|
|
|
|
SEVGİ VE MERHAMETİN OLMADIĞI YERDE
İSLAM OLAMAZ
FORUM GÜNEŞE DOĞRU 2013
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
Selamün aleyküm değerli müslüman kardeşlerim
Bugün size farklı bir konuyu aktarmak istiyorum
Sevgi ve merhametin önemini vurgulamak istiyorum
İslami düsturda " İman etmedikçe cennete giremezsiniz
Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız " buyrulur
Peki soruyorum sizlere kardeşlerim dünyaya bir bakın
İslam coğrafyasında müslümanların haline bir bakın
Kin ve nefret ile müslüman müslümanın kanını akıtıyor
İmanlı olan bir müslüman diğer bir müslümanı nasıl öldürüyor
islami düsturda " Haksız yere bir insanı öldüren
bütün insanlığı öldürmüş gibidir " buyrulur
Ortadoğuda Öldürülen binlerce müslümanın haline bir bakın
İman ve islam bu kan dökmenin neresindedir islam bumudur
Peygamberimiz Hz.Muhammed sav Efendimiz hadis-i şerifinde
" Seven sevdiğine sevdiğini söylesin " buyuruyor
Soruyorum sizlere şimdi islam coğrafyasında bu kadar vahşet var
Cinayetlerin ve tecavüzlerin olduğu yerde sevgi olabilirmi
Merhamet nerede peki dökülen kan ile sevginin bir ilgisi varmıdır
İnsanların can ve mal güvenliğine kast edilen toplumlarda
İslam yaşanabilirmi ve islam ülkelerinde hakiki islam varmıdır
Müslüman diğer müslümanı kesip doğruyor hiç acımadan
Müslümanlar artık can derdine düşmüş
Müslüman ne yapacağını şaşırmış kendi canını kurtarmayı düşünüyor
Müslüman müslümandan kaçarak canını kurtarmayı düşünüyor
Arap toplumlarında bazı müslümanlar artık Demokrasi istiyor
Çünkü " İslam " adı altında müslümanların canına kast edilmiş
Çünkü karşısındaki Müslüman " Benim yaşadığım islam hakikattir "
Diyerek diğer müslümanın boğazını kesmeyi islamın hakikati sayıyor
Müslümanlar ne yapacağını şaşırmış vaziyette nerede peki islam
Sevgi ve merhametin olmadığı yerde islam olabilirmi
Ahlaki kavramlar tuz ile buz olmuş yok edilmiş Ahlak kalmamış
Peygamberimiz Hz.Muhammed sav Efendimiz buyuruyorki
" Ben güzel Ahlakı tamamlamak üzere gönderildim " buyuruyor
Müslüman müslümanın göz göre göre sudan sebeplerle canına kıyıyor
Ahlak ve Din bu kan döken müslümanların yüreklerinde varmıdır
İslam coğrafyasında Osmanlı yıkıldıktan sonra adalet kalmadı
Huzur ve güven kalmadı artık çünkü Coğrafyada diktatörlükler türedi
Suudi Arabistan gibi Kabenin içinde bulunduğu mübarek topraklarda
islami bir düzen yerine diktatörlüklerle yönetilen nizamlar kurulmuş
Müslüman müslümanın mezhebinden dolayı canına kıyıyor
Yaşam hakkını elinden almaya çalışıyor bunun mezheple ilgisi varmıdır
Bazı müslümanlar artık Demokrasi istiyor başka rejim istemiyor
Çünkü bazıları islam adı altında müslümanları öldürmeye çalışıyor
Müslümanlar artık doğruyu eğriyi göremeyecek hale getirilmiş
Müslümanların canına kastedenlerde müslüman olunca kime güvenilecek
İslam nerede hakikat nerede canı yanan müslümana bu nasıl anlatılacak
Şeriat Tarikat ve Hakikat bu tecavüzlerin cinayetlerin neresinde
Necip Fazıl Kısakürek Üstadımızdan bir Anektod aktarayım
Üstad diyorki " Şeriat : Benimki benim,seninki senin
Tarikat : benimki senin,seninki senin
Hakikat : Ne benimki benim nede seninki senin Mülk Allahındır " diyor
Bende acizane diyorumki " Ahlakın yozlaştığı bir toplumda
Sevgi ve Merhametin yok olduğu ve kinle nefretin olduğu bir toplumda
Müslümanın müslümanı mezhebi tarikati veya fikirleri yüzünden
Gerekçesi ne olursa olsun yaşama hakkını elinden alarak
Hiç acımadan merhametsizce katlettiği böyle bir toplumda
İslamdan bahsedilmesi sadece teoridir ve hayata asla geçirilemez
Ve böyle bir toplumda İslamiyetten bahsedilmesi kanı durduramaz
Kan durmadıktan sonrada
bu toplumda İslam vardır diyemeyiz
ve dini hüküm oluşturulamaz " Ayrıca şunuda eklemek istiyorum " Yüreğinde yoksa Merhamet
Ne yapsın sana 6666 ayet " sözünün değerini anlayalım istiyorum
Kardeşlerim müslümanlar birbirlerini katlederlerken bakın ne diyorlar
" Allahu ekber " nidalarıyla katlediyorlar yani Kuran-ı kerim ayetiyle katlediyor
islam kimliğiyle katlediyorlar ve " Benim yaşadığım islamın emri budur "
Diyerek katlediyorlar birbirlerini sebebi ise islamın hakikatte olmayışı
Çünkü islam ancak sevgi ve merhametin olduğu yerde olur
Sevgi ve merhametin olmadığı yerde asla islam olamaz
islam herkese adalet dağıtan bir Din ve yaşam biçimidir
islam Dini ne olursa olsun mahlukata yaşama hakkı veren Dindir
Sevgi ve merhametin olmadığı yerde asla islam olamaz
Herkesin bu yalan dünyada yaşama hakkı ve mutlu olma hakkı vardır
Başkasına değil sadece kendine yaşama hakkı tanıyan müslüman olamaz
Ve mutlu olma hakkını sadece kendine tanıyan bir Müslüman
Hakiki mümin değildir ancak bencil ve egoist bir insandır
islamı tebliğ ederken kalp kıran gönül yıkan insandan İslam alimi olamaz
İslamiyeti yüzünüz sirke satarak ve kabalıkla kimseye anlatamazsınız
İslamı düstur " Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz,kolaylaştırınız zorlaştırmayınız "
Şeklindedir ve kalp kırılan gönüllerde artık asla hakikat tecelli edemez
islam çiçekleri açamaz kırılan yüreklerde çünkü hakikat sevgisiz ulaştırılamaz
Sevginin ve merhametin olmadığı toplumda İslam olamaz ve yaşayamaz
İlk müslüman olanlar o dönemde müslüman olduklarını açıklayamadılar
Çünkü canlarına kast ediliyordu ve sevgisiz merhametsiz bir toplumdaydılar
Aynı sevgisizlik ve merhametsizlik işte şimdi yine İslam toplumunda var
Sevgisiz ve merhametsiz bir toplumda artık İslamdan bahsedilemez
Her ne kadar sürç-i lisan ettikse Affola,herkesin doğrusu kendinedir
Kimse kimsenin doğruluğundan asla ve asla emin olamaz
Kimse " Ben doğruyum " demesin çünkü kişi doğruluğundan emin olamaz
Sebebi ise şudur acizane aşağıya yazalım ve konuyu kapatalım İnşallah
" Doğrunun ne olduğunu ve kim olduğunu sadece Allah bilir
Allahtan başkası doğruyu ve doğrunun kim olduğunu bilemez "
Allaha emanet olunuz,Allah yardımcınız olsun,Selamün aleyküm
SEVGİ VE MERHAMETİN OLMADIĞI YERDE İSLAM OLMAZ
FORUM GÜNEŞE DOĞRU 2013
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
DİNMEZ GÖZÜMÜZÜN YAŞI AĞLARIZ EY KERBELA
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
Hz.Hüseyinim r.a Şehid edildi hunharca
Yezidler kıydı Peygamberimizin torununa
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
Vücudu doğrandı mahkum edildi susuzluğa
Muhtaç oldu can verirken Hüseyinim bir yudum suya
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
Acımadılar merhamet etmediler Peygamber torununa
Bitmez öfke bitmez kan ve gözyaşı artık Ortadoğuda
Dinmez gözümüzün yaşı ağlarız Ey Kerbela
DİNMEZ GÖZÜMÜZÜN YAŞI AĞLARIZ EY KERBELA
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
HAYATIN AKIŞINA BIRAKTIK RABBİM SEN YARDIM ET
FORUM GÜNEŞE DOĞRU 2013
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
HAYATIN AKIŞINA BIRAKTIK RABBİM SEN YARDIM ET
Hayatın akışına bıraktık herşeyi Rabbim sen yardım et
Tutamadık kendimizi bilemedik hakikati sen yardım et
Tükendik başaramadık dikenli yollarda yürümeyi
Hayatın akışına bıraktık herşeyi Rabbim sen yardım et
Rabbim sevgi okyanusuna daldık tasavvufu bilmedik
Yüzdük sevgi okyanusunda kimi sevdik tanımadık
Balık denizden bıkmaz bir sevdamızdan bıkmadık
Hayatın akışına bıraktık herşeyi Rabbim sen yardım et
Mevlana Celaleddin-i Rumi k.s anlattı biz onu anlamadık
Hakikati görecek kalp gözümüz açılmadı hiç göremedik
Bir anlık gafletti uzaklaştık kıyıdan okyanusu bilemedik
Hayatın akışına bıraktık herşeyi Rabbim sen yardım et
HAYATIN AKIŞINA BIRAKTIK RABBİM SEN YARDIM ET
FORUM GÜNEŞE DOĞRU 2013
HAYRİ MUSTAFA YILDIZOĞLU
TOLSTOY ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE
İSTANBULA GELİP MÜSLÜMANLIĞINI AÇIKLAYAMADAN ÖLDÜ
FORUM ALTINDÜNYA İSTANBUL 2012
MEHMET RÜŞTÜ YILMAZOĞLU
Ünlü Rus yazar Tolstoy'un, ölümünden bir yıl önce Hz. Muhammed'in (s.a.s.) hadislerini derlediği bir risalesi olduğu ortaya çıktı. Tolstoy'un eseri, Rus halkında İslama ilgi uyandırmaması için komünizm döneminde gizlenmiş.
'Muhammed her zaman Evangelizmin (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilahı yoktur ve Muhammed O'nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur." Bu sözler tanınmış Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy'a ait.
Sadece Rusça konuşulan ülkelerde değil dünya edebiyatında da büyük saygınlığa sahip Tolstoy'un yıllardır gizlenen risalesi Türkiye'de de ilk kez "Hz. Muhammed" adıyla yayımlanıyor. Tolstoy, bu risalesini 1909 yılında neşrediyor. Ancak komünizmin baskı yıllarında kitap Rus ve Müslüman halkları etkilememesi için devlet tarafından bilinçli bir politikayla gözlerden uzak tutulmuş.
Sovyetler'in yıkılması ile 1990 yılında eser "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adıyla Rusça yeniden yayımlanıyor. Karakutu Yayınları tarafından Türkiye'de okuyucuya sunulan kitabın editörü Azeri Prof. Telman Hurşidoğlu Aliyev, kitabın orijinal adını İslami terminolojiye göre teknik olarak hatalı buldukları için sadece "Hz.Muhammed" koymayı tercih ettiklerini belirtiyor. Tolstoy'un da orijinal baskılarda "hazreti" sıfatını bizzat kullanmış olması dikkat çekici.
Tolstoy'u bu kitabı yazmaya yönelten olay 1908 yılında Hindistanlı alim Abdullah El Sühreverdi'nin "Hz. Muhammed'in Hadisleri" kitabını okuması oluyor. Kitaptan oldukça etkilenen Tolstoy, seçtiği hadislerle hemen bir kitapçık oluşturuyor. Tolstoy daha çok, Allah inancı, fakirlik, eşitlik, ölüm ve iyi insan olma gibi konuları içeren hadisleri toparlamış. "Hz. Muhammed" kitabının editörleri Tolstoy'un seçtiği hadislerin Kütüb-ü Sitte'de yer alanlarını da tek tek tespit etmişler. Tolstoy'un seçtiği hadislerden bazıları şöyle:
"Hakikat insanlar için ne kadar acı olsa da, hakikati söyleyin."
"Hiç kimse öfkesini yutmaktan daha güzel bir içki içmemiştir."
"Çok fazla yiyip içerek kendi kalbinize yüklenmeyin."
"Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz."
"Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur."
"İşçinin hakkını alnının teri kurumadan veriniz."
Yaşadığı dönemde de Rusya'da büyük saygınlığa sahip Tolstoy'un hadis kitapçığı yayınlaması önemli. Ancak tek başına buna dayanarak yazarın Müslüman olduğunu iddia etmek mümkün değil. Fakat "Hz.Muhammed" kitabı edebiyat dünyasında önemli tartışmalara sebep olacak, Tolstoy'un Müslüman olduğuna dair bilgi ve mektuplara da yer veriyor.
Prof. Aliyev, bir Arapla evlenip İslamı kabul etmiş Valeriya Porohova isimli Rus bir kadının anılarına yer veriyor. 11 yıl eşiyle Suudi Arabistan'da yaşayan bayan Porohova, Kur'an-ı Kerim'i Rusça'ya tercüme etmiş. Porohova, ünlü yazar Tolstoy'un son zamanlarında İslamı kabul ettiğini ve bir Müslüman gibi toprağa verilmeyi vasiyet ettiğini iddia ediyor. Tolstoy'un İslami usûllere göre defnedildiğini iddia eden Porohova, mezarının başında Hıristiyanlığın sembolü olan Haç'ın da yer almadığını belirtiyor. Sovyet hükümetlerinin bu gerçeği uzun yıllar gizlemeye çalıştığını kaydeden Prof. Aliyev, Tolstoy'un Müslüman olduğunun öğrenilmesi halinde Rus halkında İslama yönelme akımının başlamasından korkulduğunu ileri sürüyor.
Kitap, Rus Yelena Vekilova'nın Tolstoy ile oğulları üzerine yaptığı çarpıcı mektuplaşmaya da yer veriyor. Rusya'da 1904'te çıkarılan ve çocukların herhangi bir sebepten dolayı ayrıldıkları ana-baba dinine dönmelerine izin veren düzenleme sonrası yaşanıyor bu mektuplaşmalar. Azeri kökenli general İbrahim Ağa ile evli olan Vekilova biri üniversitede, diğeri askeri okulda okuyan iki oğlunun babalarının dini İslam'a meylettiğini, Rus ve Hıristiyan olarak kendisinin ne yapması gerektiğini soruyor ünlü Rus yazara.
Tolstoy'un bayan Vekilova'ya cevabi mektubu oldukça net. "Muhammediliğe, Hıristiyan dininden daha fazla önem vermelerine gelince, ben bütün kalbimle buna katılıyorum. Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan mukayese edilmeyecek kadar üstündür." satırlarıyla gençlerin tercihini destekliyor. Tolstoy, mektubun devamında çok daha ilginç bir tespitte bulunuyor: "Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Hıristiyan ve her bir insan şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği, tek Allah'ı ve O'nun peygamberini kabul ederdi."
"Hz.Muhammed" kitabı Tolstoy'un 'İtirafları'na yer veriyor. Söz konusu eseri Tolstoy, hasta olan erkek kardeşinin kendisinde uyandırdığı etkiyle kaleme alıyor. Tolstoy'un hayat hikâyesine de kısaca yer veren kitapta, araştırmacı ve edebiyatçılara belge özelliği taşıması için mektuplar ve hadislerin toplandığı risalenin Rusça orijinallerine de ek olarak yer veriliyor.
1828'de doğan Tolstoy, önce annesini, sonra babasını kaybetti. 9 yaşından itibaren halasının gözetiminde büyüdü. Asil ve zengin bir ailenin çocuğu olan Tolstoy, çocuk yaşında Fransızca ve Almanca öğrendi. 1844'te Kazan Üniversitesi'nde Doğu Dilleri üzerine eğitim görmeye başladığı halde, bohem yaşama olan düşkünlüğü ile bu eğitimi yarıda bıraktı.
19 yaşına geldiğinde ailesinden kalan servetin vârislerinden birisi olarak genç yaşında büyük bir servete kondu. 1851'de Kafkaslara askeri eğitim almaya gitti. İki yıl sonra Osmanlılara karşı savaşmak üzere cepheye katıldı. 1856'da ordudan ayrıldı. Çocukluk anılarını anlattığı 'Çocukluk'u 1851'de henüz 23 yaşındayken kaleme almaya başladı.
Kafkas halklarının yaşamını ele aldığı 'Hacı Murat' ve 'Kazaklar' romanlarını 1852'de, Kırım Savaşı'nı anlattığı 'Sivastopol Hikayeleri'ni 1855'te yayımladı. Ardından Fransa, İngiltere ve Belçika'ya seyahatler düzenledi. 1862'de evlendi. Ertesi yıl en önemli eserlerinden 'Savaş ve Barış'ı yazmaya başladı, 6 yıl sonra 1869'da tamamladı. 1873'te bir diğer klasik eseri 'Anna Karanina'yı kaleme almaya başladı ve 3 yılda bitirebildi. Bir diğer güçlü eseri 'Diriliş'i yirmi yıl sonra yazmaya başladı ve 1899'da tamamladı. Ara dönemde 'Din Nedir?', 'Ölüm Manifestosu' ve 'Üç Ölüm' gibi insan, yaratıcı ve ölümü ana tema olarak ele aldığı hikâye ve romanları yazdı.
Tolstoy, 82 yaşında eşiyle yaşadığı geçimsizlik ve kavgalara kızarak çocukluğundan beri yaşadığı Yasnaya Polyana'daki evini terk etti. 20 Kasım 1910'da Odesa-İstanbul üzerinden Bulgaristan'a gitmeye çalışırken zatürreeye yakalandı ve Astapova'da metruk bir tren garında hayata veda etti. Vasiyeti sebebiyle Yasnaya Polyana'daki çiftliğinin sessiz ve gölgeli bir yerine gömüldü.
TOLSTOY ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE
İSTANBULA GELİP MÜSLÜMANLIĞINI AÇIKLAYAMADAN ÖLDÜ
FORUM ALTINDÜNYA İSTANBUL 2012
MEHMET RÜŞTÜ YILMAZOĞLU
HEP MERHAMET ETTİKLERİMİZ VURDU SIRTIMIZDAN
MEHMET AYDIN MARAŞLIOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE İSTANBUL 2010
Hep merhamet ettiklerimiz vurdu sırtımızdan
Önce geldiler dost gibi kardeş gibi girdiler içimize
Sevgi ve saygı gösterdik aldık herkesi yüreğimize
Kardeşimiz gibi sevdik değer verdik kalbimizde
Oysa sevgi yokmuş nefret varmış onların yüreğinde
Merhamet ettiklerimizi bile sevmeyi öğretti Rabbim bize
Yaradandan ötürü yaratılanı sevdirdi Yüce Dinimiz bize
Herkesi olduğu gibi kabul etttik ve sineye çektik herşeyi
Ezildik dışlandık ama şikayet etmedik Rabbimize
Şikayet etsek ne olur hali dedik acıdık herkesin haline
Mermahet ettik diye hep sırtımızdan vurulduk böyle
Ne yapalım bizim karakterimiz budur değişemedik işte
Her zaman suçlu biz olduk kimse acımadı halimize
Acımadılar isteyen istediği zaman vurdu kalbimize
Biz kimseyi kıramadık olsun Rabbim acısın halimize
HEP MERHAMET ETTİKLERİMİZ VURDU SIRTIMIZDAN
MEHMET AYDIN MARAŞLIOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE İSTANBUL 2010
LOVE STORY
LESSON ENGLISH
LEYLA AND MECNUN
MAHMUT NURİ NECATİOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE 2000 İSTANBUL
Leyla Excuse me,can you the Leyla,Do you speak a Muslım-love
Yes Leyla ,I’m from Paradise,hello,good afternoon
My name is Mecnun,I’m Muslım,What’s your name
My name is Leyla,My surname’s İslam,Mecnun
I’m Mecnun,Don’t panıc,I’m muslım,nice to meet yo,Leyla
Nıce to meet you,too,Where do you come from Leyla
Leyla,where are you from ,I’m from Paradise
Mecnun,I’m from Islam-land,I love you Prophet Hz.Muhammed (s.a.v )
Yes,Leyla,okey,I love you Prophet Hz.Muhammed ( s.a.v )
Leyla,I hope I’m not disturbing yo
No Mecnun,It’s very nıce to talk to you
Thank you very much,Leyla
Where I you I would go to love,Do you understand Leyla
Yes Mecnun,I Understand,can you tell me the way to
Mecnun,How far is love
Shall we go this way,ıs ıt to far to walk Mecnun,
No Leyla,it is too far,you can’t walk there
Which bus go es to love Mecnun
Leyla,ı can take you to the love,if you want
Leyla,are you alone here,How long have you been like this Leyla
Leyla,Please lie down over there,I love Leyla
Mecnun,I can’t breath easily,I love you Mecnun
LOVE STORY
LESSON ENGLISH
LEYLA AND MECNUN
MAHMUT NURİ NECATİOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE 2000 İSTANBUL
AŞK HİKAYESİ
DİL TÜRKÇE
LEYLA VE MECNUN
MAHMUD NURİ NECATİOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE 2000 İSTANBUL
Leyla,affedersin,Leyla sen,bir Müslüman aşkını konuşabilirmisin
Evet Leyla,ben cennetten geldim,Merhaba
iyi günler
Benim adım Mecnun,ben Müslümanım
senin adın nedir
Benim adım Leyla,soyadım İslam,Mecnun
Ben Mecnunum,telaş etmeyin,ben Müslümanım,
anlıyormusun,Leyla
Beni anlıyormusun,sen nereden geldin Leyla
Leyla,nereden geliyorsun,ben Cennetten geldim
Mecnun,ben İslam ülkesinden geliyorum
ben Peygamberim Muhammedi seviyorum
Evet,leyla,tamam,ben Peygamberim Muhammedi
seviyorum
Leyla,sen rahatsız oluyormusun
Hayır Mecnun,çok teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim,Leyla
Benim aşkım nerede,beni anlıyormusun Leyla
Evet mecnun,ben anlıyorum,bana yolunu söyle
Mecnun,ne kadar sevgi
Bu şekilde gitmek zorundadır,uzakta yürümek için Mecnun
Hayır Leyla,çok uzak olduğunu biliyorum,orada yürüyemiyorum
Oraya Otobüs yokmu seni seviyorum Mecnun
Leyla,sen aşkı bilirmisin,istersen
Leyla,burada yalnız,ne kadar zamandır Leyla gibi olmuştur
Leyla,lütfen şuraya uzan,ben Leylayı seviyorum
Mecnun,nefes almak kolay,ben Mecnunu seviyorum
AŞK HİKAYESİ
DİL TÜRKÇE
LEYLA VE MECNUN
MAHMUD NURİ NECATİOĞLU
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE 2000 İSTANBUL
|
Bugün 39 ziyaretçi (186 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|