınavlarla kuşatılmış hayatımız .rabbim ebedi sınavlarımızı
kolay etsin.o sınavlarda kolaylık versin.kolay değil belki
60 senelik bir ömrün hesabı var.
hayat insana somurtsada o hayata acı bile olsa gülmelidir,hayat insana
yüz çevirsede insan hayata küsmemelidir,eşi ona sırtını dönsede o
yüzünü dönmelidir,mutluluk saadet ondan yüz çevirsede o gülmelidir
çektiğiniz çileleirin kutsal bir dava kutsal bir yer için değilmi,kim var ömür
boyu sürenin,kim var ömür boyu nöbet tutan,kim var ömür boyu ağlayan
kim var ömür boyu ceza çeker,kim var ömür boyu hüzünlenen
kim var,ömür boyu ayrılık çeken,elbet her başlangıcın sonu olacaktır
.hayattan teskere alacaktır insan.gidecektir ebed alemine,insan
kış memleketine giderken yanına kalın giysiler alır,insan sıcak
memlekete giderken yanına yazlık şeyler alır,insan uzun yola gidecekse
ona göre azığını alır,yolun uzunluğuna göre meşakatine göre tedarik
yapar,bavullarını hazırlar,bizlerde tuli emel hastalığı yüzünden yolculuumuzu
yolumuzu unutmuşuz,gideceğimiz yerin meşaketlerini unutmuşuz,halbu ki
dünyada yaşayacağımız bütün şeylerden daha korkunç olacaktır ilk
kabir gecemiz,o gün için azık hazırlık tedarik endişesi çekelim,halbu ki
haşirdaki zahmet meşakket acı kader dünyadaki bütün insanların çekeceği
zahmetlerden daha fazladır.o alemdeki korkularımız kabirdeki korkularımız
burada ki bütün insanların korkularını toplasan onlara denk gelmez.burada
ki ümitsizliklerimizi toplasak orda kilere denk gelmez,halbu ki sıratta ki
yolun uzunluğu burada ki bütün yolların toplamından yüz milyarlarca
fazla olacaktır,o zaman tasamız kaygımız endişemiz dünya değil dünyadaki
asıllar niçinler değil o alemlerde bizi bekleyen dehşetli anları geçme olmalı
çünkü nefis ve şeytan yüzünden uzun yaşama gafleti yüzünden dünyadaki
acılar yüzünden belki onları hatirlayıp onlara hazırlık yapamıyoruz,ama
yapacağız kardeşim o dehşetli uzun sıkıcı boğucu zahmetli ahiret alemini aşıp
cennete gitmeye çalışma sıkıntısını çekeceğiz.aklımıza nefis ve şeytan haramı
günahın attığı zaman bizde hemen onun önüne ölümü ahireti cehennemi kabiri
getirecez,o şehveti getirdiği zaman bizde ateşi getireceğiz,şehvetin ateşi beni
yaksada cehennemin ateşi daha kötü yakacaktır diyeceğiz,ne geleceğin
endişesini nede geçmişin elemini çekmeyeceğiz çünkü gelecek gelmemiş
ve elimizde hiç bir senet yok,ona yetişmek için garanti yok,geçmiş zaten
gitmiş,giden zamanın sadece ibretini alacağız ki gelecek için tedbir
alalım.düşülen hatalara düşmeyelim.öğreticisiz tarif edicisi olmayan
bir hayat bir din bir yaşam boş kitap gibidir.onun için allah
ya habibim sen olmasaydın bu kainatı yaratmazdım demiş.yani
sen mübelliğ olmasaydın sen tarif edici
olmasaydın kainatın muğlakını
sırlarını keşf edecek kimse olmazdı.seni yarattım ki kainatı tarif et,beni
tanıt.işte bizler kainatı hakikatı hayatı tanıtırıcı tarif edici olan peygamberi
bilirsek hayatı çözeriz..elmasa elmas kömüre kömür değeri veririz..her şeyin
mahiyeti bilinmediği zaman belki zarar verir. Bir şeyin hakikatini
öğrendikçe zararını azaltabiliriz.
Sığınağımız yegane sığınımaz rabbim olacak öncelikle çünkü kula sığınınca
üçret bekler.o beklemezsede nefis peşin çalışmaya alışmışsa hemen ücret bekler,yani şefkati
merhmati iyiliği karşılıklı olur.ama rabbimin olmaz.çünkü kulun verecekleri sınırlıdır.kulun
eli gözü kulağı her yere yetişmez,ama rabbin kudreti ilmi her yeri kuşatır.gözetir duyar
bilir.yetişir.ona sığınacağız.öncelikle.belki insan seccadesine sığınıp ona akıtır gözyaşlarını
onu kucak görü,belki ona açar dertlerin o şahit o olur niyazlarına yakarışlarına.
belki insan rabbine açar dertlerini kimseye açamadıklarını anlatır.ama bazende
bir kucak arar içinde sadakat teslimiyet tevekkül olan bir kucak arar,bazen bir
sırdaş arar bir yoldaş arar,kendi cinsinden çünkü rabbiyle irtibatını zevale
uğratan şeyler mesafeleri belki artırır.ama bazen yanındaki kimseden bekler
o şeyleri bulamaz.eğer zeminimiz bastığımız yerler sağlam olursa ayağımız kaymaz.
ama çürük tahtalara ,kaygan zeminlerde oyun oynarsak ayağımız kayar başımız
imanımız dinimiz kırılır.
Hz fatma babasına sormuş "benim cennette komşum kimdir.efendimiz
demiş senin komşuh falan kadındır
Hz fatma meraek etmiş kadını bulmuş kapısını çalmış kadın kapı arkasından k
im o demiş ben peygamberin kızıyım deyince Hz fatma .içerideki yaşlı sesli kadın
demiş.kocamdan izin almadan seni içeri alamam.alayım yarın gel demiş yarın izin
almış.Hz fatma gfelince kadın kapıyı yine açmamış çünkü yanında hz hüseyin
varmışsadece senin için izin aldım demiş.yarın gel demiş yarın gelincede açmamış
çünkü bu sefer yanından hz hasada varmış.yine açmamışkapıyı çünkü senni ve oğlun için
aldım izin öteki çocuk için almadım demiş.tekrar yarın gelince kapıyı açmışkapıyı
açınca genç bir kadın buyur etmiş Hz fatmayı.kadın gençmiş.Hz fatma sesin çok kalın
ve yaşlı geliyordu deyince .kadır ağızama taş koyarım ki sesim kalın çıksın genç olduğum
anlaşılmasın demiş.Hz fatma anlamış niye bu kadının cennette komşusu olduğunu.işte
herkes bu kadın gibi kalbini gjözünü ruhunu bedenini kapatıp kimseye açmasa.işte böyle
Hz fatmaya komşu olur.ama açanlar.gözünü açanlar yarın gönlünü açar,gönlünü açan kollarını
açar.kollarını açan ise yatağını açar.yatağını açan ise imanını açar saçar.rabbim açanlardan
saçanlardan eylemesin.şeytanın zehirli oklarını yemek istemeyen kadın kalbini bedenini
hayasını kapatsın.yoksa manevi yaralı berdeli bir halde gider rabinin huzuruna.günaha
harama kör sağır olanlar hakikatlere ilme hikmete açık olurlar.haramla hikmetleri
hakikatleri duyguları arzuları kalbi bedeni köreltip sağır dilsiz edenlerin hali dilsiz sağır
kör insanlara benzer.mahremiyet bir sırdır sırrını ifşa denin malı yağmalanır.gıybet edilir
haset edilir.mahremiyet insanın hazinesidir onu teşhir eden onu kaybeder paralatır gasp ettirir.
mahremiyet kadının kefenidir onu yırtıttıran çıplak kalır ortada kalır.mahremiyet kadının
ruhudur canıdır kanıdır.ruhsuz kansız insan ölüdür.
işte kardeşim asrı saadetten bir tablo.bu tabloyu gönlümüzün vicdanımızın
en yüksek yerine asmalıyız ki her daim göz önünde bulunsun.gafil ahmak divane
başı bozuk nefsimiz kör sağır dilsiz hevamız gidip ona çarpsın aklını başına alsın.
gözünü açsın.rabbimin verdiği hazineleri ona teslim ederken sağlam temiz
teslim etmeyi bizlere nasip etsin.
Kardeşim rabbimize nasıl ki hayvanlarımızı kurban ediyoruz öylede rabbimize malımızı
canımızı hayatımızı zamanımızı da kurban edeceğiz.çünkü acaba nasıl gideriz
rabbin huzuruna diye düşünmeliyiz.Sorsa rabbim insanlara yevmi mahşerde"
neyi kurban ettiniz bana" şehitler der rabbim hayatımı kimisi der kolumu kimisi
der bacağımı kimisi der gözümü ya biz ne deyeceğiz.acaba diyebilirmiyiz
rabbim malımı hayatımı feda edemedim ama gözyaşlarımı Feda ettim rabbim
kalbi ruhi olarak sıkıntı çektim,ümmet için üzüldüm,ümmet için ağladım,ümmet için
sıkıntı çektim, belki onların izi vardır kalbimde.
rabbim açınca o kalbi acaba içinden ne çıkar dünyanın kariyer, makam
sıkınıları mı yoksa aşk meşk muhabbet izlerimi kasılmalarımı sterslerimi ne
dersin ,ne vardır acaba kalbimizde? neyin izleri ,çiziklerii vardır.şüphelerin
attığı çiziklermi küfrün harmın izlerimi var .malumdur ki, bilgisayara foırmat
bile atılsa geçmişin izi bütün bütün silinmiyor sadece belleği yada ramı yakacaksın ki, izi kalmasın
demek bize öyle amel tövbe lazım ki, izi kalmasın o günahların haramların isyanların,gözyaşları ile
yakmak gerekir o izleri,nedamet figan ateşleri ile yakmak gerekir o izleri,gözyaşları rabimiz için
olunca elmasa döner,bizim için ahirette kalkana döner
belki cennete saraylara döner,ahiret hesabına,ama
dünya için ve dünya içindeki sevgililer için mal için olursa
o zaman feryada belaya döner,ahirette ise
azaba döner.rab için gözyaşı dökenlerden eylesin rabbim.
kardeşim dünyanın küçük bayramlarına eriştiren rabbimize hamd edelim ve niyaz edelim ki
bizleri ebedi gençliğe erme ebedi saadete erme ebedi mutluluğa erme bayramlarına ulaştırsın.bizleri
cennetil firdevs ve cemilini görme bayramına ulaştırsın,bizleri haşir meydanında beraat senedi
alma bayramına erdirsin,bizleri sırattan berk suretiyle burak üzerinde vennete erme bayramına e
rdirsin.bizleri peygamberimeze ve al ve ashabine komşu olma bayramına erdirsin.işteo zaman
bayram bayram olur.o bayramlara ermenin yolu ise allaha kurban olmadan geçer.rabbim sana
yılda bir kere kurban keseriz.bizleri her gün sana kurban olanlardan eyle.ibrahimin
sadakatini,ismailin tevekkülünü ve koyunun teslimiyetini bizlere ver rabbim.amin.
Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Konu chat olunca birkaç
Edeb bir tac imiş tarafından Çar, 2009-11-11 22:01 tarihinde gönderildi.
Konu chat olunca birkaç cümle düşmek istedim bende.
Chat konusunda gerçekten çağımızın acı bir bataklığa sürüklenişi var adeta.Sevgiye aç
olan gençlik ilgiyi sanal ortamlarda arıyor ve çoğu zaman yazık ki tatmin duygusuyla b
ulduğunu zannediyor.Chat ortamları gerçekten diken gibi ne türlü koysan bir yönünden
zararı dokunuyor insana.İnsan psikolojisi,sanal ortam olunca karşımdaki nasılsa görmüyor
diye gerçekten edebin, hayanın sınırları fazlaca zorlanıyor.
Kişi her ne kadar kendine bu konuda güven içinde de olsa, sadece sohbet,geyik amaçlı girsede
sonuçta denk geliyor ve birkaç kişiyle, olmayan muhabbet ilerliyor.Nedir pc karşısında
başlayan muhebbet zamanla kalbi, beyni oyalıyor.Böyle oluncada direk nefs tetiklenerek
devreye giriyor.Yazık ki her an insanı menfiliğe sürüklemeye çalışan nefsin eline
bir koz daha verilmiş oluyor.
Hani, dinimizde birinci bakışa ikincisini bile eklememek gerektiği konusunda
bir hassasiyet varken diilki bu yaşananlar günümüzde.Bazen nette öyle şeyler okuyorum ki g
erçekten yazık, hangi düşünce baz alınarak yapılıyor.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
chat yalancıdır.
divane aşık tarafından Çar, 2009-05-27 03:16 tarihinde gönderildi.
En olmayacak denen kızlar bile bu chat ortamından itina ile kandırılabilmektedir.İnsanlar ne kadar
dirayetli olsada karşı cinse karşı zayıftır.Zayıflığımızı görüp yılanın başını baştan kesmek gerekir.
Ejderha olduktan sonra yapacak bir şey yok.Günaha giden yollar tıkanmalı.Aklınızı kullanın gerçek
hayatla sanal ortamı ayırt edin.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Yalancı ve mındar olan chat değildir..
manidar tarafından Salı, 2009-08-04 10:16 tarihinde gönderildi.
Değerli arkadaşlar, bu isim altındaki yazılara şöylece bir
nazar ettim. Sürekli olarak chat (sohbet) hakkında
menfi tahşidatlar var, tâ ki insanlar uzak dursunlar.
Bunun içinde örnekler itinayla seçilmiş, kötü yönleri gösterilmiş.
Chat yapmayınız, etmeyiniz, şöyle zararları var deniliyor vesselam.
Ama benim alemimde chat denilince hiç de kız-erkek münasebetleri kavramları yok.
Chat kanalları öylesine büyük bir nimet ki, hayırlı mecralarda kullanıldığında neler
yapılabiliyor şaşmamak elde değil. Her zaman kötü tarafını gören arkadaşların ağızları
acaba neden bu kadar yanmıştır ki devamlı kötü cihetlerinden bahsediyorlar? Dünyanın
bilmemneresindeki pek çok insanın sohbet kanalları vesilesiyle müslümanlığı tercih ettiğine
dair haberler yer alsa, insanların chat'i nasıl etkin ve ahiretlerine yatırım maksadlı
kullanabilecekleri gösterilse daha iyi olmazmıydı? Tamam, bugüne kadar pek çok masum
evladımızın bu tür sohbet odalarında kandırıldıkları ve aile saadetlerinin yıprandığı doğrudur
ancak yapmayın etmeyin demek ölçü değildir. Akla kapı açılıp bu chat mecrasının hayırlı
yönlere kanalize edilmesi daha yararlıdır. Ben kendim uluslararası chat kanallarında
zaman zaman dolaşıyprum. Vietnamda, İslamiyet denilince aklına ilk önce terörizm gelen
22 yaşında bir genç şimdi Kur'an meali okumakla meşgul. Bu misal sadece denizden
bir katre hükmünde. Nasıl ki ateş, amacına uygun kullanıldığında sana hizmet eder yemeğini pişirir.
Eğer doğru kullanılmazsa evini yakar, kül eder. Bunun gibi chat yerinde ve etkin şekilde kullanılırsa
zararından ziyade menfaati olacaktır. Sadece biraz daha dikkat. Lüzumsuz
yere vaktinizi ve hissiyatınızı çalmasın
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
benim esim bazen onunla
arayan tarafından Paz, 2009-05-17 19:29 tarihinde gönderildi.
benim esim bazen onunla beraber chat yapmami istiyor ben istemiyorum
ama beni zorluyor ne yapmaliyim yardim edin lütfen
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
esiniz olacak olan insana
omer_35 tarafından Çar, 2010-02-10 13:54 tarihinde gönderildi.
oncelikle size selam saygi.
birincisi esiniz farkli dunyalar icinde bastirilmis duygularini cahta vasitasiyla tatmin
etmeye calisir kendi bastirilmis duygularini hayal fantazi dunyasina sizide uyarlamaya
calisiyor.esiniz sizi farkli bayan ve erkeklerle tanistiriyorsa bilinki butun duygulari
butun amaci cinsleik icindir.kendi gizli dunyasinda size yansitigi ve yansitmadigi
fantaziler vardir. sizi buna zorliyacaktir.sunu unutmayiniz erkek egemen zihniyet
5 bin yillik egemen tecevuz kulturunde geliyor. esinizin amaci sizi kendine benzetmek
sizin duygularinizi kendi emeleri dogrultusunda kanalize etmek istemesidir. sizin yapabilecegin
en guzel sey katiyen ve katiyen chat yapamyi red etmektir ve buna karsi direnme azmi ve
gucu gostermektir. yok eyer tam tersini esimi kirmiyayim bir defa 2 defada ne cikar diye
dusunurseniz sizi felaket beklemektir denebilinir.yureginize beyninize benliginize kisiliginize
karsi hic kimsenin tahkumu yoktur duygulariniza beyninize yureginize kisiliginize sahip
oldugunuz surece babanizda olsa esinizde olsa kim olursa olsun sizin onurlu durusunuz
karsisinda sizi baska bir seye zorliyamaz.saygi hurmet
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
chat
bengüsu tarafından Per, 2010-02-18 12:45 tarihinde gönderildi.
oncelıkle selam ve saygılar musluman kardeşlerımızı bende chatı iyi bulmuyorum gazete
haberlerde okuyorunm ne olaylar oluyor ilk once arkadaşlarıyla giriyor bişi olmaz diyor
ama bunda da kendıne hakım olamıyor ve bu tekrar tekra ama bunda başına gelmeyen kalmıyor
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Arayan Kardeşim, eşiniz.nette hiçte helal olan şeylen aramıyor.
tahkik tarafından Çar, 2009-05-20 08:01 tarihinde gönderildi.
Kardeşim cenabı hak her şeye bir sınır çizmiştir.namaz ile namazsızlığın arasına şirk sınırını
koymuş,zina ile gözün arasına bakma yada bakmama sınırını koymuş,helal ile haram
arasına ,iyi ile doğru arasına küfür ile iman arasına sınırlar koymuştur.nasıl helal haram
yasaklar arasında sınır varsa dünyalık işler arasında da sınırlar vardır.namus ile
namussuzluk arasında sınır,çalma ile çalmamak arasında vicdan sınırı vardır.
bir insan eğer askeriyenin sınırını çiğnerse vurulabilir,bir insan ülke
sınırını aşarsa düşman askeri tarafından vurulabilir,bir insan uçurumun
sınırına gelirse aşağı düşebilir.bir insan azgın bir nehirin sınırına aşarsa
suya düşüp boğulabilir,bir insan bir adamın namusuna dil uzatırsa öldürülebilir,yada ona
iftira ederse cezaya müstehak olabilir,yani bunu herşeye kıyas edebilirsiniz.
Şimdi cenabı hakkın bizlere çizdiği namus din iman islam vicdan şeref iffet
haya sınırları vardır.o sınırları nefis hesabına,şeytan hesabına,hevasatlarımızın
hayvani zevkleri hesabına çiğnemeyiz.yada kocamızı memnun etmek için
çiğnemeyiz.onu tatmin etmek için onu istediği gayri meşru yollarda kullanamayız.
kocanızın sizden istediği meşru olan şeylere itaat etmeniz gereklidir.mutluluk
için ama onun gayri meşru zevklerine hizmet için şerefnizden imanınızdan rüşvet
veremezsiniz.onu memnun etmek demek onun istediği kişileride memnun etmek
demektir.onu memnun ederken nefsini,şeytanının ve o konuştuğu insanları
memnun ettiğinizi unutmayın.cenabı hakkın ve vicdanınınız memmun olmadığı
bir yerde eşiniz memnun olsa kaç para eder.evlilik sadece hayvani bir arzuya
bütün şerefleri namusları paralatmak için değildir.cenabı hakkın rizasını kazanmak içindir.
Hayatını internetin ve sefih medeniyetin çirkef pis alçak fantezilerine göre şekil vermeye
çalışıp,şehvetini zevkini arzularını onlara uyduran bir adamın sizden istediği şeylerin
bedeli ağır olacaktır.zevklenmek için haram olan yollara başvuran ve bu yollara kendini
şartlandırarak mutluluk ve hazzın yolunu bu işlerde gören bir adamın ödeyeceği bedelin
izzetini şerefini namusunu kaybetmek olduğunu bilmesi gerekir.ona uyacak olan sizinde
kaybedeceklerinizin az olmayacağını bilmeniz gerekir.zaten birkaç sınır çiğnediğinizi
söylemişsiniz.bu sınır ötesi hareketler bitmez unutmayın.ne acı bir şey ki bir insanın eşiyle
beraber oturup chat etmesi ve onu böyle bir işten vazgeçirmek yerine ona tavır sergilemesi
yerine onunla oturup onun pis fantazilerinin bir piyonu olmak.bir şehvet taşı olmak.
Kardeşim eşinizin sizden istediği şeyleri denetleme ölçünüz kuran ve sünnet olacaktır.
zinaya yaklaşmayının muhatabı sen o biz değilsek kimlerdir,harama bakmayın diyen ayet
burada kimler muhatabı olacaktır.zina şeytanın pislikleridir ayetinin muhatabı kimlerdir.
bizim zevk ve fantezilerimizin dine imana islama adaba kurana uyup uymadığını
denetlemek vazifesini iyi yapın..kocaların memnuniyetinin sonu gelmeyecektir.her fantezi
yeni fantezilere kapı aralayacaktır.eğer bir erkek yetiyordu da ne niye bir kadın chatta
bulduğu 300 erkekle yatmış.bu haberi duymayanınız kalmamıştır.
demek şeytan bir nihayet insana vermiyor,batırdıkça batırıyor,alçattıkça alçaltıyor
eşinizin istekleri cüretkar bir şekilde artacaktır.bir gün kendinizi başka kollarda bulmak
ihtimalı sizin kalbinizden geçirdiğinizden daha yüksektir.bu nasıl namus şeref sevgi anlayışıdır
anlamadım.eşini başkalarına peşkeş çekme arzusu taşıma,onu başkalarına paralatma arzusu,onu
başkalarıyla beraber olma hayali ile konuşturmak.Evlenirken Allah ve peygamber huzurunda
böylemi söz verilmişti,kanını canını çocuklarının anasını götürüp başka erkeklere peşkeş
çekme deyyusluğu ne zaman şart koşulmuştu.elbisesini ve giyeyeceğini başkasıyla paylaşmayan
insan eşini nasıl başkalarına peşkeş çekme düşüncelerine girebilir.onu ahlaksızlık namuzsuzluk
ifietsizlik imansızlık uçurumlarına itekleyebilir.kutsal emanetlerini başkalarına yağmalatma
peşine düşebilir.5 dakikalık zevk uğruna insanlığın en alçak mertebelerine inebilir.Allahın
emanetini böyle zay edebiliyor.eşinizin aldandığı o alem varya şeytanın insanları artık en çok
helak ettiği ortamlardır.insanlığın ruhuna fatihe değil lanet okunduğu mekanlardır.cinsel
tatmini gayri meşru yollara bağlayan fikirlerin mekanıdır.islamın o insanlara taktığı
iffet şerefi namusunun o şehvet zina haram çarşılarında
5 dakikakilık lezzetlere tercih edildiği yerlerdir.
Kardeşim yarın yevmi mahşerde kocamın mutluluğu için onun tatmini için bunları
yaptım deseniz bu sözünüzün kıymeti olmaz.çünkü siz kendiniziden mesulsünüz.namusu
iffeti şerefi size emanet olarak veren rabbinizdi ve o emaneti sahibine teslim ederken
sağlam temiz nezih olarak vermeniz gerekirdi.bir kadın koca hatırı için günaha harama
girmez.küfre girmez imanını tehlikeye atmaz.onun helal meşru arzularına evet diyebilir
ama gayri meşru isteklerine asla evet diyemez.kocanın iffeksizliğe hayasızlığa günaha
teşvik eden emirlerini tutup cenabı hakkın ali emirlerini çiğneyen yarın yevmi mahşerde
nursuz kalır.çünkü ehlinin dışında örtüsünü açana Allah rahmet nazarı ile bakmaz kardeşim.
yarın yevmi mahşerde eşin hem senden kaçacak hemde ateşi azabı dehşeti görünce yapmasaydı
aklı fikri vardı diyecektir.ahirette birbirinize düşman olmak istemiyorsanız onu gayri meşru
emirlerine itaat etmeyin.ölüm sizi en yüksek kulelerde de olsa,saraylardada olsa yakalar,isterseniz
bütün dünya orduları emrinizde olsun,bütün toplar tüfekler size hizmet etsin.ölüm sizi yine gelip
yakalar.ölüme günah üzere,haram üzere zina üzere yakalanmak daha elim feci bir sondur.kör a
damın elinin altına elmasla cam parçaçıklarını koysanız o kör el yordamıyla ikisini ayırt eder
tefrik eder.kıymetini anlar.insan namusun kıymetini kör ama sağır da olsa bilir.öyle üç kuruşluk
cam parçacıkları hükmündeki lezzetlere değişilecek bir şey değildir namus.
Kardeşim eşinizle konuşun ona deyin ki, senin bu tatminsizliğinin sebebi bu internette bulduğun
şeylerdir.aradığın şeyler bize çok şey kaybettirecek.iman ,din iffet şeref namus.şimdi öyle z
annediyorsun ki bunlar cinsel mutluluk için şarttır.bunları yapmayınca mutlu olunmaz.şeytanın
askerleri öyle pislikler icat ediyorlar ki öyle pislik fantezileri çıkarıyorlar ki insanları
insanlıktan çıkarıyorlar.bu tatminsizlikler neticesi olarak insan kendini mutsuz zanneder.
cinsel mutluluk için karşısına çıkan onlarca yalancı şartlar onu aldatır.aklı fikri görüntülerle
yada konuştuğu kadınlarla kirlendiği için yada zina ettiği kimselerle kirlendiği için eşiyle
beraberken tam bir motivasyonla eşine bağlanamaz şeytan belki yüzlerce hayal,görüntü olay
hatırayı arzuyu kişilerle yaşadıklarını getirir önüne böyle bir durumda bir insan kiminle
ne yaptığını bile bilemez.Nasrettin hoca ikinci eşiyle evlenince karısı yatakta ah eski eşim
dermiş,hocada ah eski eşim demiş,bu atışmadan rahatsız olan hoca sonra demiş "bu yatak dört
kişiye fazla değimli kadın".şimdi bir yatakta onlarca kadının hayalleri varsa eşininiz sizin yerinize
mazideki yada görüştüğü kişeleri koyuyorsa o evde yatakta nasıl mutluluk olur.zihni fikri aklı
hayelleri temizlemedikten sonra bu tatmin olmaz.unutmayın.helal olan geniş daireleri
bıraktırıp bu leşlere saldırtıyorlar.bu pisliklerin sonu yoktur kardeşim,dünya mukafat yeri
değil ücret yeri değildir.bir erkek 1 milyar kadınla yatsa sanki bir kadınla yatmış gibi zevk
alır.çünkü imtihan tecrübe meydanına gönderilen insana her şey kısıtlı verilmiştir ki asıl
olanı tercih edip iştiyakı olsun.burası mükafat yeri olsaydı ahirete ne gerek vardır.şehvetin
vazifesi her önüne geleni mahvetmek değildir.insandaki şehvet neslin devamı için olunmakla
beraber zahmetin karşılığı olsun diye bir muaccel ücrettir.yoksa iffetsizlik ile iffetleri paralamak için
değildir.yada hayvanları taklit edip onlara benzemek için değildir.şehveti azdırıp sonra etrafına
saldırmak için değildir.şehvetni azdırıp namusunu yıkmak için değildir.şehvetini azdırıp s
ınırları çiğnemek için değildir.helal dairesinde ehline istimal etmek içindir.
Kardeşim eşinizi yaptığı işten men edin.çünkü dinimiz bırak böyle çirkeflikleri bir
kadının kendini nasıl başka erkeklerin hayallerinde gezmekten koruması gerekirse
eşinide başka kadınları hayellerinde gezdirmesine müsaade etmemeli,onun yaptığı helal olmayan
işlere musade etmemeli,mazur görerek yada riyakarene bir surete girmemeli sırf eşimin
muhabbetini kaybetmemek için.namusunuz şerefinizin bekçisi eşiniz değil
sizsiniz.çünkü gözünüz kulağınız bedeniniz kalbiniz ruhunuz iffetiniz size aittir.
Malumdur ki,en ala bir şey bozulsa en alçak bir şeyin bozulmasından
daha ziyade bozuk olur,süt ve yoğurd bozulsa da yine yenilebilir.
Amma yağ bozulunca zehir olur yenilmez.öylede mahlukatın en
mükkeremi olan insan eğer bozulsa bozuk hayvandan daha bozuk
olur.müteaffin kokuşmuş maddelerin kokusuyla lezetlenen haşeretler
ve ısırmakla lezzet alan yılanlar gibi günah haram bataklığındaki
şerlerle ,kötülüklerle pis ahlaklarla lezzet alır ve onlarla iftihar eder teşvik
eder.git gide adeta şeytanın mahiyetine girer.işte kardeşim internetin
eşinizi düşüreceği son nokta.dikkat edin artık onu helal temiz nezih
şeyler tatmin etmiyor,lezzet vermiyor bu şer batakhanelerinin
çirkeflikleri tatmin etmeye başlamış.
Risalei nurdan Hanımlar rehberinden
bir kaç ihtar bayanlara yazıyorum.
Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet
ve alâka, yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına
yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir.
Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır.
Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette, ebedî arkadaşı
ve dostu olan kocasının nazarından gayrı, başkasının nazarını kendi
mehâsinine celb etmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir.
Madem mü'min olan kocası, sırr-ı imana binaen, onunla alâkası
hayat-ı dünyeviyeye münhasır ve yalnız
hayvânî ve güzellik vaktine mahsus, muvakkat bir muhabbet değil, belki hayat-ı ebediyede
dahi bir refika-i hayat noktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetle alâkadardır.
Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belki ihtiyarlık ve çirkinlik
vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbeti taşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi
mehâsinini onun nazarına tahsis ve muhabbetini ona hasretmesi, mukteza-yı insaniyettir.
Yoksa pek az kazanır, fakat pek çok kaybeder.
Şer'an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasip olmalı. Bu küfüv
ve denk olmak, en mühimi, diyanet noktasındadır.
Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasını
hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.
Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp "Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim"
diye takvâya girer.
Veyl o erkeğe ki, saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.
Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez
o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.
Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit
ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar.
Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, koca ve karı mabeyninde bir emniyet-i mütekabile ve
samimî bir hürmet ve muhabbetle devam eder.
Demek saadetin şartı emniyet güven sadakattedir. Yoksa her gün yeni bir maceraya
yeni bir heyacan dalgasına kapılmak, yeni bir adamın kollarına atılmak yâda
kadının kollarına atılmak, sefihane hayvanları taklit etmek lezzet değil zillettir.
Hayvanlığı kabul edenin cennette ne işi olabilir ki. Cenabı hak eşlerinizi fazlından
rahmetinden ıslah etsin. Dinin olmadığı evlerde şeytan karargâhını kurmuştur.
O evde namaz esirdir. Ahlak esirdir. Sadakat esirdir.oruç esirdir.dua esirdir.yani
dine imana ait her şey tutsaktır.günah haram unsurları ise serbesttir.szler neyi kimi
esir edip kimi neyi serbest bıraktığınızı artık sorgulamaya başlayın.yazının uzun olmasının
sebebi aynı dertlerden muzdarip olan başka kardeşlerimde var onlarda okusun diye.
Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Kusura bakmayın ..Acım o
SADECE ALLAH tarafından Cum, 2009-05-15 18:53 tarihinde gönderildi.
Kusura bakmayın ..Acım o kadar büyük ki ancak erkek lerin böyle olduğuna inanırsam
hatalar yapmam.
Sonuç değişmiyor yani ortada hep günahlar var.Bu erkeklerin gerçeğiyse ben artık istemiyorum
o gerçekleri.Doğru birisini bulsam bile başkalarına bakacak ne de olsa değil mi...
Sadece ALLAH o zaman.
Ayrıca kadınların da suçsuz olduğuna elbette innamıyorum.
Hatta erkeklere hep şunu söyler dururum:Şimdiki kızlar erkeklerden daha fazla ihanet ediyor.
Ama şu bir gerçek ki haketmiyoruz....O zaman herkese hakettiğini veren yalnızca ALLAH...
Bende artık beşeri aşkı değil ilahi aşkı istiyorum...ALLAH bulmamızı nasip eylesin.AMİN
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
sevgi açlığı ve chat şeytanı
SADECE ALLAH tarafından Per, 2009-05-14 21:38 tarihinde
gönderildi.
S.a Öncelikle bu devrin en çok kanayan yarasına bu şekilde yazılar ve yorumlarla
açıklık getiren ve tuzakları bizlere gösteren herkesten Allah razı olsun diyorum.
Bende onca zeki ve akıllı bilmeme rağmen kendimi,bu belaya bulaştım ve şimdi içim sızlıyor.
Ne gelirse başımıza sevgi açlığından.Ben bunu ALLAH(C.C.)sevgisiyle kapatmayı düşünemedim,
Hep bir karşı cins olsun yanımda dedim.Aşka çok değer veren ve sevdiğini
yürekten seven bir insandım.O kadar safmışım ki izlediğim aşk filmlerini
romanları masalları gerçek sanmışım...
Gerçek sevgi,sadakat,iyiniyet her şeye yeter sanmışım
Çocukluğumdan beri kimseden bir sevgi görmedim.Ailem beni hiç umursamadı.
Depresyona girdim kimi zaman sevgisizlikten yine de gözyaşlarımı gördükleri
halde bir şey yokmuş gibi davrandılar.O kadar kopuk bir aileyiz ki.Haliyle bende
sevgiyi dışarda aradım ama hep yüzüstü bırakıldım.
Çocukken yaşadığım cinsel tacizlerde buna
eklenince içime kapandım.Hep bir gün biri anlar beni dedim... Olmadı.
1 sene kadar önce bir oyun sitesinde biriyle tanıştım.
Öğretmendi.Ben çok severim öğretmenleri.
Önce msn sonra telefon ve sonra ilk defa
bu ortamda birine inandığım için defalarca geleyim
tanışayım dedi ama ben kabul etmezken en sonunda evet dedim.
Hep ciddi olduğunu söyledi bana.
Ben çok hassasım bana değer vermeyeceksen
bırak peşimi dedim.Öyle güzel sözlerle kandırdı ki beni.
Geldi tanıştık.İlk defa bir erkeğe kendimi bu kadar yakın hissettim.Hep geleceğe dair sözler
söyledi durdu.İkinci gelişinde aile
mle tanışmak istediğini söyledi.Daha da çok sevindim niyeti ciddi diye.
u arada hep cinsellikten konuşuyordu,yanyana gelince benden farklı şeyler istiyordu
ama ben izin vermiyor tertemiz bir sevgiyle bağlanmak istediğimi söylüyordum.
Ya ayrılırsak o zaman ne olur başımı önüme eğmek istemiyorum diyordum.
Beni kandırmak için her yola başvurdu.Baktı ki elde edemeyecek 4 gün kadar
önce ben artık sana karşı hiçbirşey hissetmiyorum deyip beni terketti.
Kendisi ıssız adammış.Yapamıyormuş başka türlü
Yani demem o ki kız kardeşlerim.İnanmayın bu insanlara.
Biraz kafa dağıtmak için bile olsa girmeyin o chat sitelerine.Acım
sadakate aşka ait o güzel temiz hisler mahvoldu.Artık sadece
ALLAHIM var diyorum ve erkeklerin hiçbir sözüne inanmıyorum.
Rabbim bizi onlardan korusun.Sokakta bile karşıdan bana
baktıklarını gördüğümde tiksintiyle başımı çeviriyorum.
Artık benim için sadece ALLAH
var.Ondan başkası da yalan....
Son sözüm size erkekler.O kadar büyük günahlar işliyorsunuz ki bir gün gelecek
rabbim hepsinin intikamını alacak sizden...O güne kadar bize yalnız sabretmek düşer..
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
sadece AALLAH diyen kardeşim
şeyma08 tarafından Salı, 2009-08-25 16:07 tarihinde gönderildi.
henüz bitmedi kardeşim.o kişi seni tekrar arayacak.bunlar böyle.senin
ona bağlandığından emin.peşinden koşacağındanda.dua et.Rabbine
sarıl.inançlı düzgün dostlarından kopmamaya çalış.için darldıkça
mümkünse çık yürü.bu çok iyi geliyor.ve buarada sevgiyi düşün.seven
sevdiğine zarar vermek istemez.gözzünden sakınır.ama dediğin gibi niyetleri s
adece cinsellik.ve onlara göre sanaldaki kadınlar.kolay avlardır.biraz zorlarlar
baktılarki olmuyor.terkederler.bir süre sonra yine aynı sözlerle geri d
önerler.oyunun kuralı bu ablası.özledim sensiz olmuyor diye.belki
bu kez amacına ulaşma umuduyla.yani diyeceğim.işin bun
dan sonra daha zor.ama bir uzman yardımı.dostların ve en önemlisi
Rabbimiz bizimle.eminimki harama bulaşmaktan gerçekten korkuyorsan
Allahın yardımı bir şekilde gelecek.zaman ve sabır ve dua.hiç bir şey
ahiretimizi yakmaya değmez ablası.ğüçlü ve umutlu ol.gerçekten sevdiyse
adam gibi gelir.nikahını yapar.kendini ispatlar.yoksa sonrası senin için bir ömür
utanç,pişmanlık,azap olacak.ahireti söylemeye bile gerek yok değilmi ablacım.
RABBİMİZE EMANET OLUN
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
O kadar haklısın ki şeyma08 kardeşim
SADECE ALLAH tarafından
Paz, 2009-09-20 23:44 tarihinde gönderildi.
Sevgili kardeşim.Bu yazını okumak öyle bir zamana
nasip oldu ki ne kadar haklı olduğunu
anlamam için bundan daha iyi bir gün olamazdı.
Nitekim aylardır aramayan beyefendi(!)bugün bayram
dolayısıyla önce aradı,sonra hiçbir şey yokmuş gibi güya iyi niyetli bir bayram mesajı gönderdi.
İkisine de cevap vermedim ve uzun zamandır bu siteye uğramadığım için yazdıklarımı ve
cevapları yeniden hatırlamak istedim.Karşıma senin yazın çıktı.Bu Rabbimin bir işareti mi?
Aylardır Rabbimden daha güzel bir şey bulmadım hayatımda.Rabbimde buldurmasın.
Ben gerçek aşkı da,sevgiyi de buldum.Kimse olmazken yanımda benimle olan
SADECE ALLAH'tı.HERKESİN YÜZ ÇEVİRDİĞİ YERDE BÜTÜN HATALARIMA
NANKÖRLÜKLERİME,ZAMANINDA YAŞADIĞIM İSYANLARA RAĞMEN BANA
ŞEFKAT VE SEVGİ KAPISINI AÇAN,BENİM İÇİME HUZURU KOYAN ALLAHIMDI.
Şimdi ben nasıl olur da beni gözyaşları dökerken,çok severken,kıymet bilirken bile sevmeyen
acımayan biri için Rabbimi unuturum.
Rabbim korusun kendi aşkını unutup helak olmaktan beni,hepimizi.
Onun bana tekrar dönme sinyali verdiği bu gün bu mesajını
okumuş olmam da Rabbimin bana yeni bir hatırlatması,ihtarı ve ihsanıdır
bence.Rabbime sonsuz kere sonsuz şükürler olsun.İsterse bu dünyada hep yalnız
kalayım önemli değil.Yeter ki rabbimden ebediyen ayrılmayayım.
Ben kendime Rabbimi vekil görüyorum.O NE GÜZEL VEKİLDİR.
Allah binlerce kere razı olsun kardeşim.Hepimizi hidayete ve ilahi nuruna,sevgisine
gark ettiklerinden eylesin.SENDE ALLAH'A EMANET OL.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
sadece Alah diyen kardeşim
şeyma08 tarafından Pzt, 2010-01-25 19:36 tarihinde gönderildi.
bende yazını şimdi gördüm.inşaallah iyisindir şu anda.ve dediğin gibi inşaallah
işe yaramıştır tavsiyelerim.bunlar benim tecrübelerim değil .çevremde yaşanan olaylardan
ördüğüm ve birazda psikolojiyle ilgileniyor olmam ve bu durumda uzmana gidenlerin
yaşadıklarından edindiğim tecrübe.işe yaramasına sevindim:)ALLAHIN yardımı ablası:)
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Internet ve Chat
Günah Defteri tarafından Pzt, 2009-08-24 09:25 tarihinde gönderildi.
Sitenize yeni üye oldum. Kullanıcı adımdan anlaşılacağı gibi günahlarla dolu defterim.
Nedeni de en başta cahillik ve nefis mücadelesinin nasıl yapılacağını bilmemem.
Internet insanı yalnızlığa iter, yalnızlık ta insanı günaha çeker.
Kendinize ne kadar güvenirseniz güvenin yalnız kaldığınızda savunmasız duruma
düşersiniz. İnternet te bir insanın düşebileceği en savunmasız ortamlardan biridir.
Genellikle internete girdigimizde yalnız oluruz. Karşınızda çok güçlü ve donanımlı bir ordu
düşünün ve siz yalnız tek başınıza bu orduya galip gelmeye çalışıyorsunuz. Akıl ve mantığa ters.
O halde ilk yapılması gereken, mümkün olduğunca internete yalnız girmemektir.
Eğer mecbursanız veya yalnız yaşıyorsanız mümkün olduğunca internette az kalmaya
gayret etmelisiniz, işiniz biter bitmez interneti kapatıp
daha faydalı şeylerle meşgul olmaya çalışmalısınız.
Bir söz vardır "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye. "Allah'tan korkma"
bölümüne girmeyeceğim ama kuldan utanmaya gelince, en azından toplum olarak az da olsa
bir utanma bilincimiz var. Internete girerken yalnız olmayalım dememdeki kasıt da bu yüzden.
Şöyleki; eğer internete girdiğinizde yanınızda birileri olursa en azından utunma duygusundan
kaynaklanabilecek bir çekingenlikle sizi günaha yaklaştırabilecek ve günah işlemenize sebep
olabilecek şeyleri yapmazsınız, yapamazsınız.
Bunları neden yazıyorum; çünkü ben, internete hep yalnız giren biriydim ve bu yalnızlığın
verdiği rahatlıkla, kimseden korkmadan? ve çekinmeden her türlü yanlışa, harama ve günaha
yöneliyordum ve elbette sonunda günah batağında çırpındıkça daha da batıyordum.
Sonra da herkesin ağzına sakız yaptığı gibi "Pişmanlık!" duyoyordum ve kendi kendime
bir daha yapmayacağım sözleri veriyordum. Ne kadar komik ve o kadar da acı
Yalnızlık, hayatta insanın başına gelebilecek en üzücü ve en tehlikeli şeylerden biridir.
Hani hep denir ya, "modern çağ insanları yalnızlığa itiyor" halbuki biz kendimizi yalnızlığın
kollarına atıyoruz. İnsanın istemeyerek yalnız kalması ayrı bir konu elbette ama yalnızlığı
bilerek ve isteyerek seçmek insanın nefsinin bir oyunundan başka birşey degildir.
"Beni kimse anlamıyor" bahanesi de bu işte nefsimize en başta yenildiğimizin göstergesidir.
Şeytan için ne kadar kolay ve basit bir aldatma yolu degil mi? Şeytanın uğraşmasına gerek
yok biz baştan yoldan çıkmaya hazırız. Beni kimse anlamıyor öyleyse anlayan birini bulayım.
Nasıl mı? Aç bilgisayarı, dal internete, gir chat odalarına, bul seni anlayan, sana değer veren
sevgi ve saygı gösteren birini veya birilerini.
Bak artık yalnız değilsin, hem de sana değer verildiğini
hissediyorsun, ne güzel degil mi
Hayatın gerçeklerinden kaçmakla sorunlar çözülmüyor aksine daha da çoğalıp büyüyor.
Internettesin, yeni insanlarla tanıştın, artık yalnız da değilsin, seni dinleyen
dertlerini paylaşan, hayatında olmadığına inandığın sevgi ve saygıyı sana veren
seni sen olarak kabul eden birini de buldun, gözünaydın! Mutlu olmak senin de hakkın.
Hayattan zevk alma zamanı şimdi.
Bir söz: Gerçekler acıdır, şeker de tatlı, öyleyse şeker gerçek değildir.
Şeytan seni kendi çöplüğüne çekti birkere, şimdi istediği gibi öter, sen de dinlersin.
Hani dalmıştınya internete, derine dalarsan vurgun yiyebilirsin
ya da bir bakmışsın bir oltanın ucundasın ya da birilerinin ağına takılmışsın
çırpınmak fayda getirmez, bak yalnız da degilsin artık; oltayı tutanla yada
ağı atanla berabersin. Hayattan zevk alma zamanı şimdi.
Bir söz daha: Internet insanı vezir de yapar rezil de.
Alkollü araba kullanmak, araba kullanırken aşırı sürat yapmak
önüne değil de ağzı açık sağa sola ya da havaya bakmak ne kadar
tehlikelidir bilmeyen yok. Tehlike sadece arabayı kullanan için degil
arabada bulunanlar ve elbette başkaları için de aynıdır. Maddi ve manevi
bir sürü zarar ve yıkım. Interneti de araba kullanmaya benzetebiliriz
kullanmanıza bağlı olarak zarar da fayda da görebilirsiniz.
Zehirliok.com'a yazılanları okuyarak bir fikir sahibi olunabilir.
Son söz: Her gördüğün sakallıyı baban sanma.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
her insan masum doğar
KAR TANESİ tarafından Cum, 2009-05-15 19:58 tarihinde gönderildi.
kardeşim yazını okudum ve üzüldüğümü söyleyebilirim
ama şunuda belirteyim hayatta asla ümidini yetirme 1
değmez biri için bütün herkesi aynı keseye koyma 2
onda var sa sendede var suç 3
şimdi bunları açalım birincisi kardeşim ALLAH büyüktür bunlar sana tecrübe
olmuş şükürki ucuz atlatmışsın ümidini yitirme rabbim ümidini yitireni sevmez ona
kaldımı mutlaka günahların vardır cehenneme gireceğin kesinmi
ozaman sevap işleme hiç
işte kardeşim sevabında vardır günahında ozaman napmalı günaha tövbe etmeli
sevabıda çoğaltmalıki rahmana yakın olalım değilmi
ikincisi herkes aynı değildir bende evliyim konuşarak evlendim ama halime
hergün şükrediyorum ne kadar düzgün birisiyle evlenmişim diye çokta seviyorum
eşimi bir gün gün gelir dürüst biri çıkar karşına çıkarsada kaçırma evlenmeye bak
çünkü flört insanı günaha sürükler ve işin içinden çıkamazsın
üçüncüsü tek suçlu erkekler değilki kardeşim bizlerdede var kabahat değilmi ne işimiz
var chatla falan ondan sonra uyarız şeytana sonrası hayal kırıklığı v.s
ama bunlar bizi doğru yola iletir tecrübe yani
yanlış anlama artık bunu tekrarlamazsın rahman ve rahım olan RABBİME
dua etki doğru bildiğimiz onun yolundan ayırmasın hayırlı kımse olabilmeyı
hayırlı kimselerle konuşabilmeyi nasip etsin
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Erkek cavabi
Azeri1974 tarafından Cum, 2009-05-15 00:12 tarihinde gönderildi.
Kardesim, hic de bütün günahlari erkeklerde görme. Ve senin düşündüyün
tek bütün erkekler ayni deyil. Ancaq ben senin dusunduyunun tam tersini düşünüyorum.
Benim de kadinlara hec bir güvenim yok. Beni eski eşim beni aldatdı internetde bulduğu birine.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Aaah, ah..
MathmadX tarafından Per, 2009-05-14 22:16 tarihinde gönderildi.
Siz bir bayan olarak anlamaya bilirsiniz,- fakat erkegin içinde gerçekten çok büyük
bir birlesme istegi vardir. Bu insani her gün mesgul ediyor.. Erkek kendini bunlara
kaptirmamak için gerçekten ve gerçekten büyük bir mücadele vermesi gerekiyor..
tabii bayan olarak anlayamazsiniz.
Bir erkegin bayan arkadasi olacakta,- onunla birlesmeden(veya
herhangi bir yakinlasmadan) duracak ha
Bu gerçekten çok zordur.
Size ben bu nasihatlari yaziyorum,- fakat ayni nefsin alaa si elbette ki bende de var.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
CANLARIM
abdullah_13 tarafından Paz, 2009-05-10 20:24 tarihinde gönderildi.
SELAMÜN ALEYKÜM....BENİM CANIM DİNDAŞLARIM.....
ÖNCELİKLE ÇOK YERİNDE BİR ZAAFİYYETİ , BİR HASTALIĞI
EVLERİ OCAKLARI, HUZURLARI BOZACAK BİR NEFSİN AÇIK KAPI
BULABİLECEĞİ
( HANİ VİRÜS GÖNDERENLER BİR AÇIK ARARLAR
VE TÜM SİTEYE VUCUDA SİRAYET EDER YA )
HAH ONUN GİBİ BİR ŞEY....
CAHT OLAYI BİR ANLAMDA BÖYLE BİR ŞEy
..AMA BUNU TUTUPTA TAMAMİYLE BÖYLE BİR KILIFA SOKMAK
BÖYLE Bİ CEPHEDEN BAKMA DA YANLIŞ OLUR KANAATİNDEĞİM
KALDI Kİ O AÇIKLARI , ARALIKLARI ARAYANLARDA HEPDE KÖTÜ
HIRSIZ, ARSIZ, SOYGUNCULARDA DEĞİL
YANİ DİYECEĞİM SORUN NE CAHAT, NE MSN
, NE İNTERNET, NE BAŞKA BAŞKA BİR ŞEYLER.....
SORUN ŞU ACİZANE, FAKİRANE OLARAKTAN
DİYORUM Kİ ŞU NET DÜNYASI HAKKINDA
_______ ''' KİŞİNİN İÇ DÜNYASIYLA HESAPLAŞMASIDIR.......................... '''
YANİ BİR ADAM ARSIZSA VEYA HIRSIZSA CEBİNİZDEN PARAYI
ÇALMAK İÇİN ELİNİ ZAHİREN SOKAR BİR SAĞA BİR SOLA
BAKAR CUKA AT CEBE, HA ADAM HIRSIZSA
VE NET ALEMİNİN İLMİNİDE BİLİYORSA PARMAKLARIYLA CEBİNİZE
ELİNİ ATIP ÇALMA ZAAFİYYETİNİ BELKİDE MADDİ
OLARAKTAN DAHA Bİ ÇOĞUNU ŞU PC ORTAMINDAN DA
YAPANLARI DUYUYORUZ....VEYA ARSIZSA SEN PC DENDE
TANIŞSAN , NORMAL OLARAK GELSE İSTEMEYE ARSIZ ARSIZDIR..
ÖNEMLİ OLAN BİZLER HANGİ YAKADA DURUYORUZ.....
VE BUNUNLA BERABER ''' İRADE ''' SAHİBİ OLMAK , GÜÇLÜ OLMAK
VESSELAM
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
CHAT KİŞİYE GÖRE MURDARDIR.
hak_dostu tarafından Per, 2008-12-11 21:06 tarihinde gönderildi.
CHAT SİTELERİNİ AÇANLARIN CEHENNEMLİK OLDUĞUNU
SÖYLEYEN BİR İNSAN İSLAMİ SOHBET VE CHAT SİTELERİNİ
MÜSLÜMAN GENÇLERİN ZARARLI SİTELERE GİRMEKTENSE
İSLAMİ KONULARIN KONUŞULACAĞI FİKİR ALIŞVERİŞİNDE
BULUNULACAĞI VE EBEDİ SOTLUKLARIN HATTA HAYIRLI
EVLİLİKLERİN OLABİLECEĞİ NİYETLE AÇAN MÜSLÜMANLARA
CEHENNEMİ GARANTİLEYEN İNSANLARDAN DAHA ZALİM KİM
OLABİLİR? SEN İNTERNETİ KULLANMASINI BİLMİYORSAN KENDİNE
VE EŞİNE GÜVENMİYORSAN O ZAMAN DEĞİL İNTERNETİ BİLGİSAYARI
BİLE EVİNE SOKMA. BEN DE CHATTEN TANIŞTIĞIM BİRİYLE
NİŞANLANDIM VE ŞU ANDA ÇOK MUTLUYUM. NİŞANLIMIN AİLESİ
DE İLK ÖNCE KARŞI ÇIKMIŞTI SİZİN GİBİ AMA ŞİMDİ HEPSİ DE
MAHCUP OLDULAR. BENİ DE ÇOK SEVİYORLAR. AMA BİR DE
GERÇEKTE NİŞANLANAN KIZLARI VAR KAN KUSUYOR. B
U DURUMDA SUÇ İNTERNETİN Mİ? YOKSA İNTERNETİ KULLANAN
ART NİYETLİ İNSANIN MI? AMA BİZ TAMAMEN ALLAH'IN
RIZASI İÇİN ÇIKTIK YOLA.
BENİM ŞAHİT
OLDUĞUM İNTERNET EVLİLİKLERİNİN TAMAMI EVET
TAMAMI MUTLU SONLA BİTTİ AMA GERÇEKTE TANIŞARAK
EVLENENLERİN SONLARINI BİR DE SİZ GÖRÜN. BÖYLE KURU
KAFA SALLAMAYIN DA İNSANLARI İYİ NİYETLE YAPTIKLARI
İŞTEN DOLAYI ONLARA CEHENNEMİ BİÇMEYİN. ALLAH'TAN KORKUN ALLAH'TAN
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
chat denilen iblis....
RecepBattal tarafından Paz, 2008-11-02 22:46 tarihinde gönderildi.
s.a.
bu chat denilen iblis benim ailemi dağıttı...eşimi "allah" ile aldattılar..
kanına girdiler...ve çıkılmaz yolların içine girdi..ne kadar çırpınsamda kurtaramadım.
ve yuvam yıkıldı..Rabbim, Chat e girip .. evli ..
bekar bacılarımıza sarkan ve onları "Allah" ile kandıran
"Allah" ile akıllarını boyayıp "Allah" ile onları büyüleyip kanını emen
önce "Allah" kelamı ile yaklaşıp sonrasında asıl maksadını ortaya
çıkaran fakat artık dönülmez yollara sokan ve yuvasından eden zalimlerden
cümle ümmeti müslümanları korusun inşaallah
Ailelere yıkan ve içlerini kemiren söz "bizim yaptığımız
günah değilki..birbirimizi görmüyoruz.
.Allah kelamı konuşmak yanlış mı ?.. ve Allah için birbirimizi
seviyor olamamız neden günah olsun"
dikkat edelim müslüman kardeşlerim dikkat edelim lütfen.
müslüman kardeşlerim Duanızı eksik etmeyin inşaallah.
Allah'a Emanet olun.
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
..
feyza44 tarafından Per, 2008-10-30 01:31 tarihinde gönderildi.
Öyle ınsanlar varkı cevremızde şahıt oluyoruz, dıni ve ıbadetlerınde o kadar guzel
yerıne getırmeye calısıyorlar, haram yemmemeye ozen gosterıp reel hayatlarında
ınsanlara karsıda adıl davranan kısı, bır bakıyorsunuz; chat yapıyor:( ve yakıstıramıyor sunuz.
bu muhabbetı gercek hayata tasıma olayına kadar gıden bır boyut.nasıl bır ıllet dır.
Bırcok sıtede,mesaj ve kısa msj kısımları varmış, var.bunlara sınırlama getırilemıyor mu
veya ıs yerlerınde sıteler engellenmelı,ozallıkle bu chat ortamları ucretlendırılmesı en azından
caydırıcı olabılır dıye dusunuyorum
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
bu chat msn sohbet
gönül hezeyanda tarafından Cts, 2008-10-25 02:07 tarihinde gönderildi.
bu chat msn sohbet kavramını kökten kaldırıcan aslında rezillik başka hiçbişey dedğil
artık herşey kötüye kullanılıyor keşke öyle bi imkan olsa
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
Konusmak bize mahsus, olsada
gönül hezeyanda tarafından Cts, 2008-10-25 02:00 tarihinde gönderildi.
Konusmak bize mahsus, olsada bir güzel süs,
Ya hayır de, Ya da sus, dili incitme gönül..
evet kardeşlerim bu chat benim hayatımıda bitirdi kurucam yuva yıkıldı sevdiğimin bu
chat ve sohbet odaları sevgisi yüzünden...dua edelim
bütün mümin kardeşlerimize çok ihtiyaçç var çünkü çok
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
teknoloji
zeynep61 tarafından Paz, 2008-09-21 15:32 tarihinde gönderildi.
günümüzde hersey teknolojiden ibaret genclerin oraya kaymsı cok dogal
bide günümüzün en önde geleni chat askları bunda malesefki biz erkekler
kızları cabuk kndırıyoruz kızlarımızıda inanıp hemen duygusallık
yasayabiliyor bundada hakka girmiş oluyoruz chatten uzak dursak ne olacak
bi sekilde forum siteleri var msn var bence öncelikle kızlar uzak durmalı
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
baş belası
ukde tarafından Per, 2008-08-07 11:28 tarihinde gönderildi.
chat günümüz evliliklerinin baş belasıdır...daha
önce içinde eşini aldatmak
duygusu olupta yapamayanlar için bir fırsat oldu ne yazıkki chat.kadınlarda
erkeklerde hiç utanmadan tanımadıkları insanlarla sohbet ediyorlar ve sonrada
eşimle problemlerim var..dertleşiyoruz diyerek
vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar..yaa tanımadığın insanla nasıl dertleşebilirsinki..
birbirinizi ne kadar tanıyorsunuz..hadi erkekler yapıyor..kadınlara ne oluyor böyle..
kadınlarımızda afedersiniz yoldan çıkmaya başladı...maalesef üzülerek söylüyorumki
benim eşimde chat kanallarına giriyor...aramızda bir problem yok ama neymiş canı sıkılıyormuşda
vakit geçiriyormuş...ben bu konuda evli olupta chat yapan kadın erkek
herkese hakkımı helal etmiyorum..ve inşaallah öbür tarafta hesap soracağım...
ne diyim..ALLAH hepsini bildiği gibi yapsın
»
Yorum göndermek için giriş yapın veya kayıt olun
neden bunu yapıorum bilemiorum lütfen yardımcı olun
aslihan tarafından Cum, 2008-10-24 20:45 tarihinde gönderildi.
ben üniversite 1,sınıf öğrencisiyim.yaklaşık 1,5 yıldır
nişanlıyım kısmettse yaza düğünümüz olacak.onu çok seviorum
hem de o kadar çokki anlatamam onun için babamı bile karşıma aldım
ama o beni hiç yanıltmadı ve doğru karar verdiğimi için allaha binlerce kez
dua ediorum.benim sorunum kendimle.ben ona layık bi eş olamıcam
çünkü ona layık bi nişanlı bile olamadım.
her şey iyi gidiodu.ta ki eve internet bağlanana kadar.gerçi interneti nişanlım istemişti.
iyi de oldu hem okula hemde onla ilişkimiz için..ama sonra ben başka iğrenç sitelere
girmeye başladım.alışkanlık oldu.bu zamana kadar elime erkek eli değmedi yani o tarz
yetişdim.ortamımda her şey müsait olmasına rağmen kimsele muhatab olmadım.o tarz bana
yaklaşan erkeklerede çok sert davranıp etrafımdan uzaklaştırdım.hatta nişanlımla bile el ele
tutuşmadık.çünkü nişanlım islama göre nikahımız olmadan doğru olmayacağını düşünüo
ve hiç dokunmadık birbirize.
her neyse işte ben sadece ilk gece hakkında bilgi edinmek için bazı sitelere girdim.
sadece merak ve evleneceğim içindi.eşimi mutlu etmek istiodum ve çok bilgisizdim bu
konularda.zamanla dediğim gibi iğrenç sitelere bulaştımmm.çok kötü bişey bu biliorum
.ilk zamanlar iğreniodum böle görüntülere bakmaktan.sadece evleneceğim için bikaç kere
görim bişey olmaz die düşünmüştüm iğrene iğrene baktım.sonra zamanla zevk
almaya başladım.olay farklı yerlere gidiodu.kendimde iğreniorum.her defasında bu s
on diodum ama nafile.hatta bu siteler yüzünden bilgisayara virüs girdi pc çöktü bile.
ama ben hala uslanmamıştım...her defasında son diyerek girdim..
sonra daha da kötü şeyler yaptım.nişanlımdan habersiz
bi msn adresi
alıp internetten bulduğum seks manyağı
erkekleri ekledim ve sabah akşam
onlarla seks konuşuodum.ama adımı falan değiştiriodum.
kendimi orda tatmin ediodummmyani kısaca nişanlımın namusunu
kirlettim.yine elime erkek eli değmedi ama daha kötü bişey yaptımmm.çok
üzgünüm.üstelik bunu hiç haketmeyecek birisi benim nişanlım.kendimden nefret
ediorum bana böle yaklaşan islamı bilip bana öğüt veren bi insana
ben nasıl böle yaptım.anlamıorum.zamanında öpüşmek diyemeyen
derken bile yüzü kızaran dizilerde bile ufacık bişey görse utancımdan
yere giren ben yaptığım şeylere inanamıorum.üstelik hem allah karşı suçum
büyük hemde nişanlıma
o beni her an mutlu etti ama ben ona naptım ya
gerçi konuştuğum kimseler fotoğrafımı falan görmediler
ama olsun çok kötüyüm yaa.
önceden böle değidim bu internet beni mahvetti.resmen bi bulaşıcı bi hastalık
ama geçmio.önceden islamı biilen namaz kılan kuran okuyan en ezından
aklından böle şeyler geçmeyen karakterli bni insandım.demekki karakterim
sağlam deilmişşş.ne yazık..ben bu illetten nasıl kurtulcam kardeşlerim..
gerçi artık msn benim adresimi açıo ama o gizli aldığım adresi açmıyo.
Allah mı beni bu beladan korumaya çalışıo anlamadım.işe bakarmısın..
ne olur yardım edin.iyi bi insan olmak istiorummm.bu beladan kalkamdığım
için ne ders yapıorum ne ibadet ne de aileme zaman ayırabiliorumm artık
en azından eskisi gibi oluyum.yardımınız bekliorum.
Allah yar ve yardımcınız olsunnn.şimdiden çok saolun
Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« : Temmuz 27, 2006, 12:18:03 ÖÖ »
--------------------------------------------------------------------------------
Chat veya MSN, web kamera ile hem görüntülü hem de sesli chat yapma eşlerin arasına giren
teknolojik bir ayrık otu. Chat ve msn giderek daha çok evliliğin yıkılmasına sebep oluyor.
Eşleri buna en çok, boşlukta kalmak, eşinden ilgi görememek ve
iyi bir iletişim kurulamaması sürüklüyor.
Yeni doğum yapmış Sena hanım, yıllık iznini alıp gününü
eskisinden daha fazla bilgisayar başında geçiren eşi
Hamdi Bey’in kendisine karşı olan bu ilgisizliğinden dertlidir.
Sena hanım eşinin dürüstlüğüne çok güveniyor ve onun kendisini aldatacağına
inanmıyor. Ama güveni gittikçe sarsılmakta ve eşine
rahatsızlığını surat asarak göstermektedir. Bu durum eşinin
kendisinden daha fazla uzaklaşmasından başka işe yaramaz. Nihayet eşiyle
konuşmaya karar verir, eşi de yalan söylemek istemez ve doğrusunu anlatır.
Bir arkadaşının link verdiği bir bayan internette chatleşerek kendisinden
bazı ailevi sıkıntıları için yardım ister. Başlangıçta amacı sadece
o bayana ailevi sorunlarında yardımcı olmaktır. Fakat kendisinibu
yardıma o kadar kaptırmıştır ki, şu anda yardımına ihtiyacı olan
eşini ihmal etmektedir. Karşılıklı yazışmalar arttıkça, kişiler
özel konularla ilgili bilgi alışverişinde bulundukça; bu durum karşısında
eş de tavır alıp soğuk davrandıkça bilgisayar diğer eşe bir kaçış olarak görülüyor.
Mazeret de eşin ilgisizliği olup kişi kendisini haklı görmeye başlıyor.
Kişi eşine doğru cevap verirse, sorunlara yol açan nedenler de görülüp
bunlara çözüm yolları üretilebilir. Eğer sanal âlemdeki konuşmalar ilişkiye
dönüşmeden bitirilirse evliliklerin devamı da sözkonusu olabilir. Nitekim
eşi Hamdi beyden şüphelenen Sena hanım, sorunlarını eşiyle tartışmış
eşiyle birlikte çözümler üretmişti. Böylelikle sanal alemdeki diyaloglar bir
yakınlaşmaya dönüşmeden son bulmuştu. Buna rağmen ilişkiye dönüşen
birçok olumsuz örnek vardır. Uygun çözüm üretemeyen, kendisini
koruyamayan birçok kişinin evliliği tehdit altındadır.
Sanal âlemde kişi, aldatmaya yol açacak dürtülerine karşı daha savunmasız
ve yenik düşmeye daha müsaittir. Başlangıçta belki kişi karşısındakini
karşı cins olarak düşünmez. Özel konularda konuşulup samimiyet
ilerledikçe hatalar yumağı büyümektedir. Bazen de bir taraf bırakmak istese de
diğer taraf bırakmamakta, bu da problemi daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
Aslında sanal ortamda kişinin karşılaştığı problemler hayatın her aşamasında vardır:
İşyerinde, akraba, dost ve komşulukta, aile ortamında, diğer sosyal ortamlarda.
Sanal ortamda genelde ses ve görüntü olmadığından mahremiyet dairesine girmek
söz konusu değilmiş gibi göründüğünden kişiler daha az çekinip daha rahat kendilerini
ifade ediyor Birçok kişi, gerçek hayatta fırsat vermeyeceği sorunlarla karşılaşıyor.
*Psikolog, Tel: 0216 386 06 66, Faks: 0216 386 68 54, e-posta: t.artir@zaman.com.tr
Dikkat edin, evliliğiniz chat’ırdayabilir
Bilmediğiniz, tanımadığınız kişi ile (kurumsal yazışmalar haricinde)
bir problem çözmeye yönelik de olsa chatleşmeyin.
Karşınızdaki kişi size bir konuda soru sorduğunda
sadece sorusuna cevap verin.
Özel olarak sürekli görüştüğünüz kişilerle ilgili eşinize veya yakın aile üyelerine bilgi
verip, konuştuğunuz kişilerin tanınmasını sağlayın.
Evlilikle ilgili sorunlarınız varsa sanal âlemdeki tehlikelere karşı daha açıksınız demektir.
Evliliğinizi monotonluktan kurtarmaya çalışın.
Sanal âlemdeki tehlikelere karşı hazırlıklı olun ve problemi problemle
çözmeye çalışmayın.
Eşiniz ile problemlerinizin sürüncemede kalmasına fırsat vermeyin.
Bazı duygusal ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa, kendinizi meşgul edecek meşguliyetler bulun.
Hayat kolaylıklar ve zorluklarla dolu; hayat arkadaşınızın işini zorlaştırmayın, kolaylaştırın.
24.07.2006
Farika Teymur Artır
(zaman)
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
pdrforum.net
Pdr'nin Buluşma Noktası
arif_ozken
Admin
Üye
Karizma 9240
Offline
Mesaj Sayısı: 211
ben ve ben.
ilginc.
« Yanıtla #1 : Ekim 05, 2006, 02:03:51 ÖÖ »
--------------------------------------------------------------------------------
gercekten yazı cok ilginc geldi.... bir bakıma insanlar herzaman ilgi bekler...
(bay bayan fark etmez) bu sadece evliliklerde degil arkadaslıklarda, dostluklarda da böyledir...
.kendisine karsı ilginin azaldıgını gören kişi baskalarından yakınlık bekler, farklı okyanuslara
yelken acarlar, cünkü bu kolay olandır... zor olan ise bunun tam tersi, karsımızdaki kişinin
ilgisini yeniden cekmektir ve bizimle yeniden ilgilenmesini saglamaktır..
.. neden herzaman kolayı seceriz
« Son Düzenleme: Ocak 31, 2007
ÖÖ Gönderen: SehzadeYavuz
(GTP Niğde İL Başkanı) » Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Merkezinde insan iletişimi olan bir işin sınırları insan kadar sınırsızdır.
sule
Yeni Üye
Karizma 0
Offline
Mesaj Sayısı: 7
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #2 : Ekim 08, 2006, 02:43:59 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
Konu çok güzel.
Fakat benim anlamadığım bir şey var o da, sanal ortamda konuştuğumuz
kişiler haricinde okulda bir çok arkadaşla konuşuyoruz, sohbet ediyoruz ve geneli bekar.
Biz bu arkadaşlarla aynı mekanı da paylaşıyoruz. Fakat bunlarla aramızda bir şey olacağını
düşünmüyoruz ama nette sohbet ettiğimiz birine ilgi duyacağımızı düşünüyoruz.
Yani ikisi de aynı şey değil mi?
O halde sorun çevremizde ve nette değil de, (evlilik) ilişkimizde mi
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Her doğan gün bir umuttur...
mtcanbay
PDR Forum.Net
Yönetim
Üye
Karizma 3292
Offline
Mesaj Sayısı: 830
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #3 : Ekim 08, 2006, 05:14:01 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
internet sanal. okulda korkular var... acaba yanlış anlaşılır mı
yüz yüze
iken daha zor.. ama sanal bir ortamda zarar gelemeyeceğini bildiğiniz için çok
rahatlıkla istediğinizi yapabilirsiniz... istediğiniz herkese her lafı söyle söyleyebilirsiniz.
deneyin bir chat sayfasına girin önününze her gelene hakaret edin. bunu gerçek
hayatta sakın denemeyin ama
« Son Düzenleme: Ocak 31, 2007, 11:22:26 ÖÖ
Gönderen: SehzadeYavuz
(GTP Niğde İL Başkanı) »
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
pdrforum.net
Pdr'nin Buluşma Noktası
arif_ozken
Admin
Üye
Karizma 9240
Offline
Mesaj Sayısı: 211
ben ve ben.
dogru söze ne denir
« Yanıtla #4 : Ekim 08, 2006, 10:39:02 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
evet hocam sanal alemle gercek hayatı karıstırmamak gerekir....
sanal alemde de cok iyi arkadaslıklar dostluklar kurulabilir ama bu cok zordur...
cölde tas aramak gibi bişeydir... [iyi örnekler üretemiyorum, kusuruma kalmayın
« Son Düzenleme: Ocak 31, 2007, 11:22:10 ÖÖ Gönderen: SehzadeYavuz
(GTP Niğde İL Başkanı) » Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Merkezinde insan iletişimi olan bir işin sınırları insan kadar sınırsızdır...
sule
Yeni Üye
Karizma 0
Offline
Mesaj Sayısı: 7
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #5 : Ekim 09, 2006, 09:20:34 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
Galiba haklısınız
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Her doğan gün bir umuttur
arif_ozken
Admin
Üye
Karizma 9240
Offline
Mesaj Sayısı: 211
ben ve ben
malesef
« Yanıtla #6 : Ekim 10, 2006, 11:23:09 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
aslında
malesef haklıyız
keske sanalda olsa insanlar biraz daha kendileri gibi olsa
ve kişiliklerinden ödün vermese
« Son Düzenleme: Ocak 31, 2007, 11:21:32 ÖÖ
Gönderen: SehzadeYavuz (GTP Niğde İL Başkanı) »
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Merkezinde insan iletişimi olan bir işin sınırları insan kadar sınırsızdır...
no_education
Üye
Karizma 0
Offline
Mesaj Sayısı: 29
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #7 : Nisan 26, 2007, 08:25:13 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
evet bence de güzel tesbitlerde bulunulmuş bir yazı. hatta klavye
delikanlılığı diye bir de tabir vardır:) internete bağlılık günden güne artmakta
ve insanlararası ilişkiler monitor başlarında ortaya çıkmaktadır. beraber
bir yerlerde oturup iki laf etmeyi, birbirinin gözüne bakarak tavla oynamayı
zar tutmayı:) yüzüne şakacıktan tokat atmayı çok özleyeceğiz. geç olmadan, ileride
özlemini duyacağımız şeyleri şimdiden yapmaya başlamalı ve onlara sıkı sıkıya bağlanmalıyız..
Moderatöre Bildir Logged
Esra Erbudak
Üye
Karizma 1671
Offline
Mesaj Sayısı: 144
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #8 : Nisan 27, 2007, 01:28:56 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
Chat ve msn sadece evlilikleri değil aile içi iletişimi ve tüm insan ilişkilerini tehdit ediyor.
İletişimde sözel olmayan iletişimin, tüm iletişimin %80 ini oluşturduğu düşünülürse msn'in n
e kadar yetersiz bir iletişim aracı olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Msn'de ses tonu, beden
duruşu, ten rengi, jest ve mimikler karşı tarafa geçirilemediği için nitelikli bir iletişim
kurulamıyor. Mimikler için kullanılan ifadelerse duygu ve düşünceleri anlatmada son derece
yetersiz kalıyor. Böyle olunca bir dolu yanlış anlama ve yanlış anlaşılma kırgınlıklara
kızgınlıklara yol açıyor ve iletişimi bozuyor.. Bunların düzeltilmesi de ne yüzyüze
ne de msn aracılığıyla pek mümkün olmuyor
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
Ağacı kanla sulamayın, dalları sizden intikam alır. Firdevsi.
mtcanbay
PDR Forum.Net
Yönetim
Üye
Karizma 3292
Offline
Mesaj Sayısı: 830
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #9 : Nisan 27, 2007, 05:48:46 ÖS »
--------------------------------------------------------------------------------
İnternet bir iletişim aracı olarak kullanılırsa hiç bir sorun yok fakat bir iletişim
amacı olunca sorunlar o zaman ortaya çıkmakta. Chat sitelerinin ve chat yapanların
evliliklerinin çatırdayışına ve bir ailenin ise evliliklerinin son buluşuna malesef kendi
gözlerimle şahit oldum. Malesef karşınızda kim var bilemiyorsunuz. Son hatırladığım
bir olay ise chat ile tanışarak yapılan bir evlilğin boşanma ile sonuçlanmasıydı.
http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=184600 bu olayı sizlerde hatırlarsınız.
İnternette tanışıp evlendiği eşine, 18 gün sonra boşanma davası açan hâkim
"Fotoğraftaki haline hiç benzemeyen, çok yıpranmış biriyle karşılaştım" dedi.
Elbette resme benzemeyebilir fakat bu kişiyle acaba hiç yüz yüze görüşmenden mi evlendi
İnternette sağlıksız insanlar malesef oldukça fazla. Bu nedenle internette karşınıza ne
çıkacağını kestirmeniz çok zor.
Fakat bence yinede bilgi paylaşımı, taşınması ve saklanması konusunda harika bir sistem.
Yüzyılın buluşlarından bir tanesi de denilebilir. Gerçekten uzaklarda güzel insanlarla
tanışmanıza vesile olabiliyor. Bunun en güzel örneği burda bu konuyu tartışabildiğimiz
siz arkadaşlar. Herkese teşekkür ederim
Moderatöre Bildir Logged
--------------------------------------------------------------------------------
pdrforum.net
Pdr'nin Buluşma Noktası
ocakar
Yeni Üye
Karizma 0
Offline
Mesaj Sayısı: 4
Ynt: Chat ve msn, evlilikleri tehdit ediyor
« Yanıtla #10 : Mayıs 10, 2007, 12:49:03 ÖÖ »
--------------------------------------------------------------------------------
bence arkadaşlar sorun chat yada sanal ortamda değil, sorun kişide bence.
eğer zayıf yönleriniz varsa, derinlerde gizlenmiş bir arayış söz konusuysa
sanal alemde aynı gerçek dünyada aynı ve mutlaka bu zayıflık hata yaptıracaktır
gerçek dünyada tamamen safça balayan bir samimiyetin bir yıkıma
neden olduğuna şahit olmadınızmı hiç ? yada bozuklukların, ahlakın y
ozlaşmasının, iyi niyetin çoğu zaman kötüye kullanılmasının
sebebi neden sanal ortam olsunki ?
evet haklısınız sanal ortam kesinlikle her şeyin rahatlıkla dile getirildiği bir
ortamdır, fakat unutmayın ki insan kendine yakıştırıyorsa her şeyi yapar eğer kendine
yakıştırmıyorsa sanal alemde de yapmaz, bu konuda herkes konuşur internetin sanal
alemin zararları vb. bence düzeltilmesi gereken bi durum varsa önce kendi içimizde
kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmak olmalı
sevgiyle kalın.
Üyelik tarihi: 29.08.2008
Yaş: 23
Mesajlar: 2.683
Teşekkür etti: 411
564 Teşekkür 309 Mesaja aldı Kız ile erkek arkadaş olamaz
--------------------------------------------------------------------------------
Selamun Aleykum kardeşlerim
Bismillah essalatu vesselamu ala Rasulillah
Günümüzün en büyük ve en tehlikeli hastalıklarının birinden bahsedeceğim.
Bazen okulda bazen okulda bazen otobüste gördüğümüz bir tablo. Birbirine
yabancı olan kız ve erkek arasındaki ilişkinin boyutu nedir
Malumdur ki dehşet verici boyutlara ulaşan ve gitgide vahimleşen bu tablo
hiç de içimizi açmıyor siz bir de bu tablonun içinde malzeme olmuşların ç
ığlıklarına kulak verin. Muhakkak yakınlarınızda, tanıdıklarınızdan bazıları bu
tabloda bir öğe olmuştur ve siz de neler yaşadığını duymuş yahut dinlemişsinizdir.
Masumca başlayan ve herkesin iyi niyetle çıkmış olduğu bu mutluluk yolu!!
Karanlık ve kabuslarla mündemiç bir bataklığa dönüşmekte çoğunlukla.
Bazen "biz sadece arakadaşız" sözü bazen de "Şimdilik birbirimizi tanıyoruz"
sözü bu yolun en büyük tetikçisi olmaktadır.
Neyse biraz daha somut ve canlı örneklere geçelim. Gündelik hayatta karşıma çıkan
birkaç örneği sizinle paylaşmak istiyorum. A arkadaşım 6 kızı birden arkadaş e
dinmiş (idare etmekte argoca) ve zavallı kızların hepsi çocuğun sadece kendisini
sevdiğini ve gözü olduğunu düşünüp kendince ileri doğru ciddi şeyler düşünmektedir.
Ama baya maharetli olan arkadaşımız alacağını alıp kendisine ters gelen bir durumda
kolayca kişileri silmektedir fakat bu sayı asla düşmemekte tabii işin bir de
diğer boyutuna bakalım böyle bir durumdan çıkmış B arkadaşımız da
bir sonraki erkeğe asla önceki olan olayları anlatmaz ve ondan da hep
bir yamuk bekler yine karşısındakinin onu bırakacağını düşünür.
Bazen bu düğün öncesine kadar varır iş ciddiye ulaşınca kız durumu
anlatır ama durum tam bir cinayete dönüşür kendini yaktığı gibi genci de
yakar ve ondan da olur nitekim leke çıkacağı yerde tüm vücuduna yayılır.
Hatta bazen her iki taraf evlilik öncesi veya sonrası ciddi itiraflarda bulunur
ki bu itiraflar bazen zinaya kadar varabilir çok örnek gördük yaşantımızda.
Kısaca şunu demek istiyorum kız ile erkek asla arkadaşlık yapmamalı
(ne kadar duygusal ve masumca birşeylerin arkasına sığınılsa da)
çünkü kız ile erkek tek bir kez arkadaş olur o da hayat arkadaşlığına
dönüşür bu yüzden herkes kardeştir. Sadece elmanızın yarısı olan eşiniz
hayat arkaşınızdır. Yukarıda anlattıklarıma dikkat edin uzunca süren
mutluluğunuz saniyede karalara bürünebilir. Şeytanın işi bu çünkü.
Sorun ne mi? Yine diyorum çok basit Kur'an uzak hadisten bihaber magazin
ve yaban bir hayat sürdürmek. Giysiden tutun karşılıklı ilişkiye yansıyor zaten bu durum.
Çözüm mü ne? Bunu söylemeye görevli değilim sadece İSTEYİN ve OLUN
Çünkü Rabbimiz kûn fe yekûn sahibidir.
Eburudeyha
03.03.2007 16:00
Gökhan Özcan
gozcan@yenisafak.com.tr07 Şubat 2008
PerşembeErdemler ve maskeler
Eskiden sıklıkla kullanılan bir "medeni cesaret" nitelemesi vardı, severdim.
Medeni bir tavır sahibi olmak ve onu cesaretle sergilemek, görünür kılmak...
Bu tanımlayıcı cümleleri okurken kolaymış gibi görünebilir, ama medeni
cesaret göstermek gerçekten zor iştir. Hele "medeni" sözcüğünün artık
neredeyse hatırlanmaz hale geldiği böyle bir dönemde.
Binlerce kişinin okuduğu bir gazetede hasbelkader bir şeyler
karalıyor olmak, hiç kuşku yok ki, bana ve diğer yazar dostlarımıza
"medeni" olma sorumluluğu yüklüyor. Şu bir gerçek ki, yazı
yazan insanlar herkesten daha farklı bir hayat yaşamıyor.
Erdemli olmak konusunda herkes hangi güçlüklerle
karşılaşıyorsa, yazar milleti de aynı güçlüklerle karşılaşıyor.
Bu elbette insani anlamda çok ağır bir imtihandır. Geçer not alıp
almadığımızı her gün, her an kendimize sormak durumundayız.
Bir insan olarak... Peki ya bir yazar olarak... O noktada durum
daha da kritik... Bir yazar, erdemli olma konusundaki imtihanından
hangi neticelerle çıkıyor olursa olsun, işgal ettiği sütunu erdemli olanla
doldurmak durumundadır. Bu basit bir kural ve günümüzde epeyce
örselenmiş durumda... Ancak, ben kendi adıma bu kuralı kitleye dönük
fikirler serdeden herkes için olmazsa olmaz saymaya devam ediyorum.
Doğru olmak noktasında hangi zafiyetlere sahip olursak olalım, medeni
cesaret göstererek doğrunun yanında durmak mecburiyetimiz var.
Erdemli olmak ve erdemlerden yana olmak... Bu iki parçayı bütünlemek
için belki de ömrümüz boyunca büyük iç çatışmalar yaşamak durumunda
kalacağız. Erdemlerden yana olma cesaretini gösteremeyenler bulunduğu yerin
işgal ettiği sütunun hakkını verememiş, hitap ettiği insanlara haksızlık etmiş
olacaklar. Dahası bu insanlara tamiri zor zararlar da vermiş olacaklar.
Peki yazı yazanların sorumluluğu bu kadar ağırken, okuyanlara düşen hiçbir
vicdani yük yok mudur? Elbette var. Bunlardan en önemlisi hakkaniyet sahibi
olmak... Yazının doğruları ile samimiyetle ilgilenmek... Yanlışlara karşı d
oğru fikirler geliştirmeye çalışmak... Hadiseyi eğer doğrudan kişisel değilse
asla ve hiçbir sebeple kişiselleştirmemek
Yazar, adıyla sanıyla, fikirleriyle duygularıyla, hatalarıyla sevaplarıyla
ortada duruyor. Onun hukukunu korumak da okurun sorumluluğu...
Tıpkı yazarın erdemli olanın yanında durma samimiyetini ve
cesaretini gösterme sorumluluğu gibi
Bu ilişkinin medeni bir zeminde yürümesi gerekiyor. Neden gerektiğini
anlamak için sanal alemde işlerin yürüdüğüne bakmak yeterli mesela...
Kimliklerin maskelendiği bu alemde, tarafların ahlaki
ve vicdani sorumluluklarını ne büyük bir hızla kaybettiklerini hayretle
müşahede ediyoruz. Çünkü sanal alem insanların ortaya bir söz koymak için
medeni cesaret göstermek zorunda olmadıkları bir alem... Orada kişilikler
değil, maskeler var ve söylenen sözün maliyetini hiçbir kişilik yüklenmiyor.
Maskeler örter mi, çıplaklaştırır mı
Bu soru da, yazıyı bitiren soru olsun
Pornografi raporu
06/10/2003 (390 defa okundu)
N2H2 firması tarafından yürütülen bir araştırmanın sonucuna göre
internette son beş yıl içinde pornografik içeriğe sahip site sayısı yüzde 1800
artış gösterdi. Buna göre 1998 yılında 14 milyon adet sayfa pornografiyle
ilgiliyken bu rakam 2003 yılında 260 milyona yükseldi. Geçtiğimiz haftalarda
Microsoft'a sohbet alanlarını kapattıran sorun olan çocukların porno sitelere
erişimi konusuysa hâlâ çözülememiş bir sorun. Bu tip siteleri kullanan
çocukların yaş ortalaması 11. Sekiz ile 16 yaş arasındaki çocukların yüzde 90'ı
bir şekilde bu sitelere erişmiş. Birçoğu da ev ödevi için araştırma yaparken
bu adreslere 'düşmüş'. Sadece geçtiğimiz eylül ayı içinde 28 milyon yeni pornografik
sayfa internet içeriğine eklenmiş durumda. Bu sektörün büyüklüğüylse 2.5 milyar dolar.
Web çocuklara emanet
06/10/2003 (156 defa okundu)
Nielsen/NetRatings'in araştırmasına göre sadece Avrupa'daki çocuk
internet kullanıcı sayısı bir yıl içinde üçte bir oranında artış gösterdi. Ş
u anda bölgede büyük kısmı Britanya'da olmak üzere 13 milyon çocuk kullanıcı
bulunuyor. Bu gidişatın tek sorunu siber dünyadaki sübyancıların yarattığı
olayların artması. Bu yüzden çocuk eğitim gönüllü kuruluşları, velileri denetim
için uyarıyor. Kullanıcı artışındaki lider Britanya'yı Almanya ve Fransa izliyor.
En popüler siteler arasında sohbet siteleri başı çekiyor.
İkinci sıradaysa evcil hayvanlarla ilgili yayın yapan neopets.com adresi bulunuyor
Diğer popüler sitelerse aşağı yukarı web'in genel yapısına uygun.
Arama motoru Google, bilgi ağı About.com
ve dosya paylaşım ağı Kazaa diğer popüler siteler arasında.
http://www.polisolmakistiyorum.com/polis-haber/emniyetten-sanal-alem-uyarisi-2.html
EMNİYETTEN 'SANAL ALEM' UYARISI
İnternetin dolandırıcılıkta da yeni yöntemlerin odağı haline geldiğine dikkat çeken
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, “İnternet üzerinden
dolandırıcılık suçu mağdurlarında büyük artış olduğu gözleniyor” uyarısında bulundu.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele
Daire Başkanlığı yoğun şikayet üzerine vatandaşları, “internet üzerinden
arkadaş edinilen, anlık görüşme yapılan ve üyelik isteyen sitelerde
” farklı dolandırıcılık yöntemleriyle maddi ve manevi zararlar yaşandığına
dikkat çekerek kişisel bilgilerini vermemeleri konusunda uyardı.
İnternetin dolandırıcılıkta da yeni yöntemlerin odağı haline geldiğine dikkat çeken
KOM (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele) Daire Başkanlığı
“Son dönemde internet üzerinden işlenen dolandırıcılık suçu mağdurlarında
büyük artış olduğu gözlenmiştir” diyerek vatandaşları uyardı.
İnternet üzerinden arkadaşlık edinme ve anlık görüşme imkanı veren sitelerden
bazılarından hizmet almak için kişisel bilgilerin de istendiğini vurgulayan
emniyet yetkilileri, “üye olunurken kimlik bilgileri, kredi kartı bilgileri
e-posta adresleri ve e-posta adreslerine ait şifreler istenmektedir.
Bu işlem sonrasında ise üyelik sözleşmesinde belirtilmemesine
rağmen kredi kartından hamilinin bilgisi dışında para çekilmekte
veya sözleşmede belirtilen miktardan çok daha fazlası çekilmektedir” dedi.
Bu tip dolandırıcılık amaçlı kurulan sitelerin yöneticilerinin iletişim
bilgilerinin sahte olduğu bu nedenle de haksız çekilen paraların
mağdurlarının karşısında muhatap bulamadığının altı çizilen yazıda,
“Mağdur kişilerin birçoğu bilgi yetersizliğinden adli mercilere başvurmamakta
kimileri ise bürokratik süreci bahane etmekte ve zararlarını sineye çekmektedirler”
denilerek şu konulara dikkat edilmesi istendi:
“Özellikle üyelik gerektiren internet sitelerine kayıt olunurken
istenilen bilgileri vermekte temkinli olunmalıdır. Eğlence sitelerine
üyelik için detaylı kimlik bilgilerinin istenmesi veya sözleşmede ücrete
dair bir açıklama olmamasına rağmen kredi kartı bilgileri istenilmesinin
şüphe uyandırıcı bir durum olduğu unutulmamalıdır. Üyelik işlemleri için
kişisel bilgileri talep eden sitelerin güvenliğinden emin olunmalıdır.
Site tarafından sunulan hizmet ile üyelik aktivasyonu için talep edilen bilgiler arasındaki oran
sürekli şüpheci bir tarzda sorgulanmalıdır. İnternet dolandırıcılığı mağduru olan kişilerin en yakın
Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmaları gerekli yasal işlemleri başlatmasının
hem mağduriyetin giderilmesi; hem de başka kişilerin mağdur olmasının
engellenmesi açısından önemininde büyük olduğu unutulmamalıdır.”
İNTERNET NEDİR, İNSANLIGA FAYDASI MI VAR ZARARI MI
--------------------------------------------------------------------------------
Öyle bir dönemde yaşıyor, öyle teknolojik gelişmelere şahit oluyoruz ki
adeta teknoloji başımızı döndürüyor. Gaz lambalarının kullanımını da gördük
teknolojide (özellikle bilgisayar ve internet alanında) gelinen son noktayı da gördük.
Bilmiyorum bu denli hızlı teknolojik gelişmelere şahit olacak başka bir kuşak gelir mi
“Bilgi otobanı” olarak da adlandırılan internet, bilgi çağının en anlamlı
teknik ve toplumsal kazanımlarından biridir. Tüm dünyada milyonlarca
ana bilgisayarı birbirine bağlayarak olağanüstü büyük bir ağ oluşturmaktadır.
Yaklaşık 160 ülke bu ağa bağlanmış durumdadır.
Bir iletişim ağı olan internet aracılığı ile dünyanın herhangi bir yerindeki
bir bilgisayarla bağlantı kurarak karşılıklı bilgi alışverişi sağlamak mümkündür.
Yine internet aracılığı ile dünyanın herhangi bir yerindeki bir kütüphaneden yararlanmak
ya da bilimsel bir toplantıya katılmak da mümkündür. Yerinden alışveriş, yerinden
bankacılık, hatta işe gitmeden evden çalışma vb gibi kullanımlar
insanın sosyal yaşamını etkileyebilecek unsurlardır.
Artık evlerimizdeki her eşya da internetle etkileşimli olacak.
Yani internetin kullanım alanları her geçen gün genişleyecek.
Belki de gelecekte hava ve su insanlık için neyse internet de öyle olacaktır.
Ancak teknolojik gelişmeler insana her zaman arzu ettiği huzuru vermeyebilir.
Vaktiyle bir köye çok geç de olsa elektrik bağlanır. Bütün köylü bunun sevinciyle
köy meydanında toplanarak ellerindeki tüm gaz lambalarını kırarlar.
Ancak köyde elektrik kesintisi başlar. Tüm gaz lambalarını da kırmış
olan köylünün durumu daha da kötüdür artık.
İnternet'in sundukları çok geniştir ve bu kadar bilgi arasında
bilinçsiz bir kullanımla, insan yolunu çok kolay kaybedebilir. İnternet'in
şu an için çok fazla güvenli olduğu söylenemez. Nadiren de olsa
kişisel iletiler (e-posta, e-mail) kötü amaçlı kişiler tarafından yasal
olmayan yollarla ele geçirilebilir. Özellikle (çok güvenli olduğu söylense de) internet bankacılığı
sebebiyle insanlar büyük maddî zarara da uğrayabilmektedir. Yine uluslararası dolandırıcılar
internet kullanıcılarının telefon hatlarını
çeşitli numaralara yönlendirerek büyük vurgunlar yapmakta.
Ayrıca henüz yeterince bilinçlenmemiş çocuk ve gençlerimizin
adeta internetin kucağına itilmesi, belki de doğabilecek zararların
en büyüğü olacaktır. Çünkü internet, yararlarının yanı sıra pek çok tuzaklarla da
doludur. Bu tuzaklar maddî zararlara sevk eden tuzaklar olabileceği gibi
manevî zararlara sevk eden tuzaklar da olabilmektedir.
Tamamen ahlaksızlığı çağrıştıran kimi reklâm sayfalarının peşine
düşen insan kendisini büyük bir rezilliğin içerisinde bulabilir.
Bilgisayar ortamındaki sohbet ise, gerçekte tam bir kör dövüşüdür.
Konuşan ve dinleyenin yerini, yazan ve okuyan aldığında, aradaki ilişki
yalnızca ekranda beliren standart harf dizileriyle gerçekleşir.
Chat, geleneksel sohbetin temel şartı olan tanışıklığı da ortadan kaldırmaktadır.
Birbirlerini hiç tanımayan ve hatta tanımayacak olan insanlar bile, bir tanışıklık
yanılgısı içinde bu sanal sohbeti gerçekleştirebilir. Uzaklık kavramı internet kullanıcıları
için hiçbir anlam ifade etmez; ancak söz konusu olan chat yapmaksa, bu kez insanlar
çevrelerindeki sayısız ihtimali görmezden gelerek, önlerine pek çok elektronik donanım
ve kilometrelerce aralar koyarlar. Bu durum gerçekten de çok trajik bir
çelişkiyi gözler önüne sermektedir.
İnternet aracılığıyla sohbet yani chat’in yanısıra kişisel radyoculuk yapılabiliyor.
Böylece herkes kendisi evinde radyo dj’liği yaparak bos vakitlerini arkadaş
ortamı içerisinde müzik dinleyip sohbet edebiliyor. Bu faaliyet belki zararsız
olarak görülebilir, internetteki diğer faaliyetlerin karşısında… Modern aletlerin
fazla kullanımı insanlık için hep zarardır.
Eskiden örneğin televizyonun zararından-yararından bahsediyorduk şimdi ise internetten
bahsediyoruz. Eskiden çocuklarımızı kahvelerden kurtaralım derken şimdi de
netin başında oturmaktan nasıl kurtarabilirizi
düşünmeye başladık. Hal böyle olunca insan ilişkileri, sosyal hayatın şekli değişti.
Sanal sosyal hayatı oldu insanların, netin başına
oturarak yazmayı ve konuşmayı unutur hale keldik, kısa Internet terimleri kullanmaktan.
İnternet, kişiler arasındaki mesafe, yaş, cinsiyet, ırk, kültür vb gibi gerçek
dünyada önemli olabilecek pek çok özelliği de ortadan kaldırmaktadır.
Bilinen adıyla chat'leşmek, aslında "yabancı olmanın" en belirgin ve belirleyici seviyesidir.
Reklâmların etkisiyle internet sözcüğünü duyan kimse doğal olarak internetin bir tür
eğlence aracı olduğunu düşünecektir. Kimi çevrelere göre internet bir eğlenme ve
özgürleşme aracıdır. Aslında eğlence ve özgürleşme, modernliğin bir telkini olmakla
birlikte, bu kavramlar çerçevesindeki yaşam alışkanlığının sürekli özendirilmesi de
ideolojik bir söylemdir. İnternet kullanıcısı eğer eğlendikçe özgürleştiğini düşünecekse
gerçekte internetin sınırsızlığını hiçbir zaman kavrayamayacak demektir.
Çünkü eğlence, internetin en popüler yanıdır ve kullanım amacına
yönelik olarak ne kadar büyük bir oran teşkil etse de, gerçekte internetin imkânları göz önünde
bulundurulduğunda, bu imkânların çok küçük bir kısmına karşılık geldiği tartışılmazdır.
Buna bağlı olarak öncelikli sorumluluklarımızdan artakalan boş zamanlar, günümüzde büyük
oranda medya tarafından işgal edilmişken, medyanın interneti tanıtma ve pazarlamalarında
benimsedikleri yöntemle kendi işgal alanlarına interneti de ortak etmeleri dikkat çekicidir.
Çevremizle olan ilişkimizi düzenleyen, belirleyen ve bu anlamda da sınırlayan
günümüz için vazgeçilmez bir önemi olan, sahip olduğu boyutlarıyla şimdiye
kadar hiç şahit olmadığımız bir dünyanın kapılarını açan ve bir 'vazgeçilmez' olarak
hayatımıza giren yeni bir aygıt olan internetin sunduğu imkânlardan yararlanmak
hakkına sahip olan çağımız insanı, millî ve manevî değerlerimizden asla taviz
vermeden onunla yaşamasını da öğrenmesi gerekmektedir.
Şu hususu asla akıldan çıkarmayalım ki; “Bir bıçak cerrahın elinde olursa can kurtarır
caninin elinde olursa da can alır. Internet’i de bunun gibi düşünebiliriz.
İnternetin zararları
Eğitim amaçlı faydalı kullanımı yanında internetin zararları da mevcuttur.
Bunlar pornografik içerik, illegal akımlar, şiddet ve değişik türde sapıklıklar
içeren web sayfalarıdır. Çocukları zararlı sitelere girmeden engellemenin
değişik yolları bulunmaktadır. Tabii ki bunun en sağlam metodu, çocuklara
anlatmak ve onlara otokontrol mekanizması yerleştirmektir. Eğer bu metot
başarılı olmazsa aşağıda sıralanan diğer metotlar kullanılmalıdır:
1-Dünyada yaygın kullanımı olan Internet Explorer içinde mevcut olan
‘İçerik Danışmanı’ Bölümü. Bu bölüme girebilmek için Araçlar/ İnternet
Seçenekleri / İçerik /İçerik Danışmanı. Bu bölümden istediğiniz
düzeyde sınırlama getirme şansına sahipsiniz.
2- Internet dağıtımı bir proxy programı (Wingate, WinProxy)
aracılığıyla yapılıyorsa bu programların ilgili özelliğini kullanarak.
3-Bu amaca yönelik hazırlanmış programlardan faydalanmak. Örneğin
"weblock" programı yardımıyla hem site bazında kısıtlama
hem de kelime bazında kısıtlama yapılabilmektedir. Yani, arama
sitelerini kullanarak zararlı sitelere girmeye çalışan çocukların arama
yaparken kullandıkları kelimeleri içeren sitelere giriş kısıtlaması getirebilmektedir.
Çünkü çocukların zararlı sitelere girmelerini engellemek gerekiyor.
Çocuklarımızın, zamanlarının çoğunluğunu internetin basında
geçirmemesi için burada ailelere çok is düşmektedir.
http://www.davetyolu.com/
Başlatan erbaiin, Mesaj Gönderen: Emrullah CANİlişki: 38.5%
Son yıllarda teknolojinin gelişimi ve yaygınlaşmasına binaen artık neredeyse her eve
Bilgisayar ve internet girmiştir...Eskiden nasıl tv'nin zararları konuşuluyor
anlatılıyorsa bundan sonra da uzun bir süre İnternet; faydaları
ve zararları konuşulacağa benziyor.
Dediğiniz gibi sanal alemde de iyi niyet ve masumane yaklaşımlar
ile başlayan birçok işi suistimal edilerek hiç tahmin edilemeyecek boyutlara
geliyor..Hiç tahmin edilmeyen insanlardan hiç tahmin edilemeyecek davranışlar
görüyorsun..Birçok platform değişik kişilik bozuklukları ve kalbi hastalıkların
yansıtıldığı bir ortam halini alıyor...İslami siteleri tenzih ederiz tabi.
Sesli sohbet, sohbet odası, Chat veya adını ne olursa olsun benzer sohbet ortamları
çok büyük bir tehlike ve tuzak halini almıştır..
Bir de İslami Sohbet odaları demiyorlar mı
İslamın neresinde bayan ve erkeklerin bir araya gelerek sesli
veya yazılı sohbet ettikleri, muhabbet yaptıkları bir ortam, durum oluşmuşki.
. Ve kaç kişi gerçekten İslam için ALLAH rızasını kazanmak için böyle
yerlere tevessül edebilir ALLAH aşkına
En iğrenç olan da işte bu şekil İslam adı altında bu tür faaliyetlerin icrası.
Bu tür ortamların birçok kötü ve haram olaya zemin olduğu,
birçok kişinin canınını acıttığını görmüş veya duymuşuzdur.
Belki İslami anlamda bir nebze faydası olacaktır ama zararının büyüklüğü çok daha fazladır..
Çünkü kontrolü çok zordur..Kişilerin parmaklarını, kalblerini ve
akıllarından geçenleri nasıl takip edebilirsinizki
http://www.mustafaakyol.org/arsiv/2006/04/duz_dunyadan_donus_yok.php
April 27, 2006
Düz Dünyadan Dönüş Yok
[29 Nisan 2006 tarihli Referans gazetesinde yayınlandı]
New York Times gazetesinin ünlü köşe yazarı Thomas'ın Friedman'ın
"Dünya Düz" (The World is Flat) adlı kitabını bir köşeye not edin. Mümkünse okuyun
veya özetlerine göz atın. Çünkü 21. yüzyılda dünyanın nasıl bir yer olacağına ve bunun
bizleri nasıl etkileyeceğine dair isabetli bir sezgiye sahip olmak için, Friedman'ın
sözünü ettiği olguyu anlamak, dünyanın giderek "düzleştiğini" kavramak şart.
Friedman'a göre dünyanın düzleşmesi, farklı kültürlerin birbirine bağlanmasını ifade
ediyor. Dünyanın "düz" olmadığı çağların — yani 90'lı yıllar öncesindeki tüm
tarihin — özelliği, dünyadaki farklı kültürlerin coğrafi engeller ve siyasi sınırlarla
birbirlerinden büyük ölçüde izole edilmiş olmaları. Denizler, okyanuslar, vadiler, dağlar
veya dikenli tellerle ayrılan toplumların her biri kendine ait bir kültür ve yaşam biçimi geliştiriyor.
Ama 20. yüzyılın sonlarında gelen bir devrim, tüm bu coğrafi engelleri bir anda kaldıyor.
Devrimin adı, kişisel bilgisayar. Internetle birbirine bağlanan bilgisayarlar, yüzmilyonlarca
insanın birbirine anında ulaşmasını sağlıyor. Hindistan'ın dağında yaşayan bir genç, sabah
uyandığında New York'ta yayınlanan gazeteyi okuyabiliyor veya üye olduğu internet
grubundaki Slav, Arap, Çinli ve Latin arkadaşlarıyla yazışıp-tartışabiliyor.
Kuşkusuz insanlığın büyük bir bölümü bu teknolojik devrimin henüz içinde
değil. Ama "bilgisayarlılaştırılanların" sayısı ve oranı giderek artıyor. "Düzleşme" yayılıyor.
Zihinsel Sınırlar Kalkıyor
Bunun en büyük sonucu, insanlar arasındaki zihinsel sınırların giderek
kalkıyor olması. Düz dünyaya adım atan insanlar, kendilerini yetiştirmiş
olan toplumların sunduğu kültür ve değerlerden daha farklı bir evrenle
karşılaşıyorlar. Internet üzerinde tüm felsefeler, ideolojiler, inançlar
inançsızlıklar serbestçe dolaşıyor. Hindistan'ın dağındaki genç, internet
olmasa hayat boyu haberdar bile olmayacağı bir fikre, bir "tıklama" ile ulaşıyor.
Bu açılımın kapalı toplumları ve kapalı rejimleri çözülmeye zorlayacağına kuşku
yok. "Düz dünya"nın insanları "biz bize benzeriz" söylemlerine
inanacak, "kendilerine rağmen, kendileri için" yönetilecek pasif kitleler
oluşturmuyor çünkü. Hepsi aktif ve düşünen birer "birey".
Dünyanın düzleşme süreci, geleneksel kültürler içinse hem bir tehdit
hem de — eğer değerlendirebilirlerse — bir fırsat. Tehdit, çünkü artık
geleneksel kültürleri geleneksel yöntemlerle korumak zorlaşıyor. Çocuğunuza
sadece bir dizi "doğru" öğretmeniz yetmiyor; iki gün sonra internete girecek ve
o doğruların sorgulandığı kaynaklarla karşılaşacak çünkü. Sonra da belki başka
doğrulara inanacak veya "kültürel relativizm"de karar kılıp "doğru yoktur, farklı
zanlar vardır" diyecek. "Dur şuna bir de ben bakayım" dediğinizde belki de
sizin de kafanız karışacak. "Tehdit", burada.
Fırsat ise, düz dünyanın getirdiği yayılma özgürlüğünde. Eskiden coğrafi
engeller ve sınırlar yüzünden belirli bir alana sıkışan kültürler ve
fikirler, artık dünyanın her noktasına kolayca ulaşabiliyor. Friedman buna
"lokal olanın globalleşmesi" diyor. Lokal olanı globalleştirmek için artık
Ertuğrul gemisini Japonya'ya göndermeniz gerekmiyor
klavyeyi iyi kullanabilmeniz yeterli.
Google'da Serbest Rekabet
Denebilir ki, tehditlerin ve fırsatların aynı anda bir arada bulunduğu
bu "düz dünya", düşünceler kültürler, ve hatta dinler arasında bir "serbest rekabet" alanı.
Bu rekabet alanında işlerin nasıl gittiğini görmek için, çok basit bir "araştırma" yaptım.
Google, biliyorsunuz, internetin en güçlü ve en popüler arama motoru. Google'ın bir de
dünyadaki internet sitelerini içeriklerine göre kataloglayan "Directory"si var.
Buraya girdim ve "religion" (din) bölümüne göz attım. Gördüm ki
Hıristiyanlıkla ilgili internet sitelerinin sayısı 93 bin 285. Yahudilik'le ilgili 2834 site var.
İslam'la ilgili site sayısı ise sadece 2477. (Dünyadaki Yahudi nüfusunun Müslüman nüfusunun
yüzde 1 veya 2'si kadar olduğunu unutmayın.)
Bu, İslam dünyası adına bir çarpıcı geri kalmışlık tablosu.
Kuşkusuz mesele site üretmekten ibaret değil. Önemli olan, modern
dünyayı anlayan, doğrularını ve yanlışlarını kavrayan, dinin özü ile
onun etrafında inşa edilmiş insani yapıları birbirinden ayrıştırabilen ve
sonra da çağın gerek duyduğu yeni yapıları üretebilen bir perspektif geliştirmek.
Müslümanlar "düz dünya"da bunu başarabilecekler mi
Başarmaları için ne yapmaları gerek
"Düz dünya" Türkiye için ne ifade ediyor
Bu soruları sonraki yazılara bırakıyorum.
Ama şimdilik şunu bir kenara yazın :
Düz dünya giderek yayılıyor ve bundan geriye dönüş yok.
Gelecek vizyonunu bunu görerek inşa etmek gerekiyor
Tabiiki internetin bircok insanda oldugu
gibi benim hayatimdada etkisi buyuk su anda.
Internetin basina genelde bos zamanim oldugunda oturuyorum. Oturdummu da
kalkmam baya bi zaman aliyor O yuzden onceden bos zamanlarimda yaptigim
seylere, bu zamnain buyuk bi kismini internette gecirdigim icin cok daha az vakit
kaliyor. Kitap okumaya yine ozen gostermeye calisiyorum, ama internet olmasa
cok daha fazla kitap okuyacagima eminim.
Su anda okudugum okul da bilgisayarla ilgili oldugu icin
su anda internet benim acimdan vazgecilmez bisey.
Internet olmasa bos vakitlerimi cok daha iyi bi sekilde degerlendirebilirim diye dusunuyorum.
Gerci simdide internette bos isler yapmamaya gayret gosteriyorum
Internetin faydalari oldugu kadar zararlarinin oldugunda hepimiz hemfikiriz zaten sanirim.
Ama aslinda bu sirf internet icin degil hersey icin gecerli. Insan isterse herseyden
bir zarar cikartabilir. Bu tamamen kisinin kendi elinde bisey..
Simdilik benden bu kadar
--------------------------------------------------------------------------------
Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız
akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz
ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve
Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar
ekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez. (Tevbe - 24)
|
Bugün 62 ziyaretçi (72 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|